~Yüzleşme~

6 1 0
                                    

Yeni bölümümüze hoşşş geldinizzzz

Oy verip bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayınnn.

Hadi0zaman gururla sunar

Güneş: Bu adam, abimin babası mıymış şimdi?

Efken: Öyleymiş güzellik.

Onlar fısıldaşırken Evren Bey'i Uzay'ın odasına yatırmışlardı. Yüzündeki kanlar silinince yüzü tanınır hale gelmişti zaten, tayfa da onu gençlik fotoğraflarından tanıyordu zaten.

Uzay onun başında sessizce beklerken Temmuz da onu hiç yalnız bırakmamıştı, tayfanın geri kalanı da salonda öylece oturuyorlardı. Altuğ da gelmişti, o da Uzay ve Temmuz'un yanındaydı. Onun da Evren Amcası ile son konuşması on altı yıl önce o adamlar Uzay'ı götürdüğünde olmuştu. O şimdi Evren'nin o zamanki yaşındaydı, yıllar ona çok şey öğretmişti.

Uzay: Ortak... Niye uyanmıyor?

Altuğ: Uyanacak kardeşim, biraz daha sabret.

Uzay onun bu dediğini onaylarcasına bir ses çıkardığında başı Temmuz'un omzundaydı. Ellerinde babasının kanı vardı, aklına geldikçe delirecek gibi oluyordu.

Temmuz: Hastaneye mi götürseydik acaba?

Altuğ: Abim, Evren Amcam kayıtlarda öldü gözüküyor. Sıkıntı çıkar yani.

Uzay: Uyansın artık.

Altuğ: Uzay.

Uzay: Ne ya? Uyansın hemen işte.

Uzay küçük bir çocuk gibi söylenirken Temmuz gülümseyip ona baktı.

Temmuz: Aşkım birazcık sakin mi olsan? Bak işte yanımızda, gitmiyor bir yere.

Uzay sadece onaylarken gibi bir ses çıkardığında gözlerini babasından ayırmıyordu.

Bir saat sonra

Efken: Uzay nasıl?

Temmuz: Sadece bakıyor, aklından ne geçtiği hakkında hiçbir fikrim yok. Babası uyanmadıkça daha çok kuruluyor o adamlara karşı, bu kesin.

Güneş yanındaydı bu sefer Uzay'ın. O da abisinin yanında durmak istiyordu ve abisi için daha önce hiç görmediği bu adamın bir an önce iyileşmesini istiyordu.

Güneş: Uyandı! Uyandı!

Güneş'in onlara seslenmesiyle odaya daldılar hemen.

Altuğ: Evren Amca...

Evren, bir öz oğluna bir de manevi oğlu gibi gördüğü Altuğ' a bakıyordu. Yıllar geçmişti. Ne diyebilirdi? En son küçük bir çocukken bırakmıştı onları, şimdi ise büyümüş koca adam olmuşlardı. Tam manasıyla gözlerini açabildiğinde Uzay'a baktı, oğlunun yüzünü ezberlemek istercesine. Gözünden bir damla yaş süzüldü. Doğrulmak istedi, yapamadı.

Evren: Oğlum...

İşte bu da Uzay için son nokta olmuştu. Babasının o çok özlediği sesini duymak son nokta olmuştu. Gözleri dolmuştu.

Uzay: Baba... İyi misin?

Evren güçlükle elini kaldırdı ve zaten yanıbaşında olan oğlunun yüzünde gezdirdi eline.

Evren: Gerçeksin...

Uzay: Bunu benim sana sormam lazım. Sen nasıl gerçek oluyorsun asıl?

Ne kadar yüzünde bir gülümseme olsa da babasına karşı garip mesafe hissediyordu Uzay. On altı yıl geçmişti, babasız büyümüştü. Babası şimdi yanındaydı ama nasıl davranacaktı ona?

Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin