O DÖNDÜ MÜ?

313 42 112
                                    

Hogwarts onun eviydi. Ama onu hiç bu kadar sıkmamıştı. Oturduğu yerde boğuluyordu. Oysaki bu pencerenin önüne oturduğu ilk gece hayatının değiştiğini ve sonunda bir evi ve ailesi olduğunu düşünmüştü. Sirius'la yaşamasının bir hayalden ibaret olması gibi o gün ki düşünceleri de büyük bir cam vazonun yere düşerek parçalara ayrılması gibi tuzla buz olmuştu.

Alnını cama vurduğunda Hedwig'in ürkütücü ciyaklaması tüm odayı doldurdu. Ron, en yakın arkadaşının neyi olduğunu çözemediği için kendine kızıyordu. Söylenerek yataktan kalkıp odadan çıktı.

Alt kattaki salonda fısır fısır konuşan ikilinin arasına oturduğunda Hermione de Ginny de kaşlarını çatmış ona bakıyordu.

"Ne yapıyorsun Ron?"

"İyiyim Ginny sen?"

"Merlin'in bilinmeyen sırları aşkına yine derdin ne Ronald? Harry'le konuştun mu da aşağıya indin?" dedi Hermione elindeki kitapla arkadaşının omzuna vurarak.

"Senden bir adım ileriye dahi gidemedim. Konuşmaya değecek bir mesele olmadığını söylüyor. Siz Helen'le konuştunuz mu?"

"Oradan da hiçbir sonuç çıkmadı o yüzden hiç boşuna heveslenme. Helen'le yaptıkları zihin derslerine iki haftadır gitmiyormuş. Onunla konuşmak istediğini söylediğinde de bahaneler uydurup kaçıyormuş sürekli. Helen'de bizim gibi kısaca. Hiçbir şey bilmiyor.

"Yine Umbridge ile bir sorun yaşamış olmasın?" dedi kızıl cadı parmaklarını çenesine vurarak.

"Sanmıyorum. Öyle olsa söylerdi. Hatta tüm okul duyardı. Sizde biliyorsunuz ki Umbridge artık yaptıklarını gizlemiyor. Hatta tüm okulu korkutmak için kullanıyor."

Ginny aklına gelen fikirle bağdaş kurarak Hermione'nin elini tuttu. "Bence onunla bir de sen konuşmayı denemelisin."

"Bunu yaptık Ginny!"

"Birlikte yaptınız Ron. Baş başa değil. Hermione yalnız gitmeli konuşmaya."

"Bu neye yarayacak?" Ginny, Hermione'nin haklı olduğunu içten içe kabul ederek duygu yoksunu kardeşinin yavaşça kafasına vurdu.

"Saksını çalıştır biraz Ron! Bazen anne şefkatiyle yanında olabilecek kız arkadaşa daha çok ihtiyaç duyarsın bir erkektense. Harry için duygusal bir konu olduğu apaçık. Bunu seninle konuşsa ona saçma sapan şeyler söyler, gülüp geçersin."

"Öyle olsa Helen'le konuşurdu değil mi Ginny?"

"Hayır RON! Evet Helen onun kardeşi ama birbirlerini daha yeni yeni tanıyorlar. Herkesten sır gibi sakladığı bu olayı onunla paylaşması da seninki kadar olmasa da zor. Ama Hermione'yi yıllardır tanıyor, en yakın arkadaşı. O yüzden kesinlikle baş başa konuşmalılar." Ginny konuşmasını bitirdiğinde gizli bir sırıtmayla sehpanın üzerinde duran sudan büyük bir yudum aldı.

Harry'nin Hermione'ye aşk itirafında bulunamayacağı aşikardı ama bunun dışındaki her konuda cadıya rahatlıkla açılabiliyordu. Bu da onları yakınlaştırmanın en basit yollarından biri olarak görüldü o an için.

Hermione, kızıl cadının söylediklerini akıl terazisinden geçirirken Harry koşar adımlarla yanlarına geldi.

"Okuldan çıkmam gerek, hemen!"

"NE?" Büyük bir koro gibi aynı ağzından dökülen kelimeler ortak salonda yankılanırken Harry umursamaz bir tavırla ceketini düzeltti.

"Okuldan çıkmam gerek diyorum. Hem de hemen. Kaybedecek zamanım yok."

"Harry dur! Nedenini söyle ki yardımcı olalım."

"Sirius. Onun başı belada Hermione. O, onu buldu. Gitmem gerek."

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin