Fotoğraftaki Yansıma

Eğlenceli

Fatih ile ayyaşından dolandırıcısına kadar olan bir mahalleye geldiğimizde arabadan indik.

Fatih arabayı kilitlerken "Beni biraz burada bekle. Asıl eğlence ne tarafta, öğrenip geleceğim." dedi.

"Tamamdır. Ben buradayım."

"Eğer biri yanına gelecek olursa parmağındaki yüzüğü gözüne sok."

"Eğer yakışıklı ise yüzüğü cebime sokarım."

"Ayıp, çok ayıp."

Gülerek "Hadi hızlıca git, gel." dedim.

"Sen iste yeter, nişanlım."

"Defol git, nişanlım."

Fatih yanımdan ayrılınca arabaya yaslandım ve telefonumu çıkardım.

Yeni bir haber yayımlanmıştı.

Merak edip haberleri incelemeye başladım.

Hepsi bildiğimiz şeyleri söylüyordu.

"Ünlü iş adamı Adin Emir Saral, haksız yere tutuklandıktan sonra konuştu!"

"Son zamanlarda cemiyette büyük bir yükselişe sahip Fethi Korkusuz'a ait birçok mekana baskın yapıldı!"

"İstmabul'daki eşzamanlı baskınlar!"

"Yavrum, aradığın bir şey varsa yardımcı olalım." diyerek dikkatimi çekmeyi başaran iki salak adama baktım.

Aç susuz kalmış gibi bir halleri vardı. Bense tüm açlıklarını ve susuzluklarını giderecek yiyecekmişim gibi bakıyorlardı.

Telefonumu kapatıp cebime koyarken "Kibarlığınızı reddetmek durumundayım beyler." dedim.

"Niye öyle diyorsun yavrum? Eğlenirdik."

Sinirlenmemek için derin bir nefes alırken "Defolun gidin. Elimden bir kaza çıkacak." dedim.

"O kaza bizim fermuarlarımızdan çıkmasın, dikkat et."

Alayla güldüm.

"Çıktığı an keserim."

Dediğime ikisi de gülerken Fatih'i sokağın başında gördüm.

"Benden ne istiyorsunuz? Söylesenize açık açık."

Şimdi diyeceklerini Fatih de duyacaktı.

"Ne isteyeceğiz? Sadece eğlenmek istiyoruz."

Fatih arkalarından yaklaşıp ikisinin de omzuna kolunu atınca adamlar ürkerek irkildi.

"Biliyor musunuz, ben de eğlence istiyorum."

"Sen de kimsin lan?" diye soran adam ile Fatih bana gülümseyerek döndü ve "Parmağını gösterir misin güzelim?" diye sordu.

Gülerek yüzük takılı elimi onlara doğru uzattın.

"İşte bu yüzüğü takan kişiyim."

"Sevgilini yalnız bırakmaman gerektiğini bilmiyor musun? Şimdi seni burada pataklayıp kız arkadaşın ile eğleneceğiz. Sen de vicdan azabı çekeceksin."

"Öncelikle o kıza dokunmayı düşündüğünüz için bile babası gelip sizi gebertebilir. İkincisi o kız dokunursanız babası beni de kurşuna dizer."

Adamlar, babamın tanınan biri olduğunu düşünerek korkmaya başlarken Fatih devam etti.

"Üçüncüsü karşınızdaki kadın sizi gebertebilir ve son olarak..."

Fatih belinden tabancasını çıkardı ve "Üç saniye içerisinde bu tabancayı ateşleyeceğim. Eğer görebileceğim bir konumda olursanız bu kurşun size çarpar. Hem de kasti olarak." dedi.

Adamlar anında topuklarken Fatih tabancasını geri beline yerleştirdi.

"Sana giderken de söyledim, it kopuk gelirse parmağındaki yüzüğü göstereceksin."

"Fark ettiğin üzere bu bir işe yaramıyor. Bunlara yüzük değil, silah göstereceksin."

"Ve sen de bunun için beni mi bekledin?"

"Babam beni, sana emanet etti. İşe yarıyor musun diye görmek istedim."

"Deneyin sonucunda baban beni kurşuna dizebilirdi."

"Olur böyle şeyler. Takma."

"Tabii, önemsiz hususlar bunlar."

Gülerek Fatih'in koluna girdim ve "Gökhancığım umarım eğlenebileceğimiz bir yer bulmuşsundur." dedim.

"Biraz yürüyünce oralara kavuşacağız, Eyşancığım."

"Hadi gidelim. Belki daha yakışıklısını buluruz."

"İçim rahat. Benden iyisi bulunmaz."

Güldüm.

"Üzgünüm ama tipim değilsin."

"Kimmiş senin tipin?" diye sorduğunda kısa bir süre düşündüm.

"Adin gibi adamları severim, ben."

"Gelsin ağzıma sıçsın, ben de aşık olayım mı istiyorsun?"

"Eğlenceli bir ilişki olurdu."

"Neyse, ben de sarışın seviyorum. Yapacak bir şey yok."

Göğüslerime kadar uzanan siyah saçlarıma baktım.

"İyi ki saçımı siyaha boyuyorum."

"Doğal sarışınları seviorum. Saçını sarıya boyasan da nafile."

"Ben de senden uzun erkekleri seviyorum."

"Boy uzatılır."

"Üzgünüm ama seni kısayken tanıdım."

"Sen Fatih'i tanıdın, Gökhan ise öf... Çok seksi adam."

"Çok geç Gökhancığım."

"Geç iken nişanlandıysak... Acele etsek çocuğa karışmıştık."

Dediğine gülerken "Geri zekalı." diye mırıldandım.