Yeni bölümümüze hoşşş geldinizzzz.
Bir önceki bölümden sonra hikaye hakkında düşüncelerinizi daha fazla merak ettim açıkçası. Ayşıl'ın yaşıyor olması Efken ve İlkay'a olduğu kadar bize de zor.
Bölüme geçebiliriz. Umarım beğenirsiniz.
Hadi0zaman gururla sunar.
Kazadan hemen sonra
Efken baygın halde yatan Ayşıl ile kalakalmıştı. Ölmezdi değil mi? Onu bırakıp gitmezdi. Bir anlık sinirle söylenmiş laflardı biraz öncekiler. Canı yanıyordu Ayşıl'ın o sıralar, ağzından çıkanı bile duymamıştır ki.
Efken farketmese de kendisinin de durumu bir hayli ciddiydi. Kanlar içindeki Efken'dense Ayşıl daha önemliydi şuan ona göre. Başı dönüyor, midesi bulanıyordu. Bir yandan da kaza anı ve Ayşıl ile son konuşması tekrar tekrar yapılıyordu. Bu seslerin aylarca susmayacağını nereden bilebilirdi ki? Delirme noktasına gelebileceğini nereden bilebilirdi?
Efken: A-aşkım ben y-yar-dım b-bulup geleceğim. U-uyan l-lütfen.
Güçlükle ayağa kalktı, son bir kez Ayşıl'a bakıp yola yaklaştı. Bir sürü araba Efken'in o perişan haline şahit olmasına rağmen yardım etmemişti. Zaten telefonlar da gitmişti, ambulansı arayamıyordu.
En sonunda yanında bir araba durdu. İçinden genç bir çift indi.
Efken: Y-yardım e-din lütfen. Nişanlım arabada, demir girmiş karnına. Yetiştiremezsem hastaneye, ölecek.
Adam: Siz iyi gözükmüyorsunuz beyefendi. Yere oturun. Ben ambulansı arıyorum hemen.
Kadın: Ben de nişanlınızın durumuna bir bakayım. Merak etmeyin, iyi olacaksınız.
Efken oturmak istemiyordu. Ayşıl'ın yanında olmalıydı.
Adam: Beyefendi daha fazla hareket etmemeniz sizin için daha iyi şu an.
Karşısındaki kişi kesinlikle haklıydı. Ama Efken'in onu dinlemeyip ani bir hareket yapması Efken için son damla olmuştu. Efken vücudunun ona karşı direncine karşı koyamamış ve yere yığılmıştı.
Kazadan beş gün sonra
Gözlerine gelen o bembeyaz ışık gözlerini yoruyordu Efken'in. Gözlerini kırpıştırdıkça ve bir yandan da bir şeyler görmek için direndikçe o bembeyaz ışık gitmiş ve yerini krem renk duvarlar almıştı. Bir yatakta yatıyordu, üzerinde bir iki kablo vardı. Hissettiklerinden yorumladığı kadar yüzünde maske vardı. Neredeydi Efken? Ne olmuştu?
Hafızasını biraz zorlayıp olanları hatırlaması uzun sürmemişti. Ayşıl iyi miydi? Yetişmişler miydi hastaneye?
Ayşıl'a gitmeliydi, burada duramazdı. Kablolardan kurtulmaya çalışıyordu ama pek başarılı olduğu söylenemezdi. Zaten yeni uyandığı ve canı acıdığı için hareket yeteneği kısıtlıydı. Ama kalkmaya çalıştığı için canı daha çok acımış ve öksürük krizine girmişti. Tam kriz bittiğinde ise hem beklediği hem beklemediği biri girmişti odaya.
İlkay: Efken! Uyanmışsın!
İlkay, Efken'in yanına oturup saçlarını okşamaya başladı. Evet, beş gün boyunca Efken'in başında bekleyen kişi İlkay'dı. Ama arada uğrayan iki arkadaşları daha vardı. Ertem'e kazayı söylemişlerdi, o da anne ve babasıyla konuşacağını söylemişti. Ama bu geçen süre zarfında kimse gelmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)
Novela Juvenil"Kalp kırılırsa kaynamaz." Eğer her kalp kırıldığında kaynasaydı kalp kırıklığının ayağı takılıp düşmekten farkı kalır mıydı? Vicdan gerçekten herkes de var mı? Ya da biz vicdansız ve 'insan olmayan' şahısların yaptıklarına ne ara göz yumar olduk? A...