Hepinize selam arkadaşlar. Bugün bizim için özel bir gün. Bugün 13 Ekim yani civciv Jimin'in doğum günü! İyi ki doğmuşsun Jimin seni seviyoruz!Hepinize iyi okumalar! Bölümün sonunda harika şeyler var sakın bakmadan geçmeyin!!
YOKSA JİMİN'İ ÜZERSİNİZ...
+-+-+-+-+-+-+-+-+-+
~Jin~
Malikaneye girdiğimizde Jungkook'a odasına kadar eşlik ettim. Onun çektiği zorluğun tek sebebi bizdik. İlk başta onu ısırarak ona büyük bir hasar vermişti Hoseok. Sonrasındaysa ben. Hayatımda ilk defa belki iblisime yenik düşmüştüm.
Oturma odasında sessizice ve tepkisizce oturuyordum. Jungkook'un biraz dinlenmesi şarttı. Umarım Namjoon bu süreçte yalanımın farkına varmazdı. Jungkook'un en kısa sürede kendini toparlaması için beslenmesi gerekebilirdi.
Mutfağa gittim ve buzdolabının kapağını açtım. Beslenirse kendini daha iyi hissedebilirdi. Dolabın kapağında sadece bir paket kan vardı, o da yarımdı. Bunun Jungkook'u kesmeyeceğini bildiğimden, kanı bir pakete tamamlamak için ufak bir yardımda bulundum.
Paketi elime alarak merdivenden yukarı çıktım. Odasına girdim ve yatağının kenarına oturdum. Onun halsiz bedenini gördükçe, önceden ona yaşattığım berbat hissi hatırlıyordum. Gerçekten kontrolü nasıl kaybetmiştim?
Jungkook kıpırdandığında elimi omzuna koydum. Bazen gücümü kontrol edemiyordum. Ve bu her olduğunda illa ki bir hasara yol açıyordum. Sonuçta, iki iblisin kavgasında bir iblis daima ölürdü. Ama ben öldürmek istemiyordum.
Tam iki saat, ya da belki de daha fazla, Jungkook'un yanında kaldım. Yatağın kenarında oturuyor, o uyurken onu izliyordum. İlk başlarda bazı şeyleri kavramam uzun sürmüştü. Onunla alakalı doğru bildiğim her şeyin aslında yanlış olduğunu bilmiyordum ve öğrenmem zaman almıştı.
O ve sonradan aramıza katılan üçlü ile alakalı her şeyi öğrendiğimiz gün, bizim için felaket bir gündü. Jungkook ve Jimin çok ciddi bir mevzu üzerine kavga etmişti ve kavgalarından sadece 2 saat sonra büyük bir saldırıya uğramıştık. Jungkook neredeyse ölüyordu. Onu kurtaran bizlerdik ama bu, Yoongi'nin başının belaya girmesine engel olmamıştı.
İlk başlarda Yoongi ve ben çok tartışırdık. Birbirimizin dengi değildik ya da o fazla umursamaz biriydi. Bu Seo-wae denen şarlatandan başımızı kurtardıktan sonra Yoongi bize açılmıştı. O gün onunla alakalı şeyleri öğrenip, eskisi kadar tartışan kişiler olmamıştık.
Ölümden dönen Jungkook hakkımdaki gerçekleri nasıl öğremdiğimize gelecek olursak; o günkü saldırıda Jimin onu kaybetmekten çok korkmuştu. Onu kurtardığımızı gördüğünde bize güvenme kararı aldı. Onun sayesinde o ikisiyle alakalı bilmediğimiz başka şeyler öğrendik.
Taehyung'a gelince; onunla tanıştığımız ilk andan beri aşırı yakınız. Bize gözleri kapalı güveneceğini söylemişti. Tabi, bu saldırı mevzusunun da bunda büyük bir etkisi vardı. Taehyung hakkında çok fazla saklı sır yoktu, ya da keşfedilmesi gereken yeni kişilikler.
Kısacası, bizi bir araya getiren ve şu anda böyle olmamıza sebep olan, bu zamana kadar yaşadıklarımızdı. Hiç şikayet etmedim. Aynı çatıyı paylaştığım bu insanlardan asla nefret etmedim. Onlara haddinden fazla değer verdim ve hala da veriyordum. Birinin bile aramızdan ayrılacak olması beni belli etmesem de, mahvederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion³ : İstila {BTS}
Vampiro~~~~~ Neden kalbimdeki boşluk hissini kontrol edemiyordum. Önümde açılan kapı da neydi? Kendimi bir anda malikanede buldum. Diğerlerinin arasındaydım. Şu an Jimin ve Jin-kyong unnie'nin konuşmasını görüyor ve duyuyordum. 'Zorlama işte. İlk başta da...