~Minji~Gördüğüm şeyi bir an önce Jungkook'a anlatmam gerekiyordu. Hissediyordum. Şu an yanımızda olan Seojun, gerçek olan değildi. Jungkook'u apar topar dışarı çıkartmıştım. Durduk ve bana şaşkınca baktı.
"Neyin var ne oldu? Ne bu acele?"
"Jungkook bir şeyler var," dedim ve ellerimi belimin iki yanına da sabitledim.
Emin olmadığım bir konuyu insanlara yaymayı sevmiyordum ama bir şeyi çok iyi biliyordum ki boyuttaki Seojun ile, yanımızdaki aynı kişi değildi.
"Bak, emin olmadığım şeyi konuşmaktan nefret ederim ama gördüm Jungkook."
Jungkook telaşım karşısında başını iki yana salladı ve kollarımı tuttu.
"Bir sakin olur musun? Baştan al Minji, hiçbir şey anlamıyorum."
"Tamam," dedim ve derin bir nefes alıp anlatmaya çalıştım. Bu süreçte kollarımı bir an bile bırakmamıştı ve çok yakın duruyorduk. Hoşuma gitmişti.
"Sunyeon, ben ve Eunji benim odamdaydık. Sonra mısır patlatmak için dışarı, odadan çıktık. O sırada gözüm Jaehwa unnie ve Seojun'a takıldı. Koridordaydılar. Onlara bakarken dikkatim dağılmıştı ve o sırada Eunji'nin sesini duydum. Sunyeon bayılmıştı," dedim ve nefes almak için duraksadım. Jungkook ise bana, 'onlar neden gözüne takıldı' der gibi bakıyordu. Ama bunu söylemeyecektim, şimdilik. Devam ettim.
"Sonra içimdeki ruhun sesini duydum. Bana 'Seojun' diye fısıldıyordu. Bu konuyu sana sonra anlatırım. O an Seojun'a dikkat etmemiz gerektiğinden emin oldum. Tılsımı çıkarıp ona baktım. Önce normaldi, bir kurttu. Ama daha sonra şu şeytan olarak gördüm onu."
"Eirene mi?!?" diye sordu Jungkook şaşkınca. Şu ana kadar beni kesmemişti ama anlaşılan o ki bu onu korkutmuştu.
"Hm hm. Bir şey daha oldu. Yoongi Sunyeon'u kucaklayıp odasına götürürken Sunyeon'un işareti, beli parladı ama anında söndü. Bu tepki, bir şeytan yakınlardayken olan bir şey değil mi?"
"Evet. Ya da biri ona saldırmaya çalışırken," dedi ve ellerini kollarımdan çekti. Elini çenesine koyarak düşünmeye başladı. Telaşa kapılmıştım. Bu Seojun kesinlikle doğru kişi değildi.
"Seojun aslında bir Eirene şeytanı mı? O zaman geriye kalan dördü de dünyada demektir."
Başımı iki yana salladım. Buna karar vermek için erkendi. O kişi, boyutta gördüğümüz kişi de olabilirdi. Ki bence öyleydi.
"Buna karar vermek için erken. Şu ana kadar sadece bir Eirene şeytanı bizi gördü. O da boyuttaki. Jungkook..." dedim ve Jungkook'un kolunu tuttum. Dehşetle konuştum.
"...yanımızdaki Seojun, boyutta bize yardım eden Seojun değil. Hissediyorum. Boyuttaylen bir şey olmuş olmalı ve...ve..." diye devam ederken Jungkook eliyle ağzımı kapattı ve, "Sus, o geliyor," dedi. Başımı olumlu anlamda salladım ve kapıya baktım. Jaehwa da yanındaydı. Jaehwa konuştu.
"Diğerleri Sunyeon'un yanında. Sen gitmeyecek misin?"
İkisi de yam yanımızda durdular ve Seojun, Jaehwa unnie'nin elini tutuyordu. Jungkook belli etmese de sinirliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion³ : İstila {BTS}
Vampir~~~~~ Neden kalbimdeki boşluk hissini kontrol edemiyordum. Önümde açılan kapı da neydi? Kendimi bir anda malikanede buldum. Diğerlerinin arasındaydım. Şu an Jimin ve Jin-kyong unnie'nin konuşmasını görüyor ve duyuyordum. 'Zorlama işte. İlk başta da...