Merhaba! Önceki bölüm 500 kelime olmuştu. Normalde bu bölümü de 1500 kelime yazacaktam ama biraz daha uzun tutacağım çünkü geçmiş günlerin açısı bugün çıkacak!!Hepinize iyi okumalar canlar...
+-+-+-+-+-+-+-+-+-+
Yazardan devam...
Yukarı çıkıp sesleri dinlemeye başlamışlardı. Ne zaman bir ile kalkışsalar 'olaysız olacak, hemen döneriz' diyorlardı ama bu hiç de normal olmuyordu. Yine bela onları bulmuştu. Koridorda ilerleyip ilerlememek arasında kalmışlardı. Jungkook'un sözleri onları kendilerine getirdi.
"Dağılalım mı, bir mi kalalım?"
"B-bir kalalım," dedi Taehyung kekeleyerek.
Şu anda hepsi savunmasızdı. Vampir değillerdi. Neyse ki melezlerdi ve biraz da olsa başlarının çaresine bakabilirlerdi.
"Peki. Mühürlü odanın olduğu kata bakalım önce. Hani şu yasaklı olan oda."
"Anladık Jk. Son seferki gidişimiz bok gibiydi. O herif mühürlü odaya girmişti. Umarım şu an orada kimse yoktur."
Sunyeon şaşkınca onları dinliyordu. Mühürlü odaya ilerlemeye başlamışlardı. Sunyeon malikanenin bu bölümüne daha önce hiç geçmemişti. Gergin hissediyordu ama neyse ki Jugkook, Jimin ve Taehyung onunla birlikteydi. Mühürlü odaya giren birinden bahsediliyordu. Sunyeon kim olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kısık sesle sordu.
"Mühürlü odaya giren kimdi?"
Jimin anında geri dönüş verdi.
"Baban."
Sunyeon'un gözleri irileşti ve ilerlemeyi keserek durdu. Şaşkınca konuştu.
"Onun orada ne işi olabilir ki?!"
"Bilmem, ona sormadık. Ama etrafı iyi bir araştırdığı kesin," dedi Jungkook ve yürümeye devam etti. Diğerleri de onu takip etti.
Malikenenin bu bölümü fazla karanlık duruyordu. Göz gözü görüyordu, ama her şey net değildi. Sunyeon bu yüzden yürürken bir şeye takıldı ve dengesini kaybetti. Öne doğru, Jungkook'un üzerine doğru düşerken, hemen yanında bulunan Taehyung Sunyeon'un kolunu tuttu ve diğer elini de Sunyeon'un önüne uzatarak Sunyeon'un düşmesine engel oldu. Sunyeon düz bir pozisyona gelince Taehyung'a baktı.
"Teşekkür ederim Tae," dedi gülümseyerek ve Taehyung da gülümseyerek, "Ne demek. Ama bir dahaki sefere düşecek olduğun yere iyi bak," dedi gözleriyle Jungkook'u işaret ederek.
Sunyeon olumlu anlamda başını salladı. Evet, Jugkook bundan nefret ederdi, birinin üzerine düşmesinden. O gün kara çember büyücüsü yüzünden savrulduklarında Jaehwa Jungkook'un üzerine düşmüştü ve Jungkook bayılmadan önce kendini üzerine düşen Jaehwa'dan uzaklaştırmıştı.
Sessizce koridorda ilerliyorlardı. Arada bir garip sesler geliyordu ama takmıyorlardı, Sunyeon hariç. Sunyeon korktuğu için Taehyung'un koluna girmişti. Bir süre daha o garip sesler eşliğinde yürüdüler ve sonunda kapısı kapalı bir odanın önünde durdular. Maknealar şaşkınca kapıya bakıyordu. Bu kapı geçen sefer hem açıktı, hem de kilidi düşmüştü. Ama ya şu an?!
"Dur biraz! Geçen sefer bu kapının açık olduğundan eminim."
"Ben de."
Aralarında kısa bir sessizlik oluştu. Jungkook kaşlarını çattı ve şüpheyle konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion³ : İstila {BTS}
Vampiro~~~~~ Neden kalbimdeki boşluk hissini kontrol edemiyordum. Önümde açılan kapı da neydi? Kendimi bir anda malikanede buldum. Diğerlerinin arasındaydım. Şu an Jimin ve Jin-kyong unnie'nin konuşmasını görüyor ve duyuyordum. 'Zorlama işte. İlk başta da...