25. Bölüm

16.8K 1.5K 252
                                    

Kitabı okuyup oy vermemeniz biraz kırıcı açıkçası. Çok güzel görüntüleme alıyorum ama okuyanlar bir yıldızı bana çok görüyor.  :(

Kitabı beğenip beğenmediğinizi oylarla anlıyoruz arkadaşlar. Gerçekten bazen insanın yazası bile gelmiyor.

Çok sevdim kitabı uzun uzun yazmak istiyorum ama böyle olursa erken final yapacağım bilginiz olsun.

Keyifli okumalar.

Bölüm düzenlendi.

♟️♟️♟️

Alp'in ameliyatının üzerinden iki hafta geçmişti.

Bu sürede Barut ve Doğan timini uğurlamış, Alp'i de bir hafta hastanede kaldıktan sonra çıkarıp Ankara'ya, birliğine göndermiştik.

Doktor yirmi gün boyunca yatıp dinlenmesi gerektiğini söylemiş, timi de biz ona bakarız diyerek helikopterle götürmüştü.

Bu süre zarfında hücredeki askerleri sorgulayıp meslekten men etmiş, bağlantısı tesbit edilenleri askeri mahkemeye sevk etmiş ve  iki defa göreve gidip çok şükür ki kazasız belasız gelmiştik.

"Ne düşünüyorsun?"dedi Kara.

Evet biz yine bahçede sigara içiyorduk. Ama bu defa yanımızda Yiğit ve Akif abi de sigara yakmıştı.

"Bende bilmiyorum."dedim.

"Alp nasıl? Konuştunuz mu?"dedi Yiğit.

"Daha iyi, iki saat önce falan konuştuk."dedim.

"Senin için çok değerli olmalı?"dedi Kara.

"Selim öldükten sonra, beni hayata Gece timi döndürdü. O kadar çok intikam almaya odaklandım ki, onlar tutmasa bu gün burada olmazdım. Duygularımı kontrol etmeyi onlar öğretti."dedim.

"Çok iyi tim."dedi Yiğit.

"Öyleler."dedim sigaradan bir nefes daha çekerken.

"Sigarayı çoğalttın."dedi Kara.

"Farkında değilim."dedim.

"Hilal sorun ne?"dedi Akif abi.

"Bilmiyorum abi. İçimde bir his var. Alp vurulduğu zaman böyle olmuştum."dedim derin bir nefes alarak.

"Ne demeye çalışıyorsun?"dedi Yiğit.

"Kötü bir şey olacak sanki."dedim.

"Neyse hadi boşverin bunları. İçeriye geçelim."dedi Kara.

Benim sözlerim üzerine hepsine bir durgunluk çökmüştü.

Usulca başımı salladım ve sigarayı söndürüp izmariti yandaki boş kovaya fırlattım.

Dinlenme odasına geldiğimizde Samet ve Esra karşılıklı sohbet ediyor, Ahmet ve Mert telefona bakarak sırıtıyor, Enes ellerini göğsünde bağlamış boş boş yere bakıyordu.

"Siz ikiniz?"dedim.

Hepsinin gözü bana dönmüş, hangisine seslendim diye anlamaya çalışıyordu. Ahmet ve Mert'i işaret edip konuşmaya devam ettim.

"Liseli aşıklar gibi telefona bakıp sırıtacak mısınız sürekli?"dedim.

"Şey."dedi Mert.

"O kızla mı konuşuyorsun? Şu hastanedeki?"dedim.

"Evet komutanım."dedi Mert gülümseyerek.

"Beyler gördünüz mü bizim Çömez'i? Aşık olmuş."dedim.

ATALAN TİMİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin