Dumbledore Evi

364 44 168
                                    

Şöminedeki ateşi sarsan öksürük kesildiğinde yaşlı büyücü misafirinin üstüne bir battaniye örttü.

"Bağışıklık iksirlerini aldın mı?"

"Aldım. Hangi iksiri içmem gerekiyorsa hepsini içtim. Artık rahatla Ab."

Uzun griye çalan sakallarını sıvazlayarak kırmızı tekli koltuğa oturdu adam. Severus'un dediklerini hala kafasında oturtamamıştı.

Tom gizem dairesine nasıl girmeyi planlıyordu?

"Kendi içinde savaş vermeyi bırak, öhöö öhöö, benimle paylaş." deyip baş ucundaki büyük bardağı tekrar dudaklarına götürdü.

"Anlat ki sana yardımcı olabileyim."

"İyileşmene bak! Bana bize ayakta ve sağlam lazımsın."

"Beyni çalıştırmak insan hayatının en yorucu aktivitesidir Albus, inan bunu biliyorum. Ama benim durumumda o kadar da yorucu değil. Hadi anlat. Kendi kendine debelenip duruyorsun."

Yaşlı büyücü kahvesindeki köpükleri izleyerek mırıldandı. "Severus dün gece Tom'un yanından geldi. Hem de karmaşık ve önemli bilgilerle. Ama aklımı karıştıran tek bir tane var. Çözemiyorum bir türlü."

"Her sorunun iyi veya kötü bir çözümü vardır. Söyle bana şimdi zihnini meşgul eden, seni büyük bir tereddüt girdabına sürükleyen şey ne?"

"Tom gizem dairesindeki kehanet küresini alabileceğini söylemiş. Bu zamana kadar ki tüm girişimleri olumsuz sonuçlandı ki zaten öngörülebilen bir sonuçtu bu. Ama şimdi... Anlamıyorum. Kendine nasıl bu kadar güveniyor?"

"Ne kadar süremiz var?"

"İki hafta. İki hafta sonra gerçekleştirecek ve ben daha nasıl yapacağını anlamadım."

"İki hafta ha? Annabel Potter'ın ölüm fermanını da imzalamıştır o zaman."

"Öyle. Severus'u toparlamakta güçlük çekiyorum artık. Neresinden tutsam elimde kalıyor. "

"Çok sıkıyorsundur belki de. Onun iplerini biraz gevşet, ama temelli de bırakma. Annabel Potter'ın ölüm fermanına çözüm bulduk zaten. Severus'a gerekeni söylemen lazım sadece."

"Bu çok zor işte. Görmek isteyecek, nerede, güvende mi, kiminle, yalnız mı, diye bir sürü soru soracak. Okul zaten büyük bir kazan çamurlaşmış iksir gibi karmaşık. İlk defa yorulduğumu hissediyorum."

"Albus Dumbledore? Vay be sende hepimiz gibi bir insanmış." dedi kadın ve yeniden öksürük nöbeti geçirdi.

Bilge büyücü, kadının sakinleşmesini beklerken okulundaki yıkılan otoritesini düşünüyordu. Dolores'ten nasıl kurtulacaklardı dahası bakanlığı nasıl Voldemort'un döndüğüne inandıracaktı?

"Anlayacaktır. Karısını öldürmektense bilmediği bir yerde güvende olmasını zamanla kabullenecek. Tom ve küre daha önemli şu an bizim için."

"Bir fikrin var mı?"

"Kendisi almalı ya da eşi olan kişi."

Küçük, sevimli ve sıcak olan oturma odası bir anda buz kesti. Karşılıklı oturan iki yetişkinde sustu.

-Harry, diye mırıldandı kadın.

"Kendisinin gitmesi büyük bir cesaret ister o cesareti de eğer Harry bakanlıkta olursa bulur. Bu çok karışık bir denklem." dedi ve ellerini kahverengi saçlarının arasından geçirdi.

"Tanrım! Harry'i bakanlığa çekmesi gerek, ama öyle bir saat olmalı ki bakanlık boş olsun. Oraya adım atabilmesi hatta çocukla karşı karşıya gelebilmesi için etrafta müritleri dışında kimse olmamalı."

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin