8. Bölüm

24.1K 1.6K 141
                                    

Yeni bölüm yazmadan duramıyoruuuuumm.

Sizde alıştınız değil mi günde en az iki bölüme. Doğru söyleyin :)))

Ehhh o zamaaaaannnn, yeni bölüm geldiiiiii....

Bölüm düzenlendi.

♟️♟️♟️

Sabah alarmın sesiyle altıya on kala uyanmış ve hemen işlerimi halledip hazırlanmıştım.

Bu defa Esra dünün aksine benden önce hazırlanıp kapıya çıkmıştı.

Evden çıkıp kapıyı çektim ve üşüdüğüm için üzerime kamuflaj ceketimi giydim. Arkamı döndüğümde bütün timin arkamda olduğunu fark ettim.

"Günaydın beyler."dedim.

"Günaydın komutanım."

Günaydın faslının ardından tek kelime etmeden aşağıya indim. Sonrasında yine tek kelime etmeden arabaya binip başımı arkaya yasladım ve gözlerimi kapattım.

Bütün gece bolca kabus görmüş ve uyuyamamıştım. Asker olmanın bir kötü yanı varsa oda buydu. Öldürmeye hevesli değildik. Kim can almak isterdi ki?

Suçlu öldürmüş olsak bile o suçlular uykumuzda bizi bulur ve kabus olurdu.

Bazen kurtaramadığımız masumları ağırlardık rüyalarımızda. Asker olmanın kötü yanıda buydu işte.

"Bir sorun mu var komutanım?"dedi Samet.

"Zor bir geceydi."dedim.

Kolumu kaldırıp saate baktığımda kolumda saatin olmadığını gördüm.

"Ha siktir ya."dedim.

"Sorun ne?"dedi arabada olduğunu yeni fark ettiğim Enes.

"Saat takmamışım."dedim.

"Telefonun yanında mı?"dedi.

Ceplerimi yokladım ve pantolonun cebinde telefonu ve cüzdanı buldum.

"Galiba anahtarı da almamışım."dedim.

"Ben aldım Hilal, sorun değil."dedi Esra.

Tekrar arkama yaslandım ve gözlerimi kapattım. Ama gözlerimi her kapattığımda gözümün önüne başka bir kabusum geliyordu.

Teröristlerin patlattığı küçücük çocuklar, gözümüzün önünde kesilen kelleler, vurulan masum köylüler. Aynı vatana borç ödediğimiz meslektaşlarımız. Zor bir gün olacaktı. Çok zor.

Daldığım diyarlardan Samet'in seslenmesiyle çıktım.

"Geldik komutanım."

Arabadan indim ve sorgular gözlerle bana bakan timime döndüm.

"Beyler, on dakika içinde hazırlanın ve içtima alanında olun."dedim ve Esra'ya döndüm.

"Esra."dedim.

"Efendim komutanım."

"Bunları kendi dolabına koyup kilitler misin?"dedim silahımı, cüzdanımı ve telefonumu vererek.

"Tamam komutanım."dedi.

Esra'ya güvenmek istiyordum. Telefonunda bir şey saklayan ve tutan insan değildim, ama Esra'ya güvenmek istiyordum.

Yavaş adımlarla time arkamı döndüm ve içtima alanına doğru adımladım. Tim benim arkamdan harekete geçmiş ve binaya girmişti.

"Asker, bana bir sandalye bulun hemen."dedim alanın kenarındaki bankta oturan iki askere.

ATALAN TİMİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin