Sözde Var Olanlar

378 44 132
                                    

Beşinci ve altıncı sınıflara dönemin ilk gününde ortak bir ders yapılacağı duyurusu yapıldığında sabah erkenden Harry ve Helen soluğu biçim değiştirme sınıfında almıştı.

Devlet sırrı saklıyormuşçasına fısır fısır konuşurlarken masalarına bir kedi çıktı.

Helen, kardeşinin dizini çimdiklediğinde Harry masalarındaki kedinin büyükanneleri olduğunu yeni fark etmişti.

Kadın insan formuna döndüğünde ellerini torunlarının birer yanağına koydu.

"Babanızı bu aralar rahatsız etmeyin. Başı yeterince kalabalık zaten."

"Ama o-"

"Sizin düşündüğünüz gibi değil. O size kızmadı, kırıldı. Onun sözüne itaat edeceğinizi düşünmüştü çünkü. Evet çoğu konuda onu dinlemeyebilirsiniz ama annenin eşyaları onun için çok değerli biliyorsun Helen. Oraya girmeniz yetmezmiş gibi bir de geçmişe kısa bir yolculuk yaptınız. İkinizde anlıyor musunuz?"

Helen "Evet" diye mırıldanırken Harry kafasını kaşıyarak yaşlı cadıya döndü.

"O kızgınken bir nebzede olsa ne yapacağımı biliyorum ama bu durum çok tuhaf profesör. Kusura bakmayın ama ben dediklerinizden hiçbir şey anlamadım. Tahmin edersiniz ki babam olduğunu iddia eden adamla daha birkaç aydır görüşüyoruz."

"Harry-"

"Açıklamaya gerek yok Profesör."

Yaşlı cadı şapkasını düzelterek arkasını döndü ve masasına ilerledi.

Oğluyla torunu arasındaki gerilim dolu köprüyü nasıl geçeceğini bilmiyordu. Sağa gitse Severus'a, sola gitse Harry'e tosluyordu. Tabi bir de aralarında geleceğiyle ilgili eğitimden daha fazlasını hayal eden Helen vardı.

Annabel burada olsa bu üçlüyle nasıl başa çıkardı, diye düşünerek sıraların öğrencilerle dolmasını bekledi kadın ve son birkaç saatte hayatı boyunca yaptığı en uzun ve zorlu ders yaşandı.




🔮🔮🔮🔮



Harry'i, Snape'i ders dışında görmemeye alışıktı yine de hiç beklenmedik koridor köşelerinden çıkıp o bir türlü anlamlandıramadığı bakışlarından birini atmasını deli gibi istediğini fark etti yedinci kat koridorunda aylak aylak dolaşırken.

"Potter!" Harry arkasından gelen cırtlak sesle yüzünü ovuşturarak olduğu yerde kaldı. Sağındaki boş koridora doğru koşup kaybolmayı öyle çok istiyordu ki yine de McGonagall'ın yeniden kendisi için bu çekilmez kurbağa suratlı kadınla karşı karşıya kalmaması için derin derin nefesler alıp arkasını döndü.

"Profesör Umbridge?"

"Bu saatte koridorda ne yapıyorsun?"

Harry üçüncü yılında Snape'e söylediği yalanı hatırladığında gözlerini ovuşturdu. Altın Küre'yi hak edecek bir oyunculukla esneyerek "Uyur gezer olmanın kötü yanlarından biri de bu sanırım. Aniden uyanıyorsun ve o yattığın sıcacık yatakta değilsin. Onun yerine soğuk ve kasvetli bir koridordasın. Bu emin olun beni yıllar içinde çok yordu. Teyzemi delirttiğim zamanlar bile oldu bunun için."

Pembe paltosuna sarılan kadın çocuğu baştan aşağı süzerek elindeki asasını yavaş yavaş havaya kaldırdı. "Bana oyun mu oynuyorsun sen çocuk?" Harry hangi akla hizmet asasını yanına almadığını düşünerek bir iki adım geriye gitti. "Hayır efendim. Size asla yalan söylememem gerektiğini net bir şekilde öğrendim."

"Potter o lanet yatağının kalkanlarını yapmadan mı yattın?" Koridorda yankılanan duygusuz ve buz gibi sesle Harry sevinse mi üzülse mi bilemiyordu. Yine de adamın oyununa arka çıkmasına içten içe sevinmişti. 

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin