~37~ Parça parça yeniden {pt3}

59 11 54
                                    


Yazardan devam...

Chungae etrafı araştırırken ağaçların arkasında bir beden gördü. Hareket halinde olan bir bedendi. Gözlerini kısarak bakmaya devam etti. Beden olduğunu düşündüğü karartıya doğru ilerledi. Sis olsa bile görmek çok zor değildi. Sis şimdilik sadece yerdeydi. Chungae çok geçmeden gördüğü kişinin Mieshun olduğunu fark etti ve seslendi.

"Mieshun!"

Mieshun ilk başta korktu. Ardından sesin tanıdık olduğunu hissederek arkasına döndü. Ona doğru gelmekte olan Chungae'yi görünce kocaman gülümsedi. En azından biri onu bulmuştu. Chungae'ye doğru ilerledi. Sonunda sıkıca birbirlerine sarıldılar.

"Unnie çok korktum. Yalnız olduğumu sanıyordum."

"Sakin ol tatlım," diyordu Chungae Mieshun'un saçlarını okşarken.

"Ben buradayım, sen yalnız değilsin. Diğer herkes de burada. Sakin ol."

Mieshun Chungae'den ayrıldı ve, "Onları buluruz unnie, değil mi?" dedi korkuyla.

"Evet Mie, evet. Hepsini bulacağız ve buradan defolup gideceğiz."

Mieshun gülümsedi. Öylesine arama yapmak yerine Chungae, "Zihinsel yolla iletişim kuracağım," dedi. Mieshun onayladı ve Chungae elini başına koydu.

Tam 200 m içerisinde kim varsa onlarla konuşabilecekti. Zihinsel bağ kurulduğunda konuştu.

'Beni duyan var mı'

Umutla beklemeye başladığında beyninde bir ses yankılandı.

'Chung benim Namjoon. Evet, yakınımızdasın'

'Namjoon! Neredesiniz'

Bu soruya Heiryung yanıt verdi.

'Tepedeyiz. Bizimle iletişim kurabildiğinize göre tepeye yakın olmalısınız'

'Tepeyi görüyoruz' diye yanıtladı Mieshun. Ve Jaehwa araya girdi.

'Güzel. Buradayız sizi bekliyoruz'

Diğerleri onayladı ve görüyor oldukları tepeye ilerlemeye başladılar...

π π π π π

Sehun içgüdülerine güvenerek sağa yönelmişti ve az ileride bir tepe görüyordu. Duraksadı ve tepeye doğru bakmaya başladı.

"En azından oraya gidersem diğerlerini bulma ihtimalim artar," diye söylendi ve tepeye doğru ilerledi.

Çevresindeki hiçbir şeyi önemsememeye çalışarak, vampir formunda hızla tepeye varabildi. Tepeye geldiğinde orada dört beden gördü. Bunlar Jin, Namjoon, Heiryung ve Jaehwa idi.

"Unnie!" diyerek sesini duyurmaya çalıştı Sehun. Heiryung onun sesini duydu ve diğerleriyle birlikte sesin geldiği yöne doğru baktı.

"Sehun-shi!"

Sehun'a yaklaştılar. Jaehwa sevinçle Sehun'a sarıldı. Ayrıldığında ise, "Bu lanet yerde sizin benim için ne kadar değerli olduğunuzu fark ettim," dedi, gözleri dolmuştu.

"Ayrı kalmak bok gibi hissettiriyor," diyen Heiryung üzerine kızlar sıkıca birbirlerine sarıldılar. Jin Namjoon'a döndü ve kollarını öne uzattı. Namjoon kaşlarını çatarak Jin'e baktı.

"Biz de sarılalım Namjoon-ah," diyordu dudağını sarkıtarak.

Jin Namjoon'a yakınlaşınca Namjoon geri çekildi.

Vampire Mansion³ : İstila {BTS}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin