Yazardan devam...Yoongi sonunda Sunyeon'un sakinleştirmeyi başarmıştı. Ardından malikenenin ön tarafına, diğerlerinin yanına gitmekte olan Yoongi'nin peşine takıldı Sunyeon. Siren...artık ortaya çıkmıştı. Üyeler berbat bir haldeydi. Makneaların kılını kıpırdatacak hali yok gibiydi. Üçü de yeri boylamıştı. Yoongi o an çok büyük bir öfkeye kapıldı. Eğer küçüklerin başına bir şey gelirse, o sireni ve melezlerini mahvederdi.
Minji büyük bir özgüvenle Jin'e yardım ediyordu. Siren melezlerinden biri pasif kalmıştı. Diğerinin de kalması an meselesiydi. Takım çalışmasıyla diğer siren melezi de sersemledi ve Yoongi'nin son vuruşu yapmasıyla birlikte o da pasif kaldı. Yoongi'nin sinirden gözü dönmüş bir seviyedeydi. Meta dönüşümünün seviyesi çok yüksekti ama kontrol edebiliyordu.
Sıra sirenin ta kendisini ortadan kaldırmaya gelmişti. Tabi bilmiyorlardı ki, siren son derece zorlayıcıydı ve sadece bir siren değildi. Yoongi olaya el atana kadar bir anda herkes taş kesildi. Kıpırdayamadılar. O esnada sirenin ikincisi duyusu baş gösterdi ve basit bir kelime söyledi.
"Kan."
Birinden, yaralı olmasa bile, çok güzel bir koku almıştı. Bunun yatan üçlüden birine ait olduğunu düşünerek tek tek yanlarına gidip koklamıştı. İkinci yanına geldiği kişi, aradığı kokuyu taşıyordu...Jungkook. Siren hiç tereddüt etmeden Jungkook'u yerden kaldırdı ve başını boynuna gömerek kanını kokladı. O sırada Hades Jungkook'a sesleniyordu ama kimse duymuyordu tabi.
*Jungkook! Uyan çocuk, kestirme yapmanın sırası değil!*
*Uyan Jungkook! Sırası değil diyorum!*
*Başına iş alacaksın, uyansana!*
Jungkook tepki gelmeyince Hades kendi bildiğini okudu ve Jungkook'un bedenini ele geçirip, onu dönüştürdü. Siren hemen Jungkook'tan uzaklaştı. Başarılı bir girişimdi ama siren buna da hazırlıklıydı. Siren bir taş çıkarıp ortaya attığında, diğerleri hareket edebilmişti. Ama birazdan düşecek olmaları an meselesiydi.
Taş ilk başta iblisler olmak üzere, sırasıyla Darkside olan herkesi zayıf düşürmüş, insana dönüşmelerine neden olmuştu. Bundan etkilenmeyen sadece iki kişi vardı. Ama keşke o iki kişi bir an önce toparlanabilseydi.
Siren Jungkook'u yeniden ayağa kaldırdı başını boynuna gömerek konuştu.
"İblis kızılı çok tatlıdır ve bağımlılık yapar. Bense sadece 2 saniyede seni öldürebilirim, hem de tamamen!"
Jimin yavaş yavaş toparlanıyor gibiydi. Sunyeon ise bir anda hedeflerinin değişmesini garip bulmuştu. Korkmuş ve geri çekilmişti. Tabi bazı şeylerin henüz farkında değildi. O kadar korkuyordu ki, Jungkook'un öleceğinden emin olmuştu bile. Jimin toparlanmakta zorluk çekiyor gibiydi. Neyse ki Sunyeon ayaktaydı.
Siren Jungkook'un sözlerini önemsemeden dişlerini çıkarttı. O kanın tadına bakması şarttı. Sonra da diğerlerinin kanlarını deneyecekti. Jungkook çırpınıyordu ama sirenin telekinezi gücü yüzünden başarısız oluyordu. Sunyeon telaşla etrafına bakınıyordu. Siren melezleri uyanmak üzereydi ve Jungkook da ısırılmak...
Sunyeon tüm bu baskıya daha fazla dayanamadı ve ellerini başının iki yanına koydu. Gözlerini sıkıca yumdu ve defalarca, "Buna katlanamıyorum!" dedi. Daha sonra anlam vermediği bir şekilde hırslandı ve ellerini başından çekip gözlerini açtı. Çatık kaşlarıyla annesi olacak pisliğe bakıyordu. Bilmiyordu ki Sunyeon'un gözleri şu anda altın sarısıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion³ : İstila {BTS}
Vampiri~~~~~ Neden kalbimdeki boşluk hissini kontrol edemiyordum. Önümde açılan kapı da neydi? Kendimi bir anda malikanede buldum. Diğerlerinin arasındaydım. Şu an Jimin ve Jin-kyong unnie'nin konuşmasını görüyor ve duyuyordum. 'Zorlama işte. İlk başta da...