32.Bölüm "DİLHUN"

1.2K 51 28
                                    

Selaammmmm!!

Yeni bir bölümle daha karşınızdayız...

Dilhun:Kalbi kan ağlayan...

Bizimkiler sizleri özlemiş,ben de sizleri özledim duydum ki siz de bizi özlemişsinizz

🇹🇷⭐Filenin Sultanları'nın bize getirdiği şampiyonluğu kutluyor ve sizleri bölüme uğurluyorummm

<3333

Bölüm şarkısı;

Kayahan-Siyah Beyaz Bir Aşk Hikayesi

***

"Erturan ailesinin sana selamı vardı." Dedim elimdeki şeftali dilimini yerken.

"Aleyküm selam da sen onları nerede gördün de seni nereden tanıyorlar?" Dedi başını bana çevirdiğini hissettiğimde. Televizyona bakarken bıçağın ucuna elmayı saplayıp ona uzattım.

Yüzüne bakma gereksinimi duymamıştım,beyefendiyi affetmemiştim.

"Taksiyle geldim, şoför Erturan aşiretinin başının kardeşiymiş. Size bağlı olduklarını ama Berivan Algan yüzünden bağlarını kopardıklarını falan anlattı." İnatla elmayı almaması sonucu yüzüne baktım ve bıçağı biraz daha yaklaştırdım. Gözlerime bakarak elma dilimini çekti ve aldı.

"Sen ne dedin peki?" Kucağımdaki tabağa bakarak doğranacak meyvelerden aradım. Onun elmadan aldığı ısırık kulaklarıma dolmuştu.

"Ne diyeceğim,haklısın abi bu kadın iflah olmaz az bile yapmışsınız,diyemedim tabi ama güldüm geçtim." Omuz silktim ve ortadan ikiye böldüğüm muzun yarısını ona uzattım, yarısını da kendime ayırdım.

Bizimkiler evde değildi,bizi yalnız bırakmak için çıkmışlardı. Boran yaklaşık iki saat uyumuştu ben de o sırada eşyalarımı yerleyip kirlileri sepete attım ve kısa bir duş yapıp aşağıya indim. Boran uyanınca da mutfağa geçip ikimize de çorba yapmıştım. Şimdiyse koltukta oturmuş tv izliyor bir yandan da meyve yiyip sohbet ediyorduk,evet hiçbir şey olmamış gibi...

Aslında çok şey olmuştu ikimiz de bunun farkındaydık ama şu an bu olaylardan daha önemli bir konu vardı.O da Boran'ın sağlığıydı. Psikolojik olarak oldukça yıpranmıştı,konuşmuyor konuşsa da sadece ben konuşayım diye kısa kısa cevaplar veriyordu. Keyfi yoktu ve az yemek yiyordu. Bu yüzden o iyileşesiye kadar bu mevzulara ara verme kararı almıştım evet o ertelememişti ve her bir hareketimde gözlerinde pişmanlık alevleri yanıyor, sürekli benden özür diliyordu bense geçiştiriyordum.

Dediğim gibi Boran'ın sağlığı bu sorunlardan daha önemliydi çünkü biliyordum ki bu problemler geçecekti ve biz tekrar barışacaktık sadece bu barışma sürecinde Boran'a oldukça çektirecektim. Bunu yapmak zorundaydım çünkü kalbim hâlâ kırıktı,bana dediklerini unutamıyordum;zamanı gelecekti ama şu an zamanı değildi. Hiçbir şey ondan değerli değildi...

Sıkıntılı bir nefes verip kısa bir an sessiz kalmıştı.

"Haklısın." Dedikten sonra elini ters çevirip dizine koydu, parmakları batmıştı ve hemen önündeki sehpada duran ıslak mendile bile uzanamıyordu,bu canımı öyle bir yakıyordu ki...

Uzanıp ıslak mendili kendi kucağıma çektim ve kucağımdaki tabağı sehpaya koydum. Kendime ve ona birer mendil çıkardıktan sonra ona uzattım. Ellerimizi kısaca sildik ve çöp tabağına attık. Arkama yaslanıp televizyondaki diziye odaklanmaya çalıştım ama bir şey anlamamıştım.

SAVRULAN KÜLLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin