Vampire Mansion³ : İstila {BTS}

~47~ Alfred'e ziyaret

Bir günaydın bölümü!!

*******

Namjoon'dan devam...

Mağara kapısının önünde durduk. İçeri girme planları yaparken bedenimizi taramaya başlayan bir mavi ışık fark ettik. Anlaşılan o ki Alfred yeni bir sistem bulmuştu. Jungkook ve Jimin ellerini uzatmış bedenlerinde görünen mavi ışığı inceliyordu. Ardından bir ses kulağımızda yankılandı.

"Giriş reddedildi! Giriş reddedildi!"

Ne olduğuna anlam vermiyordum. Bu da nereden çıkmıştı böyle. Hoseok çatık kaşlarla konuştu.

"Bizi tanımadı mı?"

Yoongi hyung, "Alfred'in bilmediği kişiler var aramızda. Belki de ondan oldu?" dedi sorarcasına. Ardından Taehyung, "Namjoon hyung, sen dene bakalım. Biz geri duralım," dediğinde onayladım. Onlar geri çekildi ve o mavi ışık beni yeniden taradı.

"Giriş izni verildi!"

Ardından önümdeki kapu açıldı ve diğerleri de arkama geçti. Kapıya yöneldik. Tam içeri girecekken bir ses duydum.

"Giriş reddedildi!"

Ardından kapı bir anda kapandı. O an Alfred ile göz göze gelmiştik. Umarım kapıyı açardı. Arkamı döndüm.

"Sizi yeniden taradı!"

"Aish! Bu sistemden hiç haz etmedim ben!" diye sitem etti Jin hyung. Ardından yine o dijital ses duyuldu.

"Giriş onayı, Alfred!"

Yeniden kapıya döndüğümde karşımızda bize gülümseyerek bakan bir Alfred vardı. Gülümsedim.

"İçeri gelin," dedi Alfred ve Taehyung da, "Sonunda," diyerek rahat bir nefes verdi.

Kapı kapanmadan içeri girmeyi başarmıştık sonunda. Eunji ve Minji etrafta göz gezdirmekle meşgulken, Sunyeon da özlemle büyük babasına sarılıyordu.

"Seni çok özledim!"

"Ben de seni bir tanem, ben de seni!"

Bir süre sarıldıktan sonra Sunyeon büyük babasından ayrıldı ve Minji ve Eunji'yi peşinde sürükleyerek büyük babasının karşısına geçti.

"Bu sana çokça bahsettiğim Eunji, büyükbaba," dedi Sunyeon Eunji'yi işaret ederek. Ardından Minji'yi işaret etti ve,"Ve bu da-" derken Alfred araya girdi.

"Park Minji. Jimin tek kardeşi," dedi ve elini öne uzattı.

"Ben Alfred, bir vampirim. Abin ve diğerlerinin idaresinden sorumluyum."

Minji tebessüm etti ve tereddütle elini uzatarak Alfred'in elini sıktı. Hemen geri çekti. Belli ki onu da bir canavar olarak görüyordu şu an. Alfred de onu daha fazla sıkmak istemedi ve bize döndü.

"Sistem için üzgünüm, hala üzerinde çalışıyorum. Yoongi yardımcı olur, değil mi Yoongi?" dedi göz kırparak. Yoongi hyung uzun süre sonra kedi dişlerini göstererek bir gülümseme sunmuştu. Sunyeon'un bakışları ise Yoongi'de takılı kalmıştı. Tebessüm ettim. O ikisinin ilişkisini seviyordum. Zor olan ilişkisini.

"Neden olmasın. Ama her şey karşılıklıdır Alfredo."

"Sorun değil. Gelme nedeninizi duymak isterim Namjoon," dedi bana bakarak.

Buraya esas gelme sebebimiz bu malikane konusuydu. Ama direkt konuya giriş yaparsak Alfred'in aklına bir sürü soru takılacaktı. Bu yüzden en iyisi hikayeyi en baştan anlatmaktı. Sunyeon'un babasının evliliğinden, Sunyeon'un sahip olduğu kutsal büyücü güçlerine kadar.