~49~ Tatlı sohbet

71 10 50
                                    


~Jungkook~

Büyük baba Alfred'in sözleri beynimde yer edindiği andan beri, aklımdan çıkmıyordu. Düşünce içindeydim. Her şeyi sorgulamaya başlamıştım artık. En önden, çiçek olmuş bir şekilde yere bakarak ilerliyordum. Aklımdaki sayısız düşüncenin içinde en çok takıldığım şey, eş meselesiydi.

Mühürlemekten ya da mühürlenmekten nefret ederdim. Ayrıca biriyle ilişki içinde olmayı da pek sevdiğim söylenemezdi. Yani arkadaştan öte... Jaehwa ve ben zaten bu yüzden birbirimize aşık olmadık. Biz kötü gün dostu gibi bir şeydik. Ona ilgi duyduğum oldu ama asla aşık olduğumu hissetmedim. O hissetti mi bilmiyordum ama umarım hissetmemiştir. Ki bence de hissetmedi.

Alfred'in kanımla alakalı dediği şeyi hemen yapmak istemiştim. Hatta eve döner dönmez yapacaktım da, aklıma koymuştum. Ama ne yapmam gerektiğini öğrenince bunu yapma isteğim kaçmıştı. Biriyle eş olmayı bırak, çevremde koruyucu güçleri mutasyona uğrayan biri var mı onu bile bilmiyordum. Olsa da zaten eş olmazdım. Derin ve sesli bir nefes alıp verdim. Yanımdaki boşluğun dolduğunu hissettim.

"Nasılsın?" diye sormuştu Jimin hyung. Başımı sağa çevirip anlık olarak ona baktım ve sonra yere yeniden indirdim.

"Bilmiyorum," diye yanıtladım ona bakmadan.

"Sadece düşünüyorum."

"Büyük babanın sözlerini mi?"

"Başka ne olabilir ki? Tam diyorum, artık kanımdan yana sorun çekmeyeceğim. Ama sonra bir anda, daha büyük bir sorun ortaya çıkıyor."

Yeniden iç geçirdim. Cidden ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Jimin tek kolunu bedenime sardı ve yürümeye devam ederken, "Sana bir sorum olacak," dedi ve elini çekti. Ardından ona bakarak, "Ne?" diye sordum.

"Basit bir soru. Aşık olmaktan mı, yoksa biriyle mühürlenmekten mi korkuyorsun?"

Duyduğum şey üzerine donakaldım. Duraksadım ve Jimin'e baktım. Ne diyeceğimi bilmiyordum.

"B-ben..."

Elimi saçıma geçirdim. Bu soruyu daha önce kendime sormamıştım. Benim korktuğum şey neydi? Sertçe yutkundum, bilmiyordum. Yürümeye devam ettim. Jimin hyung da hemen yanımdaydı.

"Bence sen ikisinden de korkmuyorsun. Üzerine gelmek istemem ama, sen kaybetmekten korkuyorsun Jungkook."

Buna hiçbir yorum yapmadım. Belki doğruydu, belki değildi. Gerçekten bilmiyordum. Ama emindim ki, biriyle mühürlenmekten nefret ediyordum.

"Bilmiyorum hyung. Ama şu kesin ki, mühürlemek ve mühürlenmek berbat. Neden eşimin hissettiği şeyleri hissetmek zorundayım? Ya da neden benim hissettiklerimi o da hissetmek zorunda? Bu aptalca geliyor işte. Kimse kimse yüzünden avı çekmek zorunda değil hyung. Böyle bir kural olamaz."

"Belki haklısın, belki değilsin. Bunu mantıklı bulan çok kişi var Jungkook. İyi yanları var mesela. Eşinin balı beladayken bunu bilebilirsin."

"Belki, ama hala aptalca geliyor," dedim ve başka hiçbir şey demeden yürümeye devam ettim.

Bir süre yürüdükten sonra Jin hyung şikayet etmeye başladı.

Vampire Mansion³ : İstila {BTS}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin