~29~ Kutsal kişi

87 14 60
                                    


Bu konuyu şimdilik kapatıp unnie'leri takip etmeye devam ettik. Ama yine de hala konuşuyorlardı.

"Orada bir fabrika bile yok. En yakın fabrika 15 km uzakta. Şehrin de merkezinde."

"Haklısın. Aklıma kirli düşünceler geliyor."

"Benim de. Biri orayı bilerek patlatmak istemiş olabilir mi?"

"Olabilir, neden olmasın."

Unnie'lerim durunca hepimiz durduk. Unnie'ler arkalarında olan bize döndü.

"Ormana gitmeye ne dersiniz? Sürprizi gelince gösterebiliriz."

"Evet. Şapeldeki olayı ben de merak ediyorum. Herkes kabulse, gidelim, şu an."

Karanlık Geçit'ten mi bahsediyorlardı? O kabus ormanına bir daha gitmek istemiyordum ama açıkçası şapel olayını ben de merak etmiştim. Hem hayatımda ilk defa bir şapele gidecektim, her ne kadar yılık olsa da. Oğlanlar birbirleriyle bakıştı.

Namjoon konuştu.

"Hepiniz gelmek zorunda değilsiniz. Hem, fazla kalabalık gitmek tehlikeli olur. Gönülleri seçelim hadi. Şapele gitmek isteyen elini kaldırsın."

Oğlanların hepsi elini kaldırdı Min-gwon bile. Unnie'lerimden birkaç kişi gönüllü oldu ama Min-ji tereddüt dahi etmeden elini kaldırdı. Jin-kyong unnie de aslında kaldırmıştı ama tam kaldırmadan önce indirdi. Ben kaldırmadım. Daha doğrusu istedim ama kararsız kaldım.

"Ben emin değilim," dediğimde Yoongi, "Bence emin ol ve gelme Sun-yeon," dedi. Nedense şu anda bunun tam tersini yapmak istemiştim.

Elimi kaldırdım. Yoongi gülümsedi ama göz devirdi. Bunun ne olarak anlamam gerekiyordu?

"Emin misin? Son sefer o ormanın korkutucu olduğunu söylemiştin," dedi Hoseok. Beni düşündüğü için gülümsedim.

"Evet ama merak ediyorum," diye yanıtladım.

"Sorun olmaz herhalde. Şapel ormanın merkezinde değil," dedi Min-gwon ve Yoongi, "Haklı. Ormana girdiğin an görünür. Kızların evi bizim malikenenin tersinde olduğu için daha kısa sürede gidebiliriz," dedi. Yani bu gelsin demek miydi?

"Gelebilir miyim yani?" diye sorduğumda onayladılar. Ardından Jimin konuştu.

"Sen neden elini indirdin? Gelmek istemiyor muydun?"

Jimin bu soruyu birine yöneltmişti. Büyük ihtimalle Jin-kyong unnie idi. Unnie Jimin'e baktı.

"İstemiyorum."

Kısa ama net bir cevaptı. İçimden bir ses pişmanlık duyduğunu ve Jimin elini kaldırdığı için gitmek istemediğini söylüyordu.

"Ben varım diye mi gelmek istemiyorsun? Sadece söylemen yeter."

Şaşkınca Jimin'e baktım. Jin-kyong unnie de benden farksızdı. Araları hemen soğumuş muydu, yoksa unnie mi öyle davranıyordu?

"Hayır. Seninle alakası yok Jimin. Sadece vazgeçtim," dedi Jin-kyong unnie.

"Peki, nasıl istersen."

Jimin'in sözü üzerine Hoseok, "Sayım vakti. Elleri yeniden göreyim!" dedi.

Oğlanların hepsi yeniden el kaldırdı. Onların yanı sıra Min-ji, Sae-ji unnie ve Hei unnie de vardı. Ben de kaldırınca Eunji de mecburen elini kaldırdı. Benim olmadığım bir yerde durması mümkün değildi.

Vampire Mansion³ : İstila {BTS}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin