11. BÖLÜM

22.4K 1K 139
                                    

Helooo

Yeni bölüm ile geldim ..

Bölüm sonu buluşalım..

Haydi bölüme

Bazı anlarda bizlere sorulan sorular vardır ve o soru sorulduğunda bir cevap beklenir . Ama verecek cevap olur mu bilinmez .

Çünkü cevap bazen kendimizden utanmamıza neden olur ? Geçmişimizeden,  çocukluğumuzdan bizim kendi benliğimiziden utanmanıza neden olur . Peki biz utanmalıyız ?

Ben şu durumda aile demeye bin şahit isteyen anne ve baba olacak vasıfsızlardan utanıyordum.  Suçum olmadığı halde , bunların hiçbirini benim istemediğim halde utanıyorum .

Ortamda halen sessizlik sürerken bu sessizliği bozan minik Barış oldu . Boynumda bıçak izi olan yere minik parmaklarını değdirip " uff olmuş " dedi .

Biz insanlar ne kadar kötüysek çocuklar ise o kadar masumdu işte . Yüzümde samimi olduğunu düşündüğüm gülümseme ile bakıp " evet uf oldu ama geçti " dedi.

Ama geçmedi . Diger yaralar gibi onun acısıda geçmedi . Diger yaralarım gibi onuda unutmadım , unutamadım . Minik barısın eli hâlâ o yaranın üzerindeydi .

Yara izini o minik parmakları ile nazikçe dokunuyordu. Deniz hanımın sesi ile deniz hanıma baktım " kızım peki o yara izi ?" Dedi . Sonlara doğru kısılan sesi ile ne demek istediğini anlamıştım.

" hayır o iz iş kazasında oldu." Dedim .  Ortamda kutayın heyecanlı sesi yankılandı ardından. " Asena apla senin en sevdiğin renk ne ? Apla demem de sorun yok değil mi ? Istemezsen demem " dedi .

Sona doğru kısılan sesi ile allahım bu aile de neden sona doğru kısılıyor anlamadım . Kutaya dönüp " en sevdiğim renk değil renkler nude tonları çok severim . Onun dışında haki yeşil , mavi , kırmızı ve beyazı severim üstelik saygı ve sevgi hassas noktam eger benden küçüksenapla demen daha dogru olur "dedim .

Kutay ilk başta kocam gülümsedi tam birşey diyecekken bu sefer soruyu soran Uraz oldu " fobilerin neler ?" Dedi . Aslında şimdi dağda it öldürmek diyeceksin ama korkarlar işte .

Uraza dönüp konuştum " voleybol ve futbol oynamak , resim çizmek , kitab okumak , yazı yazmak , müzik dinlemek ve yakın dövüş " dedim .

Bu sefer ki soru da deniz hanımdan geldi " sevgilin var mı kızım ?" Dedi . Ortamda derin bir sessizlik oldu bozkurt erkekleri bir kasıldı bu açıkça belliydi  deniz hanıma dönüp konuştum "  hayır yok , aşka da inanmıyorum ben çünkü aşk geçici bir hevestir bir anlık olur . Ama o bir anlık  heves belki sana dünyanın en büyük acısını hisettir ." Dedim ...

Yemek boyu sürekli sorular sormuşlardı . Meslegimi bir ara sormuşlardı ama sonradan bu seferde  masal sayesinde soruyu unutmuşlardı. 

Yemekten sonra oturma odasına geçtik . Çay içerken kapı çaldı deniz hanım kapıya bakmaya gitti . Kutay bana dönüp konuştu " apla birgün futbol oynayalım mı birlikte ?"

O kadar masum sormuştu ki bu soruyu Altan bana yavru kedi bakışı atarken hafif bir tebessüm edip kabul ettim . O sırada içeri yaşlı bir çift ve yanlarında benden tahmini bir iki yaş büyük bir adam geldi .

Onlar koltuğa yerlesince deniz hanım bizi tanıştırdı.  Kadının adı neşe'ymis adamın adı ise buğra evlilermiş . Iki çocukları varmış biri kız biri erkek kız istanbulda tıp okuyormuş .

Çocuğun ise mesleğini söylemediler.  Biraz oturduktan sonra müsade isteyip kalktım . İzlenimlerim iyiyi gösteriyordu .

Ama her seferde yanıldığım gibi o zaman yine yanılmıştım.

Kutaydan

Bazen insanlar çok büyük ve  imkansız şeyler istemez . Yapılması o kadar kolay isteklerdir ki bu ama yapılmaz ya da yapamaz .

Ben de bu isteklerden birini istemiştim . Yapılması zor degildi hele imkansız hiç degildi . Ben hep bir aplam olsun bana apla sıcaklığını hisettirsin . Bazen saç baş birlikte kavga edelim .

Sonra hiç birşey olmamış gibi yine yan yana oturup gülelim,  eğlenelim derdim . Pınar vardı evet ama bana hiç bir zaman kardeş gözü ile bakmadı ki .

Hep beni ezdi yok saydı . Sonra bir öğreniyorum meğer pınar benim öz ablam değilmiş . Ben bu yaşıma kadar boşuna apla sıcaklığını aramışım. 

Sonra Asena apla geldi . Öz aplam daha yeni de tanışsak kanım hemen ısındı.  Vücudundaki yaralar çocukluğumdan ve iş kazasından kalma yaralar dedi . Bu kadar çok iş kazasımı geçirdi .

Cocuklugumdan diyince  o aileyi öldürmek istedim . Biz burada pınara tek bir kere bile vurmamışken onlar neler çeltirmişlerdi kim bilir ?

O kahve gözlerinde yorgunluk vardı Asena aplamın . Kollarında kolay kolay oluşmayacak kesik ve yanık izleri ve boynu boynunda da kesik izi . Nasıl bir meslekteydi ki nasıl bir işte çalışıyordu ?

Evet bölüm sonu

Biliyorum uzunbir süre yoktum ama okul kurslarına gidiyordum ve bu yüzden halamgilde kalıyordum . Orada da tablet telefon ve televizyon yasak sürekli ders çalışacaksın.

Bu yüzden bir süre ayrı kaldık . Ama geri geldim .

Umarım bölümü begenmişsinizdir .

Sonraki bölümde görüşürüz

Selametle Hazal sansar

ASENA | GERÇEK AİLEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin