Hepinize bir süre aradan sonra merhaba arkadaşlar! Yaratıcılığımın eşiğindeyim. Daha fazla ilerleyecek durumda değilim, çünkü düşebilirim jsjsj.Severek okuduğunuz ve okuma listelerizden ayırmadığınızı düşündüğüm Vampire Mansion serisinin üçüncü kitabıyla karşınızdayım. Kitabımın adı Vampire Mansion³ : İstila, arkadaşlar.
Adından da anlaşıldığı gibi, üçüncü kitabın konusu genel anlamda istila ve ilk iki kitapta çok rol almayan Seo-wae'nin dönüm noktası olacak. Bu istilaların neredeyse hepsinin ardında bu şahıs olacak. Şimdiden size iyi okumalar diliyorum. İlk bölümler biraz, hatta bayağı sakin geçebilir ama sonradan sizi aksiyonun içine öyle bir sokacağım gibi, tamamen her şeyi hissedeceksiniz...
+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+
~Sun-yeon~
Hatırladığım son şey, iblis topluluğunu görmem ve ardından Min-gwon tarafından ormandan uzaklaştırılmış olmamızdı. Sonrası yoktu. Yani eve ne zaman vardığımı, ne ara uyuduğumu ve hatta şu anda Min-gwon ve Eun-ji ile birlikte aynı sofraya nasıl geldiğimi bile bilmiyordum. Şaşkınca etrafıma bakınıyordum.
"B-biz buraya ne zaman geldik?" diye sordum sonunda dudaklarımı aralamayı başarıp.
"Ben de hatırlamıyorum. En son ne oldu Min-gwon? Buraya nasıl gelebildik?"
İkimiz de bir açıklama beklercesine yeni tanıştığım Min-gwon'a bakıyorduk. O ise şimdilik susuyordu. Ama uzun sürmedi. Derin bir nefes aldı ve konuştu.
"Hatırlasanıza. İblisleri ilk defa bu kadar kalabalık gördüğünü söylemiştin...Eun-ji'nin arkadaşı?"
Elimle alnıma vurdum. Ne aptaldım ama! Utanmıştım.
"Ahh, ben çok üzgünüm. İsmim Sun-yeon. Tanıştığıma memnun oldum," dedim ve elimi uzattım. Umarım el sıkışıyordur.
Kısa süre sonra uzattığım elimi sıktı ve, "Ben de memnun oldum. Adımı öğrenmiştin ama yine de söyleyeyim. İsmim Min-gwon. Ve evet, buraya gelirken aslında bir kurt adam olduğumu gördün," dediğinde kaşlarımı çattım. Neden o iblisleri gördükten sonra olan hiçbir şeyi hatırlamıyordum?
"Ben üzgünüm," dedim başımı iki yana sallayarak ve devam ettim.
"O iblisleri görmemden sonra hiçbir şey hatırlayamıyorum. Niye böyle oldu ki? Eun-ji ya sen? Buraya nasıl geldiğimizi hatırlıyor musun?"
Eun-ji de çok geçmeden başını iki yana sallayınca şüpheye düştüm. Biri bize bir şey yapmış olabilir miydi? Acaba Min-gwon'dan şüphe etmem ne kadar mantıklıydı? Belki sadece yeni tanıdığım için aşırı paranoyak davranıyordum ya da ciddi anlamda erkeklere güvenme sorunu yaşıyordum. Yani, Yoongi ve diğerleri dışında. Cidden, malikaneden daha bugün gelmiştim ama bana haftalar önce gibi geliyordu.
İç çektim. Onlardan ne kadar uzak duracaktım bilmiyorum ama, bunu olabilecek en kısa süreye indirecektim. Şu anda bile hepsinin boynuna atlama isteğiyle yanıp tutuşuyordum. Ben onları düşünürken Min-gwon'un sesi ona bakmamı sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion³ : İstila {BTS}
Vampire~~~~~ Neden kalbimdeki boşluk hissini kontrol edemiyordum. Önümde açılan kapı da neydi? Kendimi bir anda malikanede buldum. Diğerlerinin arasındaydım. Şu an Jimin ve Jin-kyong unnie'nin konuşmasını görüyor ve duyuyordum. 'Zorlama işte. İlk başta da...