Fotoğraftaki Yansıma

Güvenemiyorum

Fatih ile arabaya bindiğimizde oldukça uykulu görünüyordu.

Merakla "Gece rahat uyuyamadın mı?" diye sordum.

"Patronun gönderdiği adamlar gece çevrede bir sorun bulamayınca ben de çıkıp çevreyi kontrol ettim. İçime şüphe düşünce de uyuyamadım."

"Yine de bir şey çıkmadı mı?" diye sordum.

"Çıkmadı. Her şey temiz görünüyor."

"Belki de Adin ile yaşananlar yüzünden yanlış bir izlenime düşmüşümdür."

"Bilmiyorum, olabilir."

Telefonumun bildirim sesi duyulunca telefonumu çıkarıp gelen bildirime baktım.

Adin yazmıştı.

"Şu an nasılsın?"

Sinirle sohbete girdim ve "Nasıl mıyım?" yazıp gönderdim.

"Bunu beni silahla tehdit edip taciz eden adam mı soruyor?"

"Kendimi düzgün tanıtamadım. İzin verirsen kalabalık bir yerde buluşalım ve kendimi affettireyim."

"Kendini affettirmek niçin bu kadar önemli?"

Bunu gerçekten merak ediyordum.

"Adaletsizlikten hoşlanmam ve sana haksızlık ettim."

"Adaletsizlikten hoşlanmıyorsan adalet sistemi nasıl işler, öğren. Birisinin suçu kesin değil ise onu cezalandıramazsın."

"Cezalandırdığım için suçlu olan benim. İzin ver, suçumu ödeyeyim."

Derin bir nefes verdim.

Onunla görüşmek işimize gelirdi ama bu teklifi bir gün sonra kabul etmek dikkat çekerdi.

"Madem hatanı telafi etmek istiyorsun, sana dürüst olacağım."

"Dün bana yaşattıklarından dolayı hem sana hem de diğer insanlara karşı içimde bir korku var."

"Sana güvenemiyorum."

"İlk karşılaşmamızda bana karşı kabaydın, ikincide bana silah zoruyla istemediğim şeyleri yaptırdın."

"Üçüncüde ne yapacaksın?"

"Anında hatanı anladığını bana inandıramazsın."

"Bana kalırsa tekrar buluşursak öleceğim."

"Kendi adaletin için beni harcayacaksın Adin."

Yazdıklarım uzun bir süre görüldü kalınca ne tepki verdiğini kestiremedim.

"Zamanla düzelir mi?" diye sordu.

"Ne düzelir mi? Sana karşı düşüncelerim mi?"

"Evet."

"Umarım düzelir. Çünkü ben de birisinin beni öldürme potansiyeli var diyerek korku içinde yaşamak istemiyorum."

"Düşüncelerinin değişmesi için yapabileceğim bir şey var mı?"

Kısa bir süre düşündüm.

Yok gibiydi.

"Olursa söylerim."

"Öyleyse mesajını bekliyor olacağım."

Mesajını beğenip telefonumu kapattım.

Gerçekten haksızlığa uğramış biri olsaydım diyerek verdiğim tepkiler fazla mıydı acaba?

Gülümsedim.

Adin beni haksız yere sıkıştırdığını düşünerek beni masum sanıyordu.

Fatih, "Neye gülümsüyorsun?" diye sorunca "Adin ile konuştum." dedim.

"Ne diyor şerefsiz?"

Gülerek "Gönlümü almaya çalışıyor." dedim.

"Şu an avucumuzda. Ona istediklerimizi yaptırabiliriz."

"Kahvaltımızı bir yapalım. Sonrasında planımızı hazırlarız."

"Sen de kahvaltı için pek sabırsızsın." dedim, imayla.

Fatih kaşlarını çatarak bana bakınca gözlerimi kaçırdım.

"Ne demek istiyorsun? Açık ol."

"Kahvaltıyı hazırlayan kişiye karşı bir zaafın var gibi." dedim, gülerek.

"Bahar senin yakın arkadaşın!"

"Ee?"

"Ben de senin nişanlınım."

"Sahte nişanlım. Adin ve Fethi belasını başımızdan savar savmaz ayrılacağız."

"Hadi ayrıldık ve benim Bahar'a karşı hislerim var diyelim."

Lafını kestim.

"Hislerin var zaten."

Fatih beni umursamadan devam etti.

"Bahar'a göre ben arkadaşının nişanlısıyım. Sence bana yan gözle bakar mı?"

Bunu daha önce de düşünmüş gibi bir hali vardı.

"Biz ayrılınca arkadaşının nişanlısı olmayacaksın."

"Ama beni arkadaşının nişanlısı olarak tanıdı ve bir aydır öyleyim. Biz ayrılınca çok geç olacak. Bahar birden bire benden hoşlanmaya başlamayacak. Özellikle arkadaşıyla nişan attıktan sonra."

Omuz silktim.

"Bence Bahar ben olmasaydım sana karşı hislerini gösterirdi."

Fatih şok içinde arabayı kenara çekti ve "Bahar benden hoşlanıyor mu diyorsun?" diye sordu.

"Onun yanında nefes alsan kızarıyor. Nişanlım olduğun için bunu kendine yediremiyor ve kendisine kızgın olmalı. Eminim biz ayrı olsak ve sen ona karşı bir adım atsan açılır."

"Eğer biz ayrılacak olursak baban da beni ayırır."

Gülerek "Ben ayrılırım belki." dedim.

"Tüh. İyi para veriyordun." dediğinde "Öyleyse beni az daha çekeceksin. En azından Adin ölmeden ayrılamayız." dedim.

"Eh çekeceğiz." derken arabayı geri sürmeye başladı.

Neşesi yerine gelmişti.