41.BÖLÜM

3.6K 217 22
                                    

Hayat uzun engebeli bir yoldan ibaretti bazen. Aslında uzun olan yol değil , bu yol üzerinde insanım yaşadıklarıydı . İnsanı hataları tecrübeleriydi asıl olan . Asena bu yol boyunca çok düşmüş çok ayağa kalkmıştı.  Dikenlerden geçmişti bataklara düşmüştü ama kurtulmuş yoluna dimdik şekilde devam etmişti . Hayat bazen bunu gerektirirdi zaten geriye bakmamayı dimdimdik yola bakmayı , insanda en çok bundan hata yapmaz mıydı ?

Hep geride kalırdı insan , arkasına bakarak yaşardı hayatı,  önündeki engeli göremezdi  ve bu yüzden düşerdi.  Her düşüşte bir yara alırdım insan . Bu yaralar bazen büyük bazen ise küçüktü , ama hepsinin can yakma derecesi aynıdır insana göre . Örnegin ilk düştüğünde dizi kızarır , sonrakinde ise morarır insanın canı yanar ilk başta ama sonraki düşüşünde dizi kanadığı zaman o zaman anlar daha çok canın yanacagını . Ama akıllanmazdı insan önüne bakmadan yürümeye devam eder , geçmişteki hatalarına takılı kalırdı . O zaman nerede hata yaptığını bulmaya çalışırdı , sonra ise tekrar düşerdi . Bu böyle devam ederdi , insan yaşamı boyunca aynı hatayı yaparak giderdi ....

--------

Eğer yazar olsaydım ya da kendimdimi yazacak olsaydım söyle başlardım cümleme ; bir kız cocuğu doğdu ve hiç sevilmedi . Doğuduğu ilk anda lanetlendi , hayata tutunmak istedi istedikçe yıprandı . Ama kız cocuğu o kadar inatçıydı ki hayat onu yıpratsa bile geri adım atmadı . Ne olursa olsun önüne baktı ve yıkılsa bile geri ayağa kalmasını bildi . Çünkü onun bir amacı vardı , onun yaşamak için bir umudu vardı . Her ne kadar umudunu kırmak isteselerde kıramadılar kırdıtmadı . O güçsüz gördüğükleri kız çocuğu hayatın açımasızlığı ile savaşarak yıkılmaz bir dağ haline geldi , gelmek zorunda kaldı . Yıkılırsa toparlanamazdı çünkü.  Şimdi o kız çocuğunu yine düşürdüler dizleri kana bulandı , kalktı tekrar yıktılar bundan dizlerindeki yara  daha çok kanadı , tekrar düştü bu sefer kalkamadı . Dizeleri feci hale gelmişti çünkü.  Ama o hâla savaaya devam ediyor edecek.  çünkü onun bir amacı var , onun birilerine sözü var ve en önemlisi onun kendine bir Sözü var . O kız çocuğu pes etmeyecekti , o yıkılmayacaktı , yıkılsa bile ayağa kalkacak ve savaşmaya devam edecekti. O kız çocuğu şuan sağdan cekilmiş olabilir ama savaşı bıraktığı anlamına gelmez bu . Bir mağlubiyet  ya da bir galibiyet değildi bu . Bazen savaşta geri çekilmek gerekebilir bu demek değilki savaşı bırak . Onun senin atalarında zaten geri çekilerek kazanmadı mı çoğu savaşı.  Buna kurt kapanı adını vermediler mi ?

Şimdi kız çocuğu senden bir şey isteyecek kendini asla salma . Savaş ne kadar çetin olursa olsun geri adım atma teslim olma . Unutma sen bir Türk Evladısın , senin en büyük gayen ülkeni milletin en iyi yerlere ulaştırmak olmalıdır . Unutma senden önce bu vatan için kan döküldü ana evlatsız, çocuk babasız kaldı ve kalmaya devam ediyor.  Senin amacın ülkene göz dikenler Türkün ne olduğu göstermek olsun . Senden önce cephede savaşlanlar yarınlarım huzurlu özgür olsun diye savaştı . şimdide bu amaç için savaşılıyor.  Yarında bu amaç uğruna savaşılacak .

Senden bir isteğim var Türk evladı ülkeni , ülkemi , ülkemizi hainlere bırakma . Sen başarıcaksın kimseyi duyma başarısız olacaksın diyenleri umursama şunu tekrar et ve çabala " ben başaracağım , ben başaracağım ."  umarım başarırsın benim sana güvenim tam .

Asena

-----

" ne yapıyorsun kız ?" yanıma gelen Selvi ile defterin kapağını kapattım. Hastaneden çıkalı iki hafta oluyordu.  Antalya'ya gelmiştik , burada alanında iyi bir fizik terapistine gidiyordum.  Selvi ise Demir binbaşının kardeşiymiş . İlk gün eve geldiğimde Uraz ve Arazi evi süslemişti , Demir binbaşı pastaneden aldığı pastalar ile benim geçmiş doğum günümü kutlamışlardı . Ama pastayı ben değil yüzüm yemişti.  Uraz sağolsun tam  pastayı kesecekken yüzüme yapıştırmıştı .Ufak çaplı pasta savasından sonra Demir binbaşının aldığı ahududulu pastayı kesip yemiştik. " öyle ne yapayım oturuyom anca " dedim . " hı iste bu yüzden hadi gidiyok " dedi ve arkama geçip sürmeye başladı . " nere gidiyok ,  kız cevap versene ?" karşımda demir binbaş gelerek " dağ evine gidiyoruz . hem sanada hava değişukliği olur güzelim ." dedi. Gelip kucagina alıp arabanın önünde koltuğuna bindirdi . Demir binbaşıya "annemlere haber vermedik ." dedim . Doğrulup  "Urazlarda geliyor  yani haberleri var ," dedi.  Kemerini takarken burnuma dolan nane ve sigara karışık kokusu ile gözlerimi kapatma ihtiyacı duydum. " Kokumu sevdiğini bilmiyordum ." Demir binbaşının sesi ile gözlerimi aslında kapalı olduğunu ve onun kokusunu derin derin içime cektiğimden bi' haberdim.   Hemen kendimi toparlayıp " ne alakası  var , dalmışım öyle ? "Dedim . Gülüp " aynen güzelim aynen " dedi . Ve  arabayı çalıştırdı.  Yanaklarımın ısındığını hissediyordum , peki normal miydi ?...

Bölüm sonu...

Demir hakkında düşünceleriniz ?

Bölüm çok içime sinmedi ama bekletmemek için yayınladım .

Yavaş yavaş finale yaklaşıyoruz ...

Görmek istediğiniz sahneleri yazın lütfen .

Asenadan sonra yine bir askeri kurgu ile geliyorum . Beş bölüm hazır bile sadece kitabın bitmesini bekliyor . umarım onada destek olursunuz .

Teşekkür ederim sonraki bölümde görüşürüz

Hazal Sansar

ASENA | GERÇEK AİLEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin