Sahte Ayrılıklar

466 38 419
                                    

-Ondan kalan bir anıydı sadece. Bir gülüş, bir bakış. Hepsi o kadar. Ama valizim tıka basa dolu. O kadar ağır ki yürümek bile güç geliyor. Tekerlekler ayaklarıma dolanıyor.

"Senden hiçbir şey istemiyorum tamam mı? Keşke hiç sevmeseydim seni

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Senden hiçbir şey istemiyorum tamam mı? Keşke hiç sevmeseydim seni."

"Ben seni hiç sevmedim ki zaten!" Adamın son sözüyle büyük bir sessizlik oldu. Bağrışmalar durdu, tartışma sonlandı. İki cümle arasındaki uçurumdan aşağı düşen kadın hayal kırıklıklarıyla dolup taşan gözlerini arkadaşlarının zoruyla evden çıkarılan adama çevirdi.

"Hiç sevmemiş..!"

"Annabel o sinirli o yüzden öyle diyor sende biliyorsun." İşte son kar tanesi. Kadının içinde büyüyen kar topunu bir çığ gibi etrafa püskürtmesi için gereken o son tane.

"Suuuuss... Suuuss!" Kadının çığlıkları evin her köşesinden duyuluyordu. Bayan Potter ayağa kalkarak donup kalan Cissy'i geriye çekti.

Kızının haykırışları canını yaksa da duruşunu bozmadı. Cadı bağırıyordu, acısını kusmak istercesine tüm gücüyle. Yaşadıklarını, hissettiklerini görmeyen, aksine onu daha da yalnızlaştıran bu insanlara bir şeyleri kanıtlamak ister gibiydi. Kendi gömleğinin iki yakasını kavramış 'sus' diye bağırmaya devam ediyordu. Severek giydiği gömlek o an için sadece kumaş parçası değildi. Taşıyamadığı duygusal yüklerin maddeleşmiş haliydi. Tüm gücüyle yakalarına asılıyordu. Onları yırtıp atabilse hafifleyecekmiş gibi hissediyordu. Yavaş yavaş sesi çatallaştı, alçaldı ve sonunda sessizliğe gömüldü. Etrafına duygudan yoksun bakışlarla bakmaya başladı. Maraton koşmuş bir sporcuydu o an. Nefes nefese kalmış ama sonunda bitiş çizgisine de ulaşmıştı.

"Annabel" diyerek ona yaklaşmaya çalışan annesine karşı iki elini siper ederek ondan uzak durmasını sağladığında yaşlı cadı kızının artık eskisi gibi olmayacağını çok iyi biliyordu.

"Şşhşşh..." Odadaki herkes cadının uyarısıyla susarken ta bahçeden sesini duyan iki adam Severus'u cisimlenme noktasına kadar yolcu edip geri dönmüştü. Bıraktıklarıyla buldukları Annabel'in farklı olması ikisinin de dilini damağını kurutmuş, boğazlarına iri yarı bir öküz oturtmuştu.

Cadı annesiyle arasına koyduğu ellerini yumruk yaparak kadına dokunmadan yanından geçip antika birkaç eşyanın bulunduğu çekmeceli ahşap dolaptan bakanlığın logosunun basılı olduğu ince bir dosya çıkarıp masanın üzerine koydu. Mor dosyanın içinden çıkardığı birkaç evrakı imzalayıp tekrar aynı düzende dosyaya yerleştirdi. Ne yaptığını bilen tek kişi en yakın arkadaşı olan cadıydı. Lucius'tan boşanmak için gereken evrakları öğrenmek için bakanlığa gittiklerinde arkadaşı da bir kopyasını almıştı belgelerin. Belki ta o gün sonlarını görmüştü.

Kapağını kapatıp kalemi yanına bıraktığı dosyanın üzerine yüzüklerini de çıkarıp koyduğunda pasta tamamlanmış oldu. Yüzüklerse son somut ögelerdi. "Bunu ona verin. İmzalasın." dedi.

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin