Gözyaşı

580 71 50
                                    

Fatih'in evine geldiğimizde Bahar bana hızlıca soğuk su getirdi.

Suyu tek dikişte içtikten sonra bir kenara koydum ve endişeyle bakan Fatih'e döndüm.

"Eyşan ne olduğunu anlat artık. Senin için korkuyoruz." diyen Alara ile derin bir nefes aldım.

"Adin ile ilk kez bir ay önce tanışmıştım."

Adin'e yürüdüğüm kısmı kızlara anlatırsam Fatih ile nişanlanmadan hemen önce niye böyle bir şey yaptığımı sorgularlardı.

"Tatil için İstanbul'a gitmiştim ve bir kulüpten çıktığımda yalnızdım. Bir adam gelip bana sarkıntılık yapıyordu, o sıra Adin ve Miraç oradaydı."

"Yardım ettiler, değil mi?" diye sordu, Bahar.

"Ettiler. O adamı biraz dövüp uzaklaştırdılar ve taksi bulamayacağım için Adin, beni arabasıyla oradan uzaklaştırdı."

Alara korkuyla "Bir şey yapmadı orada, değil mi?" diye sordu.

"Hayır, yapmadı. Bugün de onu görünce aslında sevinmiştim. Çünkü onun iyi birisi olduğunu sanıyordum ama o daha yakın olabileceğimizi sanarak bana yaklaşmaya çalıştı."

Fatih'in sinirden gözü dönerken "Sana dokundu mu?" diye sordu.

"Çalıştı ama onu bırakıp gittim."

Fatih ilk kez kızların yanında ağır bir küfür ederken Alara, "Biz de o sıra arkadaşıyla eğleniyorduk." dedi, sinirle.

Bahar ne diyeceğini bilemeyerek ağlayacak duruma gelince "Fatih sizi evinize bıraksın. Benim de uzanıp dinlenmeye ihtiyacım var." dedim.

"Bir taksiye atlayıp gideriz. Siz bizi düşünmeyin." diyen Alara ile Fatih, "Emin misiniz? Bıraksaydım." dedi.

"Sen nişanlın ile ilgilen. Biz başımızın çaresine bakarız."

Fatih, Alara'yı onaylayıp onları kapıya götürürken ayağa kalktım ve camı açtım.

Camı açtığımda içimde tuhaf bir his oluştu.

Sanki izleniyordum.

Perdeyi örttüm ve gelen Fatih'e "İzleniyor olabiliriz. Adin ve Miraç nerede baktırır mısın?" diye sordum.

"Bulamayız ki." dediğinde "Numarası var, Adin'in. Atıyorum." dedim.

Numarasını Fatih'e atınca Fatih, "Çevreyi de arasınlar diye adam isterim ama takip edilmediğimize eminim." dedi.

"Ben de eminim. Dikkat ettim özellikle ama az önce camı açınca içime izleniyormuş gibi bir his doğdu." dedim.

"Bir aydır birlikte iş yapıyoruz. Senin hislerin yanılmaz."

"Maalesef." diye mırıldandım.

Fatih, patronuna mesaj yazarken koltuğa geçip oturdum.

"Adam gönderecek. Biz de o sıra çalışma odama geçelim. Orada pencere yok. Eğer saldırmaya çalışırlarsa risk azalır."

Onu onaylayıp koltuktan kalktım ve çalışma odasına gittim.

Çalışma odasındaki koltuğa oturduğumuzda Fatih, "Şimdi gerçekleri anlat." dedi.

"Düşündüğümüz gibi şüphelendi." dedim.

"Onu tahmin edebiliyorum. Ne yaptı?'

"Arka odalardan birine götürüp beni tamamıyla soydu ve üzerimi, eşyalarımı, telefonumu aradı."

"Bir saniye." dedi, Fatih.

Sinirden eli titremeye başlamıştı.

"Tamamıyla soydu derken?"

"Elbisemi zorla çıkarttırdı. İçime sütyen giymemiştim."

"Ben aklımı sikeyim. O adama seni ben götürdüm."

"Herhalde bilmiyordun böyle olacağını. Sakinleş."

"Esila..."

Fatih'in pişmanlığı yüzünden belli oluyordu.

"Özür dilerim. Her türlü olasılığı gözden geçirmeliydim. Aceleci davrandım."

"Bir şey bulamayınca şüphesi gitti. Bu yönden düşün."

"Adam seni taciz etmiş. İşi bir kenara bırak."

Gözlerim dolarken "Ona arkam dönüktü. Görmedi, sadece böcek ararken biraz dokundu." dedim.

"Esila."

Fatih usulca bana sarılınca dayanamayarak gözyaşlarımı serbest bıraktım.

"Bizim işlerde bu normal. Ben olsam ben de öyle geniş bir arama yapardım." diye mırıldandım.

Fatih saçlarımı okşarken "Özür dilerim." dedi.

Cevap veremeyecek hale gelene kadar bunun beni bu kadar etkilediğini anlamamıştım.

Fatih saçlarımdan öptükten sonra "Sana söz veriyorum. O adamı sen öldüreceksin. Acı çektirerek öldüreceğiz onu." dedi.

Ondan ayrıldım ve "Bu gece sende kalabilir miyim?" diye sordum.

"Eve gidersem babam bir şeyler olduğunu anlayabilir."

"Ben şimdi babanı arayıp bende olduğunu, uyuyakaldığını söylerim. Dert etme bunu."

"Teşekkürler."

"Lafı olmaz ortak."

Fotoğraftaki YansımaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin