Yazardan devam...Birbirlerinin dudaklarını sanki çok uzun süredir arzuluyor gibiydiler. Jungkook'un öpüşü, Minji'nin öpüşüne göre biraz daha sert ve tutkuluydu. Bir süre sonra birbirlerinden ayrıldılar. Minji gülümsedi, Jungkook da öyle. Minji Jungkook'un ondan ayrılmasını hiç istememişti. Ama bunu yapmalıydı. Çünkü uygun bir an değildi.
"Minji! Jungkook!"
Bu ses ormanda yankı uyandırmıştı. Ardından da sesin sahipleri göründü. Jimin o kadar endişeli duruyordu ki... Jimin hızla Minji'nin karşısına geçti ve ona sıkıca sarıldı. Yoongi ve Sunyeon da bu sırada Jungkook'un kalkmasına yardım ediyordu. İkili birbirlerinden tam vaktinde ayrıldıklarına şükrediyordu. Yoksa neler olurdu kim bilir?
~Sunyeon~
Onları sonunda bulabilmiştik. Şükürler olsun ki ikisi de iyiydi. Jungkook'a sarıldıktan sonra Minji'ye de sıkıca sarıldım. Hepimizin içine su serpilmişti. Onları iyi görmek çok hoşuma gitmişti. Namjoon konuştu.
"Daha fazla risk almadan eve dönsek iyi olacak çocuklar. Hoseok, sendeyiz. Ama mümkünse düzgün bir portal aç."
Hoseok portal büyüsü yaparken Jimin Hoseok'un kolunu tuttu.
"Dur hyung. Gitmeden önce Jungkook ile konuşmam gerek."
Hoseok onayladı ve Jimin Jungkook'un kolundan tutarak ağaçların arasına doğru sürükledi. Ne konuşacağını ciddi anlamda merak ediyordum. Onların iki dakikaya döneceğini düşünmüştük ama neredeyse on dakika olmasına rağmen hala gelmemişlerdi. On dakikanın sonunda Jimin'i gördüm. Önden önden geliyordu. Aralarında ciddi bir konuşma olduğu belliydi ama Jimin bunu dışa vurmadan, "Gidebiliriz hyung," dedi. Hoseok da onayladı ve portal açtı.
Portaldan geçerken her ne kadar tereddütlü olsak da, hepimiz portaldan geçtik. Hedef doğruydu. Kendimizi malikanenin içinde bulduk.
"Aferin sana çaylak," dedi Yoongi, Hoseok'un omzunu patpatlayarak. Hoseok ona ters ters bakıyordu. Ama sorun Yoongi'nin Hoseok'a çaylak demiş olması değldi.
"Ev neden bu kadar sessiz ve boş?" diye sordu Eunji tedirgince. Evet, boştu.
"Odalarına gitmişlerdir. Saat geç oluyor," dedi Hoseok ama şüphe ediyor gibi duruyordu.
Etrafa bakınmaya başladık. Sonra Namjoon, "Odalara da bakalım. Burada olmalarını ümit ediyorum," dediğinde üst katlara çıktık. Odalar da boş görünüyordu.
Jaehwa unnie'nin odasından çıkmıştım ve Taehyung ile karşılaştım. Taehyung başını iki yana salladı.
"Yok," dedim ben de. Sonra merdivene yöneldik. Odalar boştu, mutfak boştu, her yer boştu.
Birkaç kişiyle birlikte merdivenden inerken Minji'nin sesini duyduk.
"Burada bir not buldum, mutfakta."
Namjoon ile birbirimize baktık ve hızla merdivenden inip mutfağa gittik. Hepimiz mutfakta toplanmıştı. Namjoon, "Bakayım," diyerek Minji'nin elinden notu aldı. Önce kendi içinden okudu sonra irileşen gözlerle bize döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion³ : İstila {BTS}
Vampir~~~~~ Neden kalbimdeki boşluk hissini kontrol edemiyordum. Önümde açılan kapı da neydi? Kendimi bir anda malikanede buldum. Diğerlerinin arasındaydım. Şu an Jimin ve Jin-kyong unnie'nin konuşmasını görüyor ve duyuyordum. 'Zorlama işte. İlk başta da...