Ertesi gün...~Namjoon~
Zor olanı atlatmıştık. Kızları boyuttan kurtarmış, bu da yetmezmiş gibi kristallerini güvence altına almıştık. Hatta Yoongi hyung rahip konusunu bile konuşmuştu. Şu an tek problem bizim kristalimizdi. Malikanenin hasarlı olduğunu biliyoruz ve kristalin de orada olduğunu. Eğer mutfak tarafında da bir hasar oluşursa, kristal büyük bir tehlikeye girerdi. Öte yandan ben artık kendi evimi istiyordum.
"Pekala. Her şeyi hallettiğimizi sandık ama bence en önemlisini atlıyoruz," diyen Hoseok ile kendime geldim. Haklıydı. Çiçek olmuş bir şekilde kanepede oturuyordum, gözlerim ise sadece yerdeydi. Pozisyonunu bozmadan konuşmaya katıldım. Hazır kızlar yanımızda değilken bazı şeyleri netleştirmek gerekiyordu.
"Malikaneye, malikanemize geri dönmeliyiz. Burada daha fazla kalmak beni rahatsız ediyor. Aynı evsiz gibiyiz."
"Katılıyorum. Öyleyse gidelim. Alfred zaten malikane ile ilgileneceğini söylemedi mi? Boyuta yeniden dönmeden önce kendi evimize gidelim."
"Taehyung doğru diyor. Kızlara yük oluyor gibi hissediyorum."
Derin bir nefes alıp verdim. Jin hyung'un arkasındaydım. Ama beni rahatsız eden tek sebep bu değildi. Kızların, biz onlarlaylen rahat olmadıklarını hissediyordum ve bunu nasıl dile getirebilirdim bilmiyordum. Konuşmak için ağzımı açtım ama hemen geri sustum. Çünkü konuşan biri oldu.
"Rahatsız oluyorlar."
Bu iki kelime Jungkook'un ağzından çıkmıştı. Biz hepimizin bakışları ona kayınca alt dudağını ıslatıp devam etti.
"Bunu kanıtlayabilirim. Ne zaman bir iş yapmak isteseler ya evden, ya da yanımızdan ayrılıyorlar. Bizden rahatsız oluyorlar."
Düşündüğüm şeyi Jungkook'un ağzından duymak beni şaşırttı. Ben de böyle düşünmüştüm ama muhtemelen bunu Jungkook'un kadar açıkça belirtmezdim. Jimin ayaklarını kanepeye kaldırıp dizlerini kendine doğru çekti ve yere bakarak konuştu.
"Bizden rahatsız oluyorlar demeyelim de, biz varken rahat olamıyorlar diyelim. Çekiniyor ya da utanıyor olabilirler."
Sustuk, hepimiz sustuk. Evet, buradan gitmek istiyorduk. Ama bunu isteme sebebimiz kızların bizden çekiniyor oluşu değildi. Ya da onları rahatsız ettiğimizin düşüncesinde değildik. Biz kendi evimizde olmak istediğimiz için buradan ayrılmak istiyorduk.
Muhtemelen Sunyeon'un babası elimize o mektubu vermeseydi, evde tuzağa düşecektik ve Sunyeon büyük ihtimalle aramızda olamayacaktı. Mektubu aldığımız günde kızların evine gelmeyi hoş karşılamamıştım. Taehyung'un bu öneriyi attığı ilk andan beri de bunu hoş karşılamıyordum. Ama o zaman, o an mecbur kalmıştık. Ve belki de buraya gelmemiş olsaydık, kızlar boyuta gittiğinde onlara yardım edememiş olacaktık.
"Buradasınız!" diyen sesle kendime gelerek merdivenin başına baktım. Benim gibi oraya bakmakta olan bir iki kişi daha vardı ama Jungkook kesinlikle kafasını çevirmeye tenezzül bile etmiyordu.
Seojun aramıza katıldığında beri Jungkook bir garipleşmişti. Son zamanlarda ona sebepsiz yere çok dikkat ediyordum. İnsanlardan, yani bizden, soğumuş gibiydi. Ya da Seojun yüzünden oluyordu. Seojun yanımıza geldi ve telaşla konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion³ : İstila {BTS}
Vampire~~~~~ Neden kalbimdeki boşluk hissini kontrol edemiyordum. Önümde açılan kapı da neydi? Kendimi bir anda malikanede buldum. Diğerlerinin arasındaydım. Şu an Jimin ve Jin-kyong unnie'nin konuşmasını görüyor ve duyuyordum. 'Zorlama işte. İlk başta da...