Adin tabancasını ateşlemek yerine bekleyince yüzünü inceledim.
"Niye ateşlemiyorsun?"
"Merak ediyorum." dedi.
"Neyi?"
"Niye o gün bana eğilmemi söyledin? Beni rahatlıkla öldürebilirlerdi."
"Biliyorum."
"Niye beni öldürmedin?"
"Bana kalsın." dedim.
Ben de bilmiyordum ki cevabını.
"Peki."
"Artık öldürür müsün? Ölümümün dramatikliği azalıyor."
"Üstüme sıçrasın istemiyorum. Uzaklaşsana."
"Manyak mısın sen? Öldürsene beni!"
"Az sabret, öldüreceğim."
"Kıyamıyor musun bana?"
"Hayır, üstüme kan sıçrasın istemiyorum."
Silah tutan elinin bileğini yakaladım ve kafama dayamasını sağladım.
"Sık artık."
Derin bir nefes aldı.
Gözlerimi kapattım.
"Bana baksan daha dramatik olabilir."
"Her türlü öleceğim. Ne gerek var dramtikliğe?"
"Sen başlattın konusunu."
"Tamam, artık istemiyorum. Sıksana."
"Peki, gözünü geri kapatabilirsin."
"Kapatmayacağım artık. Gebert beni."
Beni onayladı ve yavaşça tetiği çekti.
Ölmediğimde tabancaya baktım.
Adin de aynısını yapıyordu.
Tabancasını duvara doğrulttu ve birkaç kez daha tetiği çekti.
"Şey sanki mermi yok."
"Sanki."
"Ee? Ölemeyecek miyim rahat rahat?"
"Yukarıda başka silahlar vardır."
"Ee gidip almayacak mısın?"
"Seni burada tek bırakamam."
"Gidip birlikte beni öldürecek silahı almaya ne dersin?" diye sordum.
"Çok ilginç bir öneri."
"Ee yapıyor muyuz?"
"Önce karın doyurmalıyım."
"Beni öldürmeye niyetin mi yok senin?"
"Ne saçmalıyorsun?"
"Ee öldürmüyorsun beni."
"Bu öldürmeyeceğim anlamına mı geliyor?"
"Ne bileyim, öyle hissettim."
"Yürü yemek yiyeceğiz."
Ayağa kalktım, gülerek ve "Ne yiyeceğiz?" diye sordum.
"Şu sevdiğin şey neydi? Ondan yap bana."
"Pizza mı?"
"Ondan."
"Yemek yapmasını bilmiyorum."
"Öyleyse işime de yaramazsın. Seni öldürürüm."
"Deneyebilirim sanırım."
"Yürü."
Silahını bana doğrulttuğunda "Hani onda kurşun yoktu." dedim.
"Doğru."
Silahı geri beline yerleştirdiğinde "Bilek gücümü unutmayarak kaçmaya çalışma." dedi.
"Peki."
Merdivenlerden çıkarken "Baban da yer mi? Aç görünüyor." dedim.
"O sevmez. Sen yürü."
Dediğini yaparak yukarı çıktığımda "Mutfak nerede?" diye sordum.
"Sokak kapısının sağ tarafında kalıyordu."
"Peki."
Mutfağa gittiğimde Adin sandalyeye oturdu ve "Acele et." dedi.
"Yeni girdik mutfağa. Sabret."
"Cevap verme, harekete geç."
Bir şey demeden dolabı açtım ve gerekli malzemeleri çıkardım.
"Bıçaklar ile bir şeyler karıştırmaya çalışma."
"Peki."
Hamuru yapmaya başlamıştım ki "Saçını toplasana. Yemeğe saç mı düşüreceksin?" diye sordu.
"Evet. Seni saçımla öldüreceğim."
"Toplasana."
"Cebimde toka var. Al bağla istemiyorsan. Benim elim hamurlu."
Ayağa kalktı ve sanki istemiyormuş gibi cebimden tokamı aldı.
Saçımı yavaşça toplayıp bağlayınca ona baktım.
'Benim duygularıma laf ettin ama senin benden aşağı kalır yanın yok."
"Ne?"
"Öldüremiyorsun beni."
"Sadece seni kullanıyorum. Çünkü açım. Sonra işini hallederim."
"Peki."
Adin geriye çekilince "Daha düzgün yapmam lazım. Önlük var mı?" diye sordum.
"Var."
Ellerimi gösterdim ve "Gördüğün gibi ellerim yemek içinde. Giydirir misin?" diye sordum.
"Bekle."
Dolaptan önlük alıp arkamdan yanaştığında "Niye mermi yoktu?" diye sordum.
"Bilmiyorum. Şanslı günündeymişsin."
"Anlıyorum."
Adin belimden kollarını geçirip önlüğü belime bağladıktan sonra baş kısmını kafamdan geçirdi.
Saçımı da düzeltince "Alerjinin olduğu bir şey var mı? Pizzada kullanayım." dedim.
"Hayır, yok. Üzgünüm."
"Tüh. Zehir katarım artık."
"Önce sana yedireceğim. Ona göre hazırla."
"Daha çok zehir koyarım. Senin beceremediğin işi ben bitiririm."
"Becerememek değil. Sadece yemek molası veriyoruz."
"Gören de zahmetli iş zahmetli sanar. Tak vuracaksın bitecek."
"Sen ölmeye mi meraklısın?"
"Eninde sonunda bu olmayacak mı?"
"Olacak tabii, seni öldüreceğim."
"Beni öldürecek adama niye hizmet ediyorum?"
"Aç aç mı ölmek istersin?"
"Ne fark eder?"
"Tamam, sen güzel laftan anlamıyorsun."
"Senin sayende."
"Ya yaparsın ya da babanları öldürürüm."
"Sen de bu tehdite alıştın."
"Bir bu işe yarıyor, ne yapayım?"
Göz ucuyla Adin'e baktım.
Usulca beni izliyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğraftaki Yansıma
ChickLitÖlen annesinin, babasından son arzusu, kızlarının güvende olmasıdır. Bu istek üzerine babası, çalıştığı yer altındaki adamları polise ihbar ederek kızıyla kendisini polis tanık koruma programına aldırır ama bilmediği bir şey vardır. Kızı tehlikenin...