Üzerimi toparladıktan sonra Adin'e yaklaştım.
Ona sonra bu yaptıklarının hepsini ödetecektim ama şimdi de içimin biraz rahatlaması lazımdı.
"Bana o gün yardım edip bana sarkan adamı uzaklaştırmıştın, hatırlıyor musun?" diye sordum.
Kaşlarını çatarak beni onaylayınca "Sen ondan da betermişsin ve... Ve ben senin arabana bindim, seninle en başta yakınlaşmayı bile düşündüm." dedim.
"Eyşan tamam yaptığım yanlış ama aramızda çözebiliriz."
"Beni taciz etmeni nasıl çözeceğiz?" diye bağırdım.
"Ne istersen veririm. Özrümü kabul et artık."
Sinirle yüzüne sert bir tokat attım.
Asıl gücümü saklamamıştım bile.
Adin bu tokadı durdurabilirdi, kolumu yakalayabilirdi ama hak ettiğini anlamış olmalı ki hiçbir şey yapmadı.
Tokadımın bu kadar sert olacağını da düşünmüyor olmalıydı.
Yüzü yana düşmüşken yanağındaki kızarıklığa baktım.
İçim az da olsa rahatlamıştı.
"Geberip kalırsın umarım." dedim ve kapıya gidip kilidini açıp dışarı çıktım.
Kalabalığa geri kavuştuğumda Miraç'ın bizimkilerin masasına gidip onları güldürdüğünü gördüm.
Sinirle yanlarına gittim ve Miraç'ın omzuna dokundum.
Miraç bana döndüğünde onun da yüzüne sert bir tokat attım.
Alara ve Bahar şok olarak bana bakarken Miraç'ın eli yanağına gitti.
Miraç'a attığım tokat, Adin'e attığımdan bile sertti.
"N'oldu lan?"
"Ne olduğunu o şerefsiz arkadaşına sor."
"Lan şerefsiz olan arkadaşımsa bana niye vuruyorsun? Manyak mısın?"
Masadaki bardağımı aldım ve "Ulan bu bardağı bana kafanda kırdırtmadan defol git!" dedim.
"Eyşan, sakin ol. Adin sana ne yaptı bilmiyorum ama gidip hıncını ondan çıkar."
Sinirlenip bardağı kafasında kıracaktım ki arkadan gelen, benden boyca uzun biri kolumu tuttu.
Kim olduğunu anlamak için bakmama bile gerek yoktu.
Adin Emir Saral...
"Sinirin geçmediyse bana vurmaya devam et." dedikten sonra bana yaklaştı ve kulağıma fısıldayarak "Ama dostuma zarar verirsen odada yaptıklarımdan fazlasını yaparım." diye cümlesini bitirdi.
Hışımla ona döndüm ve "Özür dilemiştin bir de!" dedim.
"Aramızda olanları dostuma yansıtmadan önceydi o."
Sinirle kolumu ondan çektim ve bardağı sertçe masaya vurdum.
Bardak elimde kırılırken Adin'e bakmaya devam ediyordum.
O da bana bakmaya devam ediyordu.
Güç gösterisine dönmüştü bu.
İkimizin de pes etmeyeceğini anlayan Miraç, "Adin gidelim biz. Kızların rahatsız olduğu belli." dedi.
Adin benden gözlerini ayırmazken "Biraz daha kaşınırsa rahatsız olmaya devam edecek." dedi.
"Umarım seni korkutan her kimse seni öldürmek için birilerini gönderir ve geberirsin."
Alara, "Neler dönüyor bilmiyorum ama Gökhan'ı arıyorum. Gelip bizi alsın." dedi.
Ona dönmeden "Ara." dedim.
"Gelip beni buradan götürsün yoksa hiç iyi şeyler olmayacak."
Bahar, "Ben hesabı ödeyeyim." diye korkuyla konuşurken Miraç, "Rahatsızlığın sebebi biziz gibi duruyor. Sizin yerinize ben hallederim." dedim.
"Arkadaşını da hallet." dedim ve Adin'e sertçe omuz atarak çıkışa doğru yürümeye başladım.
Kızlar arkamdan gelirken sinirden yaptıklarım doğru mu diye düşündüm.
Adin bana numarasını verince ona yazma fırsatım doğmuştu ama ben bunu ters teptim.
Kullansam da garip olurdu.
Adin tekrar şüphelenebilirdi.
Kim kendisine bunları yapan bir adamın yardımını kabul ederdi?
Bardan çıktığımızda Bahar, korkuyla "İyi misin?" diye sordu.
Onları daha fazla korkutmamak için "İyiyim." dedim.
Alara, "Baş başayken ne yaşadınız da böyle sinirlendin? Seni ilk kez böyle görüyorum." dedi.
Derin bir nefes aldım.
"Gökhan gelsin. Hepinize birlikte anlatırım."
Alara beni onaylarken Fatih son sürat geldi.
Arabadan inmeye yeltenmişti ki bara baktım.
Adinler daha dışarı çıkmamıştı ama Fatih'i görürlerse sorun olurdu.
Fatih'e durmasını işaret ettim ve arabaya gidip bindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğraftaki Yansıma
ChickLitÖlen annesinin, babasından son arzusu, kızlarının güvende olmasıdır. Bu istek üzerine babası, çalıştığı yer altındaki adamları polise ihbar ederek kızıyla kendisini polis tanık koruma programına aldırır ama bilmediği bir şey vardır. Kızı tehlikenin...