41.Bölüm "BİRİNCİ PERDE"

605 36 31
                                    



Geçiş bölümü tadında oldu ama birkaç sır açığa çıktı. Bölüm çok uzun değil ama önemli bir bölüm diyebilirim birkaç bölüm bu tarzda olacakk sizleri seviyorum

İyi okumalar ramazan şekerlerim 🍭

***
"Ben hepsini öldürttüm."

Bu cümlenin ardından bomboş bakan ve sızlayan gözlerimi ona çevirdim. "Nasıl yani,Zafir... Ya başına bir şey gelirse,sen ne yaptın?!" Derken tarazlı sesim yükselmeyecek kadar yorgundu.

"Önünü arkasını düşünmeden hareket ettiğimi ne zaman gördün? Hiçbir şey olmaz merak etme,bu olay çözüleli çok oldu sadece olayı yeni öğrendim gebermelerinin sebebi sana zarar vermeleriydi arada bu mevzu kaynadı."

Derin bir nefes alıp verdim. Dizlerinin üzerinden kalktım ve göğsüme bastırdığım dosyalara tekrar baktım, gözlerim belgedeki isimlerde gezindikten sknra onu buldu.

"Kemal amcamla görüşmem lazım." Zafir başını ağır ağır salladı, gözlerinde emin olmadığı şüpheli bir ifade vardı ama sebebini anlamadım.

O ayağa kalkarken ben de onu izliyordum. "Bu belgeyi görmemen gerekiyordu,en azından şimdi." Kurduğu cümlenin ardından kaşlarımı çattım ve ona baktım.

"Ne demek 'görmemen gerekiyordu'?"

Hırsla ayağa kalkıp karşısında dikildim.

"Onlar benim ailem Boran,bunu benden sen de dahil hiç kimse gizleyemezdi,kimsenin buna hakkı yoktu. Eğer bunu daha sonra görmüş olsaydım bu bizim aramızda büyük bir sorun olurdu. Sebebi her ne olursa olsun artık gizli olaylara tahammülüm yok bunu sen benden daha iyi biliyorsun çünkü aynı duyguları sen de yaşıyorsun."

Elimin tersiyle yüzümdeki kuruyan gözyaşlarını silmeye çalıştım. Hiçbir şey demeyip öylece bana bakmasıyla belgeyi bırakmadan öfkeyle yanından geçip gittim.

"Almina!" Diye arkamdan seslense de durmadım, aşağıdaki vestiyere bıraktığım çantamı almak için merdivenleri hızla indim. Zafir'in de arkamdan geldiğini duyuyordum ama durmayacaktım.

"Güzelim bekler misin? Almina! Nereye gidiyorsun?"

Çantamı aldığım gibi yanında duran telefonumu da aldım.

Zafir kolumdan tutup elimdeki belgeyi çektiğinde vermedim ve kendimi geri çektim,belimi kapının koluna vurunca yüzüm buruşur gibi oldu ama mimik oynatmadım.

"Ne yapmaya çalışıyorsun?" Diyen bendim.

"Belgeyi elimden alınca ne olacak,beni durdurmuş mu olacaksın?" Zafir derin bir nefes alıp burun kemerini sıktı.

"Yavrum,ne alakası var? Kemal albaya mı gidiyorsun?"Bir şey demeden yüzüne baktım, o da zaten nereye gittiğimi anlamıştı. Derin bir nefes vererek elimi avcunun içine aldı. "Seni durdurmak gibi bir niyetim yok ama Kemal albayla görüşmeni daha sakin bir kafayla yapman gerekmez mi?"

Beni engellemesinin başka bir nedeni mi vardı anlamıyordum normalde gidip kafamdaki soru işaretlerinden kurtulmamı isterdi.

"Şu an gayet sakinim ve gerçekleri bir an önce öğrenmek istiyorum." Zafir beni vazgeçiremeyeceğini anlamış olacak ki elimi bıraktı.  Burun kemerini sıkarken bir eli belindeydi, yere eğdiği başını kaldırıp bana baktı.

"Ben karargahtan ayrıldım." Söylediği cümleyle dudaklarım hafifçe aralandı,anlam veremeyerek ona baktım.

"Ne?"

SAVRULAN KÜLLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin