Bölüm 1

3K 34 6
                                    

Kendimizi oldurmaya çalıştığımız, uyum sağladığımız yer her zaman doğru yer değildir. Bir mahpus da çiçek açmak doğru yerde olduğumuzu göstermez sadece dört duvara mahkûm kalırız ve bir pencerenin önünde çürüyen yıllarımız kalır elimizde. Sonra bir şehir tam düşer içimizden ruhumuzda ki boşluk doldurulamayacak kadar yer kaplar içimizde .

Elindeki sigaradan bir nefes daha alıp küllüğe bastı izmarit çöpünü son aylarda her sigarası yarım kalmaya başlıyor, bir sigara ucunda küllenmeye devam ediyordu. Gencecik yaşında yaşlanmaya başlamış gibiydi ardında bıraktığı dünyada olmak için her şeyini vermek istiyordu fakat her şeyim dediği kadın bir hasta yatağında onu da kendine mahkûm edip bu boşluğa kadar sürüklemişti. Gözünden akan bir kaç damlayı silip pencereden dışarıya baktı olduğu yerin yanlışının farkındaydı. Olması gereken yer burası değildi ait olduğu yer terk ettiği topraklardı. Hayatın sürprizlerinden habersiz kendini  bir gün bu pencerenin önünde çürüyeceğine çoktan inandırmıştı.
Oturduğu yerden kalkıp ışığı söndürüp yatağına uzanıp gözlerini kapattı. Uyanacağı hayatın bambaşka bir yerde olduğundan habersizdi.

Yastığının altına fırlattığı telefonu titremeye başladı. Elini gezdirip bir sinirle  tutup çekti  yerinden. Ekrana bakmadan açıp kulağına koydu.
- Alo!
-iyi günler Sıla Batur ile mi görüşüyorum.
Telefonda ki adam Türkçe konuşunca gözlerini açıp yerinden doğruldu.
-EeEvet benim buyrun.
-Ben sizi Türkiyeden arıyorum. Siz yurt  dışındasınız değil mi ?
-Evet. Almanya 'dayım siz neden aramıştınız?
-Ben abiniz Serkan Bey için aramıştım.
-Abim mi ne oldu abime ?
-Türkiye'ye gelseniz iyi olacak efendim abiniz bir kaza geçirdi. Ben kendisinin doktoruyum aile yakını olarak siz gözüküyorsunuz.
Yerinde donup kaldı.
-Sıla hanım. Duyuyor musunuz?
-BbBen duyuyorum yani ben gelicem hemen ilk uçakla geliyorum.
-Peki efendim. Lütfen metanetinizi koruyun. İyi günler.
Telefonu kapattı.
Hayat her zaman onun için sürprizlerle dolu olmuştu, gökyüzündeki ay tekrardan o gün ki gibi ışığını bu gece de kesmişti.

Bir saat önce indiği hava alanında sonunda bir taksi bulup doktorun attığı adresi adama uzattı.
-Hızlı lütfen.
-Peki efendim.
Yıllar önce gittiği şehrin kokusunu dahi içine çekemeden ciğerleri katran dolmuş, midesi bulaşmıştı her zaman ölüm korkusuyla yaşamıştı bu hissi çok iyi tanıyordu. Tıpkı dışarıda çiseliyen yağmur gibi gözünden aktı yaşlar.

Hastanenin kapısından geçip danışmaya koştu.
-iyi günler. Serkan Batur abim buradaymış kendisi kaza geçirmiş yoğun bakımdaymış nerede o?
-bir dakika hanım efendi lütfen sakin olun. Ben hemen bakıyorum.
Kadın önündeki bilgisayarın bir kaç tuşuna basıp dikkatlice ekrana baktı.
-Serkan Batur demiştiniz değil mi ?
-Evet.
-4 katta.
Hızla merdivenlere koştu.
Çıktığı her adımda daha çok korkuları yüreğine saplanıyor, nefesini kesiyordu. Durup iki elini dizlerine koyup derin derin nefes aldı bu korkuya hazır mıydı diye kendini yoklayıp  bir derin nefes daha alıp merdivenleri çıkmaya başladı.
Kapıyı açıp koşarak yoğum bakım ünitesine ilerledi. Karşıdan koşarak gelen adam ile aynı anda ünitenin önünde durdular.
Bakması gereken yer içeride yatan abisi olması gerekirken gözlerini kocaman açarak karşısında  hızlı hızlı nefes alan  adama baktı. Bu tanıdık yüz, bu gözler, bu dudaklar, bu adamı tanıyordu. Hiç olmaması gereken yerde hiç olmayacak zaman da karşısında duruyordu. İstemsizce gözleri dolmaya başladı istediği limana yanaşmış da sahilin serin suyu kalbine çarpıyor gibiydi.
Sonra yıllarca adını dahi anmaktan korkup, bir gün özlemiyle yolundan döner diye tek bir resmine dahi bakmadığı adamın ismi döküldü dudaklarından.
-Baran.
Adamın kulağına sinen bu ses yıllar önce ahı alınıp, umudunu solduran kadının dudaklarının arasından çıkıp geliyordu. Yumruğunu sıkıp olduğu yerde mıh gibi çakıldı. Baştan sona süzdü gözleriyle karşısında ki kadını hala dünkü gibi karşısında dikiliyordu. Hiç değişmemiş, kaşındaki bir kıl dahi fazladan alınmamıştı.
Hala çok güzel, karanlık  bir mağarada ışıltılı bir hazine gibiydi.
Gözlerinden  süzülen bir kaç damlanın arasında kendine haram kıldığı o isim döküldü dudaklarının arasından.
-Sıla.












S.B.
(Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınız çok önemli♡)

MAHPUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin