Üçüncü tanıtım bölümümüze hoşşş geldinizzzz.
Umarım Temmuz'umu da seversiniz. Aslında son bir kez daha kontrol ettim ama yazım hataları varsa kusura bakmayın, düzeltirim.
Heyecanım hâlâ sürmekte ve sizin de "Çok uzatma, bölüme geç." dediğinizi duyar gibiyim. O yüzdennn bölüme geçiyoruz.Kimisinin dili zehirlidir, kimisinin eli. İkisinin de verdiği hasar apayrıdır. Şiddet denen şeyin savunulurluğu yok. Kimseye zarar vermeden yaşamayı ne zaman öğrenecekler?
Hadi0zaman gururla sunar.
Babalar kızlarının ilk aşkıdır derler. Benim babam, benim kabusum oldu. Aşkı hiç tatmadım. Hayatımı elimden aldılar ve ben hiçbir şey yapamadım çünkü daha çocuk yaştaydım ve savunmasız bırakıldım.
---
Temmuz oyuncak bebekleriyle oynuyordu. Annesi mutfakta yemek yapıyor, arada da kızını kontrol ediyordu. Küçük kız o kadar dalmıştı ki oyun oynamaya etrafın dağıldığını fark etmemişti bile. Saat de gece 11'e gelmişti ama babası yoktu. Annesi telaşlı bir şekilde dolaşmaya başlamıştı evin içinde.
"Yine hangi delikte zıkkımlanıyor kim bilir!? Neredesin be adam!?"
Temmuz da annesi de çok korkardı babasından. Çünkü babası hele ki içtiğinde çok sinirli olurdu ve gözü hiçbir şeyi görmezdi. Yaklaşık bir yıldır işsizdi ve bu onu daha da tehlikeli hale getirmişti. Annesi gündelikçi olarak çalışıyordu ve Temmuz da annesinin yanında gidiyordu. Kapı vuruldu. Temmuz oyuncaklarını toparlamaya başlamıştı çünkü babası dağınıklık sevmezdi ve dahası bu babasının onu dövmesi için yeterli bir sebepmiş gibi görünüyordu. Annesi kapıyı açtığında babası sallana sallana Temmuz'un yanına geldi, uzun uzun baktı ona. Küçük kız tir tir titriyordu çünkü babasının onu yine dövmesinden korkuyordu.
"Korkuyorsun benden. Nefret ediyorsun. Ne yaptım ben sana? Ne yaptım!? Allah'ın cezası!"
Temmuz dolu dolu gözlerini halıya dikmiş bir şekilde duruyordu. Babası ayağa kalktı, son bir kez Temmuz'a kalktı ve bir adım attı. O anda olanlar oldu. Babası oyuncağa basmıştı ve gözlerinden ateş fışkırıyordu. Dudağını ısırdı Temmuz korkuyla. Ve o an yanağına tokadın inmesiyle bir an bilincini kaybetti. Sonraysa tekmeler... Ağzı burnu kan dolmuştu, gözlerinden yaşlar akıyordu. Babası küfürler ediyordu. Oyuncak zaten artık yoktu. Annesi koşarak yanlarına geldi, kocasını durdurmaya çalıştı ama... Maalesef o da kocasının öfkesinden nasibini almıştı. Artık yüzüne ve vücuduna aldığı darbeler yüzünden kıpırdamaya gücü kalmamıştı.
"Dersini aldın mı!? Hak ettin sen hak ettin! Allah'ın cezası! Git yatağına gözüm görmesin seni!"
Temmuz'un annesi de bir köşede baygın yatıyordu . Temmuz zorlanarak kalktı ayağa. Ama işte bir hata daha yapmıştı. Sehpadaki su bardağını yere düşürmüştü ama istemeden olmuştu gerçekten. Ve sırtına bir kemer darbesi yemişti. Acıyla yere düşerken babası durmak bilmiyordu. Küfürler ve dayak... Ve gözleri kapanmıştı küçük kızın.
---
Temmuz artık 15 yaşında liseli bir kızdı. Tabii babası onu okula göndermek istemedi ama diğer tanıdıklar onu ikna etmişti. Fakat dayaklar ve babasının alkol bağımlılığı hâlâ devam ediyordu. Hiçbir arkadaşı yoktu genç kızın. Annesi ise babasına boyun eğmekten başka bir şey yapmıyordu. O gün okuldan eve geliyordu. Evin önüne geldiğinde babasının bir adamla konuştuğunu gördü. Başını öne eğerek kapıya ilerledi. O sırada babası kolundan tutarak onu durdurdu.
"Seninle konuşmamız gereken bir konu var."
"N-nedir?"
"Hanım valizi getir!"
Temmuz idrak edememişti olanları. Annesi gözyaşları içinde valizi Temmuz'un önüne attığında gözünden bir damla yaş düşmüştü.
"Artık evinin hanımı, zamanı geldiğinde de çocuklarının anası olacaksın. Bu adamla evlenip gözümün önünden kaybolacaksın."
"B-baba... Ne diyorsun sen? Olmaz. Ben evlenemem. Yapma bunu bana ne olursun!? Sevmediğim biriyle evlenemem. "
"Zorluk çıkarma istersen karıcığım. Beni evlendikten sonra da sevebilirsin."
Temmuz gözyaşları içinde o adama döndü.
"Anne... Anne bir şey yap! İzin verme ne olursun!?"
"Baban diyorsa vardır bir bildiği. Orada çok mutlu olacaksın."
Temmuz şok içinde annesine baktı.
"Beni bu adamla evlendiremeyeceksiniz! Evlenmem!"
Ailesinin damat yerine koyduğu adam ellili yaşlardaydı yani babasının yaşlarındaydı.
"Bak genç adam, hem zengin de. Mutlu ol, yuvanı kur."
"Ne yuvası!? Benim hayallerim hedeflerim ne olacak!? Gençmişmiş ufalsın da cebime girsin!"O sırada yanındaki adam onun elini tuttu. Temmuz çekmeye çalışsa da elini daha da çok sıktı yanındaki. Bakışları aynı babasının bakışlarına benziyordu, korkutucu ve ateşle dolu.
"Karıcığım aile meselelerimizi evimizde halledelim istersen. "
"Ne ailesi be!? Evlenmem ben seninle!"
Bu sefer adam valizi alıp onu arabaya çekmeye başladı. Genç kızın çığlıkları fayda etmiyordu. Arabaya bindirildi ve tutsaklığa mahkum edildi.
---
İşte ben o adamı gördüğüm anda kötü bir şeylerin olacağını anlamıştım zaten. Ve hissettiğim gibi de oldu. Aynı, babam gibi dayak yedim o adamdan ve zorla evlendirildim. Acı içinde bağırarak geçti her anım. Ama evlenmemizden iki yıl sonra elinden kaçtım onun. Şikayet ettim ve babam da o da hapse atıldı. Ama bu hiç edilen yıllarımı geri getirmezdi. Ben bir saniyemin bile elimden kayıp gitmesini istemiyordum. Ben 15 yaşında evlendirildim, 17 yaşında onları hapse attırdım ve şimdi 20 yaşındayım. Bir şekilde eğitim aldım ve hayallerimden vazgeçmedim. Fakat bir gün öyle bir haber aldım ki uzun zaman sonra tekrar için korku doldu ve kanım çekildi. Babam da o da hapisten çıkmıştı cezalarının bitmesine yıllar varken. Kaçmamışlardı, para karşılığı salınmışlardı. Ama değişen tek bir şey vardı artık onlardan korkmuyordum artık savaşmaktan korkmayacaktım.
Bölüm sonuuu...
Ee beğendiniz mi Temmuz'un hikayesini?
Sizce Temmuz'u neler bekliyor?
Bu yolun sonunda mücadelesinde galip gelebilecek mi?Bir sonraki bölüm olan Uzay'ın Hikayesi'nde bekliyorummm.
Seviliyorsunuzzzz ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)
Fiksi Remaja"Kalp kırılırsa kaynamaz." Eğer her kalp kırıldığında kaynasaydı kalp kırıklığının ayağı takılıp düşmekten farkı kalır mıydı? Vicdan gerçekten herkes de var mı? Ya da biz vicdansız ve 'insan olmayan' şahısların yaptıklarına ne ara göz yumar olduk? A...