O Biliyor

330 46 116
                                    

Severus geceyi geçirdiği St. Mungo'da gözlerini açtığında kadının yanında sakin ve belli bir ritimde nefes alıp verdiğini fark ettiğinde gülümseyerek parmaklarını yanağında gezdirdi.

"Seninle uyanmayı özlemişim, ufaklık. Beni duyuyor musun bilmiyorum ama ufaklık dediğim için bu yataktan kalktığında eminim beni lanetleyeceksin. Seni temin ederim ki basit bir şekilde teslim olacağım," diyerek parmaklarını yanağından çenesine oradan da kadının zarif boynuna indirdi.

"Sana ilk ufaklık dediğim gün aklıma geldikçe sırtım tekrardan acıyor ama ben bu sefer gülümsüyorum, sevgilim. Hayatımda hiç o kadar iyi sersemletme büyüsü yememiştim. Ahh... O günleri özleyeceğimi hiç düşünmezdim ama şimdi sadece senin bulunduğun anılarla ayakta kalıyorum Annabel. Her geçen gün içinde bulunduğum durum zorlaşıyor. Buraya bile gizli bir geçitten geldim. Annabel ben-" Cümlesini tamamlayamadan elinde kahvelerle odaya giren Regulus'la toparlanarak yatağın demir başlığına yaslandı.

"Günaydın. Bölmedim değil mi?" En yakın arkadaşının yüzündeki sırıtışa göz devirerek elindeki kahve bardaklarından birini aldı.

"Ne saçmalıyorsun? Öyle boş boş konuşuyordum işte."

"Boş boş konuşmak iyidir dostum. Çünkü içinin aslında ne kadar dolu olduğunu fark etmeden kelimeler öylece dökülür."

Severus cevap vermek yerine kahve bardağına düşüncelerini gömdüğünde Regulus boğazını temizleyerek konuşmaya başladı:

"Durumu nasılmış? Bundan sonra nasıl bir yol izleyecekler?"

"Baş hekim bunun iyi bir gelişme olduğunu söyledi. Ama neyin nasıl tetiklediğini bilmiyorlar. Daha yakından gözlemleyecekler, hiç değilse öyle dedi."

"Ama sen neyin tetiklediğini biliyor gibisin." Regulus kahve bardağını komodine bırakıp sandalyeye yayıldı ve arkadaşının konuşması için gözlerini ondan çekmedi uzun bir süre.

"Peki! Bence aramızdaki sevgi bağı bunu sağladı ya da başka bir şey. Tam bilmiyorum. Tek bildiğim benim öfke patlaması yaşadığım anla onun tepki verdiği zaman aynı."

"Hissetti mi diyorsun?" Severus kirli sakallarını kaşıyarak yatakta hareketsiz bir şekilde yatan kadınla buluşturdu bakışlarını. "Benden ne saklıyorsun Regulus?"

"Ne? Konumuz ne ara bana geldi?"

"Dünden beri benimle konuşurken dudağını ısırıyorsun, sürekli saçını düzeltiyorsun, ellerini koyacak yer dahi bulamıyorsun!"

Regulus yakalandığını anladığında oturduğu sandalyeyi terk ederek geri geri gitmeye başladı.

"Dumbledore, merkezde seninle görüşmek istediğini söyledi. O anlatacakmış neler olduğunu. Lütfen benden daha fazlasını isteme. Sadece şunu bil dostum ben uyardım, engelde olmaya çalıştım."

Severus oturduğu yataktan kalkarak adamın üstüne yürüdü. Gözleri kısılmış, etrafına güçlü bir aura saçıyordu. Regulus'un arkasındaki duvara sinmesine yetecek bir aura.

Sesiyse ölüm kadar soğuk ve tizdi. "Ne yaptı?"

"O biliyor."

{ Severus'un kafasının içi ⬇️}

❄️❄️❄️

Yıllardır yağlanmayan kapının açılmasıyla kapanması bir olurken evde yankılanan sesle yeni ziyaretçilere karşı Walburga Black dahi sessiz kaldı. Her zaman ki çığlığı yoktu. Ev bir anda sessizliğe teslim olmuştu.

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin