21.Bölüm "MESAFELER"

2.3K 113 34
                                    

Merhaba,

Sizleri özledik.

Umarım siz de bizi özlemişsinizdir 💗

Satır arası yorumlarınızı bekliyorumm

İyi okumalar...

***

Saniye kolu,akreple yelkovanı defalarca kez devirmişti. Dakikaların bir nehir gibi akıp geçtiği süre boyunca ikimiz de sessizdik,Zafir bana belimden sarılmış tüm sıcaklığını da bana bahşetmişti, yüzünü boynumda dağılan saçlarımın arasına gömmüştü. Gözyaşları çoktan dinmiş yerini sessiz bir uğultuya bırakmıştı. Fırtınada biten yağmur geriye kalan rüzgarla bedenimi üşütüyor,bir boran çıkmasından ötürü tedirgince yatağın üzerinde aynı pozisyonda oturuyordum.

Elimde tuttuğum tişört hiç umrumda değildi,kendi gözyaşlarım yüzümde kurumuştu ve gözlerim saatlerdir ağlamaktan yanıyordu bakışlarım yerde sabitliydi,bir dart tahtasına saplanmış ok gibi çakılı kalmıştı.

Her şeye rağmen çok rahatlamış hissediyordum. Acaba bunun sebebi arkamdaki adamın omuzlarına devasa bir yük bırakmamdan dolayı mıydı?

Zafir, çıplak omzuma ufak bir buse bıraktı ve arkamda hareketlenerek geri çekildi,bu yükü ona yüklemekle iyi mi yapmıştım bilmiyordum fakat oldukça özgür hissediyordum. Sanki ona daha da yaklaşmıştım.

Hayranı olduğum damarlı elleri çıplak belime usulca temas etti ve beni kendine döndürmek istediğini belli edercesine yön verdi. Yerdeki ruhsuz bakışlarımı da söküp yavaşça ona doğru döndüm,her ne kadar ona şeffaf davransam da utanmadan edemiyordum. Sanırım uzun süredir o şerefsizlerin ve kendi kendime yaptığım psikolojik baskıların geçmesi, gördüğüm uzun tedaviye rağmen zor olacaktı. Ve bu yüzden ben hâlâ bedenimden utanmaya devam edecektim.

Başım öne eğikti, parmaklarım tişörtümde geziniyordu. Bir bacağım yatağın kenarından sarkmış yere temas ederken diğer bacağım yatağa sabitli olsa da kendime çekilmiş şekilde duruyordu. Karşısında sadece sütyenle ve gizlenmemiş yaralarımla duruyordum.

Onun bacağının biri aynı benimki gibi yataktan sarkarken diğeri beni ablukası altına almış gibi yanımdan arkama doğru uzanıyordu ve bedenlerimizin arasında hiç mesafe yoktu,elaya kaçık kahve gözlerini göremesem de beni izlediğini hissediyordum ve emindim ki sadece yüzüme bakıyordu.

Bu sessizliğimizin merakına yenik düşüp hafif bir şekilde başımı kaldırdım, evet yanılmamıştım. O güzel gözleri sadece yüzümdeydi, hemen gözlerimi kaçırdım buna rağmen gözlerinin kan çanağına döndüğünü görmek içimde bir yerlerin daha alev almasına neden oldu.

Tekrar parmaklarıma bakarken bu sefer onun yürek titreten göğsü, aldığı içli nefesle yükselip alçaldı. Parmaklarının çeneme olan teması yutkunmama neden oldu. Başımı ufak bir temasla yavaşça kaldırdı.Gözlerine bakmamak için dirensem de bunu bana zorunlu kılarak gözlerini üzerime dikti bu yüzden de gözlerine bakmak zorunda kaldım.

"Gözlerini gözlerimden kaçırmanı istemiyorum." Biçimli kaşları hafif bir açıyla havalanmıştı.

Güzel gözlerine telrar çekinerek baktığımda, gözlerinde birisi yatıyordu ve yatan kişi benim çocukluğumdu. İşaret parmağını kalbimin üzerine dokundurdu. "Bugün düştüysen yarın birlikte kalkacağız,hiçbir zaman seni bile isteye yalnız bırakmayacağım. Kimsenin sende yeni yara açmasına izin vermeyeceğim,derin bir nefes aldığında o soluk ciğerlerine dolmadan elini tutmuş olacağım. Herkese güçlü ama bir tek bana yenik kızım benim,ne bedenini ne de ruhunu benden esirgeme." Dedi güçlü sesiyle.

SAVRULAN KÜLLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin