Yeni bölümümüze hoşşş geldinizzzz
Sizi daha fazla bekletmeden yeni bölüme geçelim. Umarım beğenirsiniz.
Hadi0zaman gururla sunar.
Ülkü: İlkay, Efken'e ne oldu?
İlkay, Efken'i eve getirmişti ve yatağında uyuyordu şu an. İlkay ise salonda durumu toparlamaya çalışıyordu.
İlkay: O uyandığında size anlatsa daha iyi olur. Ben gideyim hatta-
Ülkü: Neden gidiyorsun ki? Beraber anlatırsınız. Zaten uyuduğunda kabuslarla uyanıyor. Büyük ihtimalle birazdan aynı şeyle yine karşılaşacağız.
İlkay: Biliyorum Ülkü Hanım. Defalarca kez şahit oldum, birkaç defa da halüsinasyon gördüğünü söylemişti.
Ülkü Hanım, bunların acısıyla yüzünü sıvazladı. Oğlunun durumunu hiç iyi görmüyordu.
Ülkü: Düzelmeyecek miymiş yani bu durum?
İlkay: Zamanında kullandığı ilaçların etkisi olduğunu düşünüyorum. Düşünüyorum da...
İlkay aklına gelen şeyi başından savmaya çalışsa da çok uzak bir ihtimal değildi bu. Ama Efken ilaçları bırakmıştı. Yani ona göre öyleydi.
Ülkü: İlkay... Kızım korkutmasana insanı.
İlkay: Ülkü Hanım...
Kadını belki de boşu boşuna tedirgin ediyordu ama yapacak bir şey yoktu, onun da bilmeye hakkı vardı.
İlkay: Efken'e ilaçların iyi gelmediğini düşünüyorum. Halüsinasyonlar o ilaçları kullandıktan sonra başladı. Ama bırakmıştı. Öyle söyledi.
Ülkü Hanım şok içinde başını eğdi. Efken'i defalarca kez gizlice ilaç içerken görmüştü.
Ama Efken ilaçları gerçekten bırakmayı denemiş ama psikoloğun ilaç konusundaki baskısından dolayı tekrar başlamıştı. Ama neyse ki artık psikoloğa da gitmiyordu.
İlkay: Kabusları sıklaştı. Ona kesinlikle iyi gelmiyordu o ilaçlar.
Ülkü: İlkay, ben Efken'i defalarca kez ilaç içerken gördüm. Ama gizliyordu.
İlkay: N-nasıl? Yalan söylemiş!
Efken: Çok da yalan sayılmaz aslında.
Efken uyanmış ve ilaç hakkındaki tüm konuşmalarını duymuştu. Duvara dayanmış acı içinde onlara bakıyordu. O sadece iyileşmek istemişti. Kendini içten içe bitiren şeyin o ilaçlar olduğunu tahmin edememişti.
İlkay: O ilaçları bırakman lazım Efken. Bu işte de onların parmağı olabilir.
Ülkü: İlkay haklı. Yalansız bir şekilde o ilaçları bırakıyorsun ve de bana ne olup bittiğini anlatıyorsunuz.
10 dakika sonra
Efken: İşte böyle anne. Her şey planlıymış zaten.
Ülkü: Ben gösteririm o Nigar yılanına dolaplar çevirmeyi! Bir de dünür olacaktı bize!
Ülkü Hanım ayaklandığında İlkay ve Efken güçlükle durdurmuşlardı onu.
İlkay: Ülkü Hanım zaten biz sorduk hesabını. Yanına kalmayacak yaptığı. Değil mi Efken?
Efken: E-evet. Sen içini ferah tut, biz halledeceğiz.
Ülkü: Korkuyorum be çocuklar. Neler geldi başınıza, daha da üzülmeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"Kalp kırılırsa kaynamaz." Eğer her kalp kırıldığında kaynasaydı kalp kırıklığının ayağı takılıp düşmekten farkı kalır mıydı? Vicdan gerçekten herkes de var mı? Ya da biz vicdansız ve 'insan olmayan' şahısların yaptıklarına ne ara göz yumar olduk? A...