Vampire Mansion³ : İstila {BTS}

~59~ İlişki durumu karmAŞIK

Yazardan devam...

Yanık kek olayı sona erince herkes salonda toplanmıştı. Jimin'in aklı doluydu bu yüzden herkesten ve her şeyden soyuttu. Birine ihtiyacı vardı. Konuşup içini dökebileceği ve tavsiyeler alabileceği birine. Gözlerini etrafta gezdirdi. Minji gözüne çarptı. Jungkook'un yanında oturuyordu ve çok yakınlardı. O sırada Jimin, ihtiyacı olan kişiyi bulmuştu. Kalktı ve onların yanına gitti.

"Anlıyorum. Peki onu özlüyor musun? Yani o eski günlerinizi?"

"Aslında bu biraz karmaşık Minji. Nereden başlamalıyım bilmiyorum," derken anında araya biri girdi.

"Benden başla," diyordu Jimin ve Jungkook'un kolunu tuttuğu gibi onu ayağa kaldırdı. Vampir hızını kullanarak Jungkook'u peşinde sürükledi ve üst kata çıktılar.

Jungkook şaşkın bakışlarla Jimin'e bakıyordu. Jimin'in neden onu bir anda çekip buraya getirdiğini merak ediyordu. Kaşlarını çattı.

"Neler oluyor hyung?!"

"Öncelikle şunu netleştirelim Kook," dedi Jimin ve elini Jungkook'un omzuna koydu.

"Kesinlikle kardeşim ve senin arana girmek için yapmadım bunu. Çok doluyum Jungkook. Stres atmam gerek, tavsiyeye ihtiyacım var. Kendimi büyük bir çıkmazda hissediyorum ve o duvarı ne yaparsam yapayım aşamıyorum."

Jungkook'un Jimin'in bileğini tuttu ve omzundaki elini aşağı indirdi. Alt dudağını ıslattı ve Jimin'in düşünce dolu gözlerine baktı. Fark ediyordu, abisinde bir süredir bir şeyler vardı. Üstelik ne olduğunu da net bir şekilde tahmin edebiliyordu.

Flashback...

~Jungkook~

Saçlarımı karıştırarak yataktan kalktım ve odamdan çıktım. Bir su içmek beni kendime getirebilirdi. Derin bir nefes alarak elimi saçlarımdan çektim ve sarsak adımlarla merdivene yöneldim. Hei noona be diğerlerinin yanına geldiğimden beri çok tuhaf hissediyordum.

İçimdeki ses hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğini söyleyip duruyordu ki bu olmaya başlıyordu. Daha dün olmuştu olay. Bir çeşit zaman döngüsüne kilitli kalıp Yunhee'nin oyununu yutmuştuk. Nasıl kurtulduğumuzu bile bilmiyorum hala.

Merdivenden inip mutfağa yöneldim ki, birtakım tıngırtılar işitmeye başladım. Çok geçmeden Jimin hyung'un mutfağın önünde dikiliyor olduğunu gördüm. Hareket etmiyordu.

"Uyurgezer mi bu sersem?" diye söylendim ve gözlerimi kısarak ona bakmaya devam ettim. O da bir yere bakıyor gibiydi.

Sessiz olmaya özen gösterirken, kime baktığını anlamış oldum. Jinkyong noona içerideydi. Jimin hyung ise dalgın ve düşünceli bakışlarla onu izliyordu. İç çektim ve çiçek oldum. Hala mı aynıydı? Hala mı atlatamamıştı? Oysa Eunji ile her şeyin iyi gittiğini düşünüyordum. Bir süre daha onu izledi ve yere bakarak oturma odasına yöneldi. Başımı iki yana salladım.

.....

Saeji noona gerçekten harika kurabiyeler pişiriyordu. Hep birlikte büyük masaya oturmuş konuşarak yemek yiyorduk. Eunji biraz sessiz gibiydi sanki. Ama çok sürmedi. Jaehwa onu konuşturmayı başarmıştı.