~Şimdi~

60 28 128
                                    

Yeni bölümümüze hoşşş geldinizzz.

Uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakayım ben. Umarım beğenirsiniz.

Bazen öyle bir an gelir ki sıkışıp kalırsınız. Ve aklınıza bir soru gelir: Şimdi ne olacak? Bu soruyu sorarken yanınızda kısa bir süre önce tanıştığınız üç kişi varsa yanınızda... Asıl o zaman ne olacaktır? Artık hikayede sadece sizin değil, diğer üç kişinin de hayatı ön planda önemlidir.

Önce bir kampta tanışıp bir haftada birbirlerine güvendiler, sonra ise savaş onlar için teker teker başladı. Biri savaşı kazanabilmek için evlilik yoluna girdi, biri onu alıkoyan adamlardan kurtulmak için adalet savaşına girdi, biri yıllar sonra bulduğu kardeşi için öfkesini yenme kararı aldı ve biri de artık kaybettiği zamanların intikamı için hayata geri dönme kararları aldı. Savaş başladı. Peki şimdi ne olacak?

Hadi0zaman gururla sunar.

Ildız: Güneş'in burada olduğunu biliyor mu o şerefsiz?

Uzay: Bilmiyorum. Annemi geçen bunca zaman nasıl etkiledi, hiçbir fikrim yok. Belki de hâlâ o adamı seviyor. Takıntı gibi de düşünebiliriz. Yani söylemiş de olabilir.

Temmuz: Uzay, kadın şiddet görüyor. Neyin oyununu oynayabilir ki sana?

Efken: Kardeşim karar senin ama sen bana yaşadıklarını anlattıktan sonra ikisine de güvenmiyorum ben. O şerefsiz ve annene yani.

Uzay sıkıntıyla nefes verdi ve onların da söylediklerini düşündü biraz. Onun evindeydi tayfa ve Güneş de misafir odasında uyuyordu. Ildız ve Temmuz not olayını anlatmış ve hatta ikiliden neden onlars haber verilmediğine dair fırçayı da yemişlerdi. Efken ise aşk itirafını ve abiisni anlatmıştı, Ertem'e bayağı sövmüşlerdi. Ama Uzay hiçbir şey anlatmamıştı onlara, bir de onu düşünmesinler diye. Ama sabah onun evine gelip tayfa sürpriz yaptığında gerçekler ortaya çıkmıştı. Güvenmek istiyordu bir kez olsun annesine. Kardeşinin samimiyetine ve sevgisine ihtiyacı vardı. Ve bunun bir oyun olması onun için yeni bir yıkım olurdu.

Temmuz: Uzay, sen iyi misin? Anlattın tamam da, ne hissettiğini hiç anlatmadın. Uykusuz gibisin mesela.

Temmuz'un sorusuyla ona bakıp gülümsedi Uzay. Temmuz'un haklı olması ise yine bir üzücü noktaydı. Bu gece de uyuyamamıştı çünkü Uzay. Hoş diğerleri de uyuyamıyordu ya.

Uzay: Sizi üzmemek için yalan söylemek gibi bir şey yapamayacağım, kusura bakmayın. İyi değilim. Yine uyuyamadım, bu sefer denemedim de. Anneme inanmak istiyorum. Güneş'in samimiyetine inanmak istiyorum. İhtiyacım var lan çünkü. Sizin yanımda olmanıza da ihtiyacım var. Eğer onu o adamdan koruyabilirsem veya size yardımcı olabilirsem bir halta yaramış olacağım. İlk defa birileri bana bir canavarmışım gibi bakmayacak. Bu dünyada benim de yerim ve değerim var olduğunu hissedeceğim ilk defa. Öyle işte, kısacası ben hepten deliriyorum.

Uzay'ın söyledikleriyle üçü de şok olmuştu. Uzay ise dolu gözleriyle etrafına bakıyordu. Şu sıralar bunu çok yaşıyordu, duyguları karmakarışıktı bu tayfayla tanıştığından beri. Onların yanında aslında duygularını özgürce yaşayabilirdi ama Uzay bunu da bilmiyordu. Kendini çoğu şeyden soyutlamıştı bu zamana kadar. Derdini başkasına anlatmak o kadar uzaktı ki önceleri ona. Bir de zaten Temmuz'un varlığı onu iyice geriyordu. Efken abisi ve Ildız ablası olmuştu fakat Temmuz'a bir türlü kardeşi gözüyle bir türlü bakamıyordu. Onun gülüşü içini kıpırdatıyordu, derdi onun nefesini kesiyordu. Özellikle kısa zamanda onu bu denli çok düşünmesi ayarlarını bozuyordu. Birilerine istemeden de olsa zarar verme korkusu onu yer bitirirken hayatına yeni insanlar girmişti. Özellikle Temmuz en ufak bir ses yükselmesi ya da tehlikesiz bir el kaldırma olayında bile titrerken Uzay'ın öfkesini kontrol edememesi işleri zorlaştırıyordu. Temmuz'un ondan korktuğunu düşünüyordu. Uzay'ın gözünde Uzay zaten korkulası bir adamdı, o bunu istemese de.

Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin