34.Bölüm "KUYRUKLU YILDIZ"

1.1K 53 35
                                    

Merhabalarrr

Sizleri özledik

Bölüm sonunda buluşalım

İyi okumalarrrr

*

***

Böyle bir şeyin olma ihtimali yoktu zaten kız geldiğinden beri Zafir ona bir kez bile gözlerini değdirmemişti. Ona güveniyordum önceden ilişkisi olsa bana söylerdi. Bu kadın cidden artık sıyırmıştı,onu en son o meydandaki gece görmüş bir daha da görmemiştim.

Ve hâlâ bir değişiklik yoktu,nato mermer nato kafa olarak karşımdaydı. Belki o gün böyle şeyler dese ve yanında bir kadınla karşıma gelse o kafayla inanırdım ama bu bir aylık süreçte kafamı toparlayıp yaşadıklarımı iyice sindirmiştim. Bu sadece Zafir ve Zafir'den gelenlerle ilgili olayları sindirmek üzere olan bir durum değildi. Geçmişten bugüne kadar olanları kabullenmiş ve öyle dönmüştüm o yüzden böyle bir durumda ona inanmamı beklememeliydi.

"Babanne! Saçmalama,ne çocuğu?!" Diyerek çıkışan Zafir elini sandalyesinin kenarlarına vurmuştu. Ayağa kalkabiliyor olsaydı büyük ihtimalle babaannesini kolundan tuttuğu gibi dışarıya atacaktı.

Onun bir kadına el kaldırmayacağına adım kadar emindim ama gerçekten insanlar bazen hak ediyor ve karşısındakileri o raddeye getiriyorlardı. Ama önemli olan size bu gibi zarar veren insanlara sabretmek ve varlığınızın getirdiği güçle karşınızdakinin varlığını ezmekti. Yoksa şiddete karşıydım tabi çığrından çıkmazsam...

"Almina,Almina bana bak. Sana yemin ederim-" devamını duymamak adına elimi kaldırdım ve gözlerimi ona çevirerek susmasını sağladım.

Ona inanıyordum, böyle bir durum olmadığını biliyordum ve bu kadının gözünün önünde Zafir'in kendini inandırmak için vereceği savaşı görmesine izin vermeyecektim. Zafir'i de anlıyordum çünkü yaşadığımız o büyük ayrılıktan sonra daha yeni yeni barışıyorken gitmemden ya da bir şey olmasından korkuyordu,biliyordum. Kendimden biliyordum çünkü ben de korkuyordum.

"Kadını da al git buradan." Dedim keskin bir tavırla. Bizim adamlarımız etrafımızda dizilirken Berivan'ın adamları ise arkada kalmıştı.

"İnanmıyorsun demek. Öyleyse ondan dinle,anlat Reyhan kızım." Berivan bir adım geriye gitti ve eliyle Reyhan denilen kadını öne çıkardı. Kadın beklemediğim bir şekilde gayet de çekingen bir tavırla bana doğru adım attı ve eliyle karnına dokundu,yutkunduktan sonra gözlerini saliselik kaçırıp Zafir'e oradan da bana baktı ve dudaklarını yaladı.

"Benim karnımda erkek evlat var. Ona ait,o kurtardı beni... Zalimlerin elinden kurtardı,sonra bir eve yerleşmemi sağladı. Arada konağa giderdim kendisi de uğrardı konağa orada görüşürdük. Yalansa sor,sonra münasebetimiz ilerledi. Sonra beni evine çağırdı,o gece..." Elimi uzatıp kadının kolunu sıkıp kendime çektim.

"Yalancının mumu diye başlayan bir laf vardır bilirsin değil mi? Atalarımız söylemiş zamanında,birileri ayağını denk alsın; atacağı adımları ona göre atsın ki yere kapaklanmasın,Allah korusun kendilerine bir şey olur diye..." Yaklaştım ve kulağına fısıldadım.

"Reyhan; yalan söylediğini anlıyorum,hareketlerin seni ele veriyor,merak ettiğim iki şey var,iki ihtimal: Çocuğunla mı,ailenle mi tehdit ediyor?" Diyerek geri çekildim.

Titreyen göz bebekleriyle bana baktı,hamile bir kadına bunu yaşattığı için bile o kadını sürgün etmem için bir sebepti.

"Eşim hasta,ben bu durumdayım. Eğer onun dediği gibi davranmazsam eşimin ilaçlarını temin etmeyecekmiş. Boran ağaya yan gözle bakmayı denedim ama yapamıyorum eşime bunu yapamam,Boran ağam abisiydi eşimin. Yardım et n'olur." Dediğinde öfkeyle soluklandım.

SAVRULAN KÜLLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin