Son Potter Üyesi

374 47 102
                                        

Regulus siyah asker botları, yine aynı renkte kargocu pantolonu, beyaz atleti ve üstüne giydiği bol gömleğiyle olduğundan daha genç görünüyordu.

Adaçayı rengindeki yuvarlak kemik gözlüklerini düzelterek kendisine kaçamak bakışlar atan son sınıf öğrencileri olduğunu tahmin ettiği kızlara meydan okurcasına gülümseyerek göz kırptı.

Hogsmade'nin yaz tatilinde de bu kadar genç lezzetleri misafir ettiğini ilk defa görüyordu. "Genç, lezzetli ve kusursuz," diye mırıldanarak ellerini pantolonunun cebine sokup okula giden patikayı takip etti.

Albus'un şu yaz gününde kendisini ayağına kadar çağırmasına küfürler savurarak vereceği önemli bilgileri düşünmeye çalıştı. Sakinleşmek için saçma bir yöntem olduğunu bilse de tüm hafta boyunca yaptığı araştırmaları anılarından seçip gözden geçirmeye başladı.

Bir anda araştırması yerine abisiyle olan kavgaları sardı tüm zihnini. Sirius'un her seferinde onu ezip geçmekten çekinmemesi...

Sonra anılar yeniden değişti. Severus'un her zaman yanında olup ona destek olduğu zamanlara geldi. Karanlık masada otururken bileğini güven verircesine tutan adamla ışığa nasıl çıkacağını öğrendiği günlerde gezindi.

Kendisi ışığa bir nebzede olsa çıkabilmişti. Peki ya o yol boyunca onu destekleyen düşmemesi için her zaman yanında duran en yakın arkadaşı.... O ışığa çıkabilmiş miydi? Yoksa her yıl daha da karanlığa mı gömülmüştü?

Anılarının arasında öyle kaybolmuş, öyle karanlık kuyulara düşmüştü ki müdürün odasına geldiğini bile fark etmemişti.

"Limon Partisi" diye şifreyi ağzında geveledikten sonra yükselen merdivenlere atlayarak ihtiyar için oldukça büyük ve gereksiz eşya bulunduran odaya girdi.

"Regulus, hoş geldin."

Adam ellerini gri saçlarının arasından geçirerek yaşlı büyücüye başıyla selam verdi. Sırtını hangi mevsim olursa olsun buz gibi olan taş duvara yasladı.

"Araştırman nasıl geçti?" diyerek limon şerbeti dolu sürahiyi işaret etti.

Regulus başını iki yana sallayarak adamın teklifini reddederken gömleğini çıkarıp sağ omzuna attı.

"Bir sonuca vardım. Evet Lord güçlü ama daha ruh emicilere erişecek kadar zamanı olmadı. Yine de bunu bilemeyiz diyeceksin ama ben onu da çürüteceğim. Şöyleki Harry'e düzenlenen saldırıdaki ruh emiciler ne başı boş gezenlerden ne de Azkaban'daki acımasız ekipten. Onlar bakanlığın özel ruh emicileri Albus! "

Yaşlı büyücü dirseklerini masaya koyarak parmak uçlarını birbirine değdirdi ve düşünmeye başladı.

"Bakanlık... Fudge bu kadar ileri gitmez."

Regulus, adama göz devirerek topuklarının üzerinde dönerek kapıya ilerledi.

"Nasıl yorumlayacağın beni pek ilgilendirmiyor. İyi günler."

Okulun tablolarla dolu koridorlarından hızlı adımlarla ilerleyerek kendisi hakkında yorum yapan tablo sakinlerini görmezden geliyordu.

Adamın her şeye şüpheyle yaklaşması ve onlara güvenmemeyi seçmesi yeterince sinirlerini alt üst etmişti. İnanmayacaksa neden bu lanet işe bir haftasını harcamıştı ki?

"Peki Albus! İşler senin istediğin gibi ilerlesin. Diğer istediğin karanlığın toplanma alanlarıyla ilgili araştırma bekleyebilir o zaman. Bu adam Hogsmeade' de biraz baş döndürücek."




❄️❄️❄️





Black evinin çatı katındaki boş odalarından birine kaçmış olan çocuk başını cama yaslamış Londra sokaklarını yıkayan yaz yağmurunu izliyordu.

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin