Fotoğraftaki Yansıma

Tanışmak

Tuvaletten içeri giren kadın her kimse Adin'i burada görmemeliydi.

Neyse ki tuvalet kabinleri zeminden tavana kadar kapalıydı.

Adin klozet kapağını kapatıp oturduğunda ona baktım.

Ben bir şey olacak korkusuyla ona bakarken o belimden tuttu ve beni kendine doğru çekti.

İçeride toplasak benimle birlikte altı kadın vardı ve içlerinden biri biz tam Adin ile tuvalette baş başayken tuvalete gelmişti.

Çıkana kadar bekleyecektik.

"Ayakta yorulma." diye fısıldadığında kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Ne demek istiyorsun?"

Gözleriyle kucağını işaret ettiğinde gülümsedim ve kucağına oturdum.

Kollarımı boynuna sararken "Önce otelin üç katını tutmalar, sonra elbise ve yüzükler... Şımarıyorum." diye fısıldadım.

"Üç katı değil, hepsini."

"Ne!"

"Rahat etmen ve güvenliğin için tüm oteli tuttum ama sen bir şeyleri anlama diye hepsini tuttuğumu söyleyemedim."

"Nasıl kalan müşterileri çıkartmayı başardın? Otel yönetimi buna izin vermez normalde."

"Oteli satın aldım."

"Adin sana artık bir sözüm yok. İleride..."

Diyeceğim şeyin ciddiyetini fark ettiğimde cümlemi yarıda kestim.

"İleride?"

"Yok bir şey."

"Söyle söyle."

"Söylemeyeceğim. Zorlama."

"Zorlayacağım."

"İnatlaşma işte, söylemeyeceğim."

"Söylersin."

"Sadece ileride ekonomimiz ile ben ilgileneceğim diyecektim."

"İleride? Ekonomimiz..."

"Dalgınlığıma geldi. Yoksa ben nişanlı bir kadınım."

"Her nişanlı kadın gibi de başka bir adamın yüzüğünü parmağında taşıyorsun."

Parmağımdaki yüzüğe tekrar baktım ve "Yüzük de güzel şimdi." dedim.

"Senin kadar olmasa da." diyerek yanağımdan öptüğünde gülümsedim.

İçerideki kadının çıkmasını beklerken kapım tıktıklanınca "Dolu!" dedim.

Adin ile hep fısıldaşmıştık ama bizi duymuş olabilir miydi?

Endişeden bacağım titrerken Öykü, "Uzun zamandır içeridesin. İyi misin?" diye seslendi.

"İyiyim, teşekkürler!"

"Ne zaman çıkarsın?"

"Niye?"

"Seninle tanışmak istiyorum, arkandan da bu yüzden geldim."

Ne diyeceğimi bilemeyerek Adin'e baktım.

Beni başıyla onayladığında "Bir saniye, çıkıyorum." dedim ve ayağa kalktım.

Üzerimi düzelttikten sonra kapıyı hafifçe araladım ve kabinden çıktım.

Öykü lavabolara yaslanmış, bana bakıyordu.

"Masada da tanışabilirdik."

"Biliyorum ama istemedim. Onca erkeğin içinde seni iyi tanıyabileceğimi sanmıyorum."

"Doğrudur."

"Ee anlat bakalım, amacın ne?"

"Amacım derken?"

"Hadi ama Adin'e nasıl baktığını gördüm. Daha önce onun koynuna girmeyi denemişsin. Şimdi de deniyorsun."

"Adin'e iş icabı yaklaşmıştım ve işim bitti. Artık istemiyorum."

"O yüzden mi onu kazanmaya çalışıyorsun?"

Artık sınırını aşmıştı.

Ona sinirle baktım.

"Çalışıyorum ya da çalışmıyorum. Bu anca Adin'i ilgilendirir."

Ona doğru bir adım attım ve "Eğer bir şey istiyorsam da elde ederim. Aklında bulunsun." dedim.

"Eğer istediğin kişi bizim taraftan ise üzgünüm ama ilk kez elde edemeyeceksin."

Güldüm ve "Tabii, kesin öyle olur." dedim.

"Şaka yapmıyorum. Adin'den uzak duracaksın."

"Pardon da bunu kim olarak söylüyorsun?"

"Yıllardır Adin ile çalışıyorum. Ona parası için yaklaşan kadınları uzak tutmak da benim işim."

"Ben baba evinde böyle büyüdüm. Eğer Adin Bey parasıyla beni etkileyecekse daha büyük işler yapmalı."

"Yüzük gibi mi?"

Yüzüğüme baktım ve "Etkileyici, değil mi?" diye sordum.

"Seni dövdüğümde daha etkileyici bir sonuç ortaya çıkacak."

"Ona el kaldırmayı aklından bile geçirme Öykü."

Tuvalet kabinine yaslanmış, Öykü'ye bakan Adin ile gülümsedim.

"İstediğimi elde ederim demiştim."

"Adin bu kızın dedikleri..."

Adin, Öykü'nün lafını böldü ve "Seninle sonra konuşacağız. Şimdi masaya dön, beni daha çok sinirlendirme." dedi.

Öykü sinirlenerek masadan ayrılırken Adin'e baktım ve "Bu kızı sevmedim." dedim.

"Sadece korumacı."

"Daha sonra başına başka sorunlar çıkarırsa görürüm."

"Sen kıskandın mı?"

"Dikkat çekmeden içeri gidiyorum. Sen de bekleyip gelirsin." dedim ve cevap vermesine fırsat vermeden tuvaletten çıktım.