Yeni bölümümüze hoşşş geldinizzzz
Eveet, geçen bölüm adaya veda eden isim Mahir olmuştu pgkdkfpcpdkf
Sizce bu bölümde ne olacak?
Diğer vurulan kişi de Uzay'dı. Yine bir hastane bölümü mü beklıyor bizi?
Umarım beğenirsiniz.
Hadi0zaman gururla sunar.
İki ay sonra
"E hadi ama ya. Gelsin artık. Ebru Abla çok uzun sürmedi mi geçekten gelmesi?"
Uzay'ın bu çocuksu heyecanına üçü de güldü. E haklıydı da heyecanında bir şey diyemiyorlardı.
"Ablacığım gelir şimdi. Sen artık bir yerinde mi dursan?"
"Sevgilim cidden bir dur artık. Sen fazla mı sabırsızsın acaba?"
Temmuz gülerek ellerini onun iki yanağına koyduğunda Altuğ ve Ebru da birbirine sarılmıştı.
O günün üstünden koskoca iki ay geçmişti. Uzay'ı ensesinden yaralayan kurşun sıyırıp geçmişti ve bir milim yukardan geçse bu Uzay'ın ölümü demekti. Uzay birkaç gün şoktan çıkamasa da kardeşine destek olmayı ihmal etmemişti. Ve Güneş babasının acısını hâlâ içinde bir yerlerde yaşasa da yeniden gülüyordu yüzü. Evren o gün yakalanmıştı ve iki aydır hapisteydi. Bu gün çıkıyordu çünkü hapis cezası idari para cezasına çevrilmişti, ki o para da ödenmişti. Ayriyeten Zeynep Hanım da bugün hapisten çıkıyordu, onun hapisten çıkışının arkasında Kemal vardı ama bunu Zeynep Hanım da bilmiyordu.
Bu iki ay içinde Efsa ve Mert'in katilinin kim olduğu ortaya çıkmamıştı. Ildız ve Kerem birbirine biraz daha yaklaşsa da hâlâ bir aşk itirafı yoktu ikisinden de. Ertem, hapse düşmemek için Kemal'in pis işlerini yapmaya devam ediyordu. Ortaç da Kemal'in yanında çalışıyordu ve Cenk'in sırrına ortaklık ediyordu
Ayşıl ve Alaz'ın arasında iyiden iyiye bir duvar olsa da birbirlerinden kopamıyorlardı. Belki de bu da Alaz'ın yeni bir oyunuydu. Suna ise garip bir şekilde birden Alaz ile uxaklara gitme ısrarına kapılmıştı, Alaz bunu sürekli reddetse de. Suna da kararlıydı. Efken ve İlkay... Onlar da insanların onlara yapıştırdıkları katil damgasına rağmen göz önünde de birlikte gezmeye devam ediyorlardı. Hamit Bey, Nigar Hanım'a açacağı boşanma davasının hazırlıklarına başlamıştı. Ama Nigar Hanım işi yokuşa sürmeye kararlıydı."Ortağım, hadi gözümüz aydın. Geliyor Evren Amca."
Uzay hemen başını kapıya döndürdüğünde elinde küçük valiziyle cezaevinin kapısından çıkan babasını gördü.
"Baba!"
Hızla babasına doğru koşmaya başladığında Evren de elindeki valizi yere bırakıp yanına gelen oğluna sarıldı özlemle.
"Oh... Aslan oğlum benim. Bir bakayım sana şöyle."
Bir kez göz ucuyla oğlunun iyi olup olmadığını kontrol ettikten sonra bir kez daha sarıldı oğluna.
"Çok özlemişim."
"Bir de bana sor be evlat. Burnumda tüttünüz vallahi. Altuğ... Oğlum durma kenarda, gel sen de."
Bir kolunu Uzay'dan ayırıp yana açtı ve o koluyla da Altuğ'a sarıldı.
"Hoş geldin Evren Amca. Harbiden çok özledik seni."
Evren ve iki oğlunu mutluluktan parlayan gözleriyle izliyorlardı Temmuz ve Ebru.
"Kızlar... Gelsenize."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)
Novela Juvenil"Kalp kırılırsa kaynamaz." Eğer her kalp kırıldığında kaynasaydı kalp kırıklığının ayağı takılıp düşmekten farkı kalır mıydı? Vicdan gerçekten herkes de var mı? Ya da biz vicdansız ve 'insan olmayan' şahısların yaptıklarına ne ara göz yumar olduk? A...