ATALAN TİMİ (TAMAMLANDI)

71. Bölüm

Yeni bölüm geldi.

Bölüm düzenlendi.

♟️♟️♟️

Sabah askeriyede geçirilen vaktin ardından her birimiz apar topar izin almış ve Atalan timi olarak yola çıkmıştık.

Abimlerin timi resmi olarak yarın sabah göreve başlayacak olduğu için orada bir timin kalması gerekmiş ve bu yüzden Gece timi askeriyede kalmıştı.

İş sonrası hazırlanıp havaalanına geçmiş ve Derya ve Gamze'yle orada buluşup uçağa birlikte binmiştik.

Ceren pastaneyi bırakmamış ve düğünde geleceğini dile getirmiş, bizde Aysun, Gamze ve ben Derya'ya destek olmaya karar vermiştik.

Uçuş erken saatlerde olduğu için İzmir'e hava iyice kararmadan varmış ve yakınlardan dört araba kiralayıp önce Derya'yı ve Gamze'yi İzmir'deki Derya'nın ailesinin evine bırakmış ve kısa bir kahve faslı yapıp ardından Manisa'ya yola çıkmıştık.

Bir buçuk saatlik bir süre sonunda Manisa'ya Ahmet'in ailesinin evine gelmiş ve mahallede şenlik havasında karşılanmıştık.

Buraların adetlerine göre ailenin yakın çevresi hep yanlarında olur, kutlama havası katar ve gelene karşılama yapar demişti Ahmet. Gerçekten de öyleydi.

"Amanda benim guzularım gelmiş, yavrularım benim."dedi Ahmet'in annesi

Ardından teyzesinin sesi duyuldu.

"Çekil önümden davar, yavrularım gelmiş benim."dedi kadın önündeki erkek çocuğu iterek.

"Ya anne ya, oğlunun ben senin."dedi genç çocuk.

"Susun bakem, uzun yoldan geldi bu cibarlar. Bi çekilin hele soluk alsınlar, dikilmen önlerine yalı gazığı gibi. Hadi bakem, hadi bakem açılın."dedi kenarda sandalyede oturan yaşlı teyze.

"Ananem. Bu ne güzellik Hafize sultan."dedi Ahmet yaşlı nenenin elini öpüp.

Ardından her birimiz tek tek herkesle tanışmış, büyüklerin ellerini öpmüş ve kendimizi kaldırıma serilmiş halının üzerinde çekirdek çitlerken bulmuştuk.

"Deyiver bakam, senin bu Alp oğlan ne gadan yakışıklı?"dedi Hafize nene.

"Ne bileyim ben, binbaşı adam işte nene. Böyle uzun boylu, ayı gibi kalıplı. Aha bak şu oğlan gibi işte."dedim Yiğit'i elimle göstererek.

"Hay maşallah, benim beye ne kadar benziyor o oğlan öyle."dedi Hafize nene Yiğit'i görünce.

"Senin bey sağ mı?"dedim.

"Yok be, çok oldu gömeli, yenisi şart gızım şart. Tek başıma guruyup gideyim mi ben?"dedi Hafize nene bana dönüp.

"Sen kaç yaşındasın Hafize nene?"dedim.

"Çok değil kızçem, yetmiş altı olupbarım galan."dedi.

"Hoayyy maşallah. Sen bizi gömersin Hafize teyze."dedi Mert sırıtarak.

"Daha yirmilik çıtır garıdan ne farkım var benim be? İçiniz çürük sizin içiniz. Bu yaşta bilene talibim var benim. Hıh deyyus."dedi Hafize nene ve bastonla ayaklanıp bize kafa çevirip içeriye girdi.

Sonuç olarak sıcacık bir aile ortamında gece yarısına kadar mahallede bir halının üzerinde muhabbet etmiş, hatta yanımıza komşular da eklenince semaver yakıp çay çiğdem faslını biraz fazla uzatmıştık.

Ahmet'in ailesinin evi eski köy evleri gibi bir evdi. Evin içinden üst kata bir merdiven çıkıyor, nenesi üst katta bir odada yaşıyor ve alt katta da Ahmet'in ailesi duruyordu.