Aşk Kırıntısı(4×37×2) 🍃

185 14 7
                                    

4.Sezon/ 38.Bölüm/2.Kısım/ 153.Bölüm

#FinaleSon13Bölüm

🍃

-BERK-

Yorgundum. Bitiktim. Üzerimde günlerdir uyumuyormuşum gibi hissettiğim bir yorgunluk vardı; tuhaflık sadece bedenimde olsaydı bu yorgunluğu saatlerdir yaptığımız temizlikten diye yorumlardır gel gelelim iç organlarıma kadar yorgundum sanki, kanım bile damarlarımın arasında dolaşmıyor gibiydi, kalbim.. atmıyor gibiydi.

''LAN!''

Koluma saplanan iğne- sanırım iğne- ile yerimden fırlamıştım. İğnenin acısından dolayı değil, içinde her ne vardıysa tüm organlarıma yakıcı ama nefes aldırıcı bir hava verilmesiydi. Yerimden fırladığım zaman derin derin ciğerlerime nefes çekerken gözlerimle de içinde bulunduğum ortamı anlamaya çalıştım. Öncelik zemindeydim- fırladığım için götümün üzerinde oturuyordum- başımda iki tane sağlık görevlisi vardı. Biri koluma tansiyon makinesini bağlamak için uğraşırken gözlerim sonun da az ileride ki görüntüye kaydı; Aybike'me.

Kendi kanının içinde öylece yatıyordu. Yaralanmış bir serçe gibi, gerçi ona serçe demek küfür gibi olurdu ama neyse-, gözleri kapalıydı ama yüzünde ki acıyı yine de görebiliyordum. Onun da başında birden fazla- sanırım üç tane- sağlık görevlisi vardı. Beynimin ağrımaya başladığını hissettim, kalbimin atışının zayıfladığını, ciğerlerime nefesimin dolmadığını.

''Aybike'm!'' hızla yerimden kalktım- ya da en azından buna teşebbüs ettim,- çünkü ayağa kalkmamla başımın dönmesiyle kendimi yeniden yerde buldum. '' Aybike!'' ayağa kalkmaya çalışıyordum ama ebesini siktiğimin zemini durmuyordu ki! '' Aybike'm!''

Neler olduğunu hatırlamıyordum, hatırlamaya çalışıyordum ama aklım sadece gördüğüm görüntüyü algılıyordu. Dejavu olduğumuzu hissediyordum. Yıllar öncesi arabamın önüne atladığın da onu kanlar içinde görmüştüm şimdi de. O bekleyiş hayatımın en acı bekleyişi idi, şimdi ise yanında olmak istiyordum. Ellerini tutmalıydım ellerini tutmalıydım ki.. beyaz ışık saçmalığına gitmeye kalkarsa sıcaklığımı hissedip geri dönebilsin. Dudaklarını öpmeliydim ki; Cennet'te ki en tatlıyı meyveyi yemiş olsa bile benim dudaklarımı hissettiğin de bana geri dönebilsin. Sadece yanında olmalıydım!

''Berk bey lütfen sakin olun..'' dedi solumda ki erkek çalışkan. Beni omuzlarımdan tutmuş sabitlemeye çalışırken sağımda ki kızda hala makineyi koluma takmaya çalışıyordu, çırpındığım için takamaması gayet normaldi tabi.

''Sakin mi olayım?!'' diye bağırdım bakışlarımı görevliye çevirirken '' Nişanlım ileri de ölüm kalım savaşı veriyor ve ben siktiğimin zemininde ayakta duramıyorum!'' sesimde ki öfke gözlerimde ki korkuyu saklamaya yetiyor muydu acaba? Sesimde ki gaddarlık titremesini göz ardı ediyor muydu acaba?

''Berk bey vücudunuza çok ciddi bir zehir enjekte edilmişti..'' dedi görevli ona olan öfkemi umursamadan bana açıklama yapmaya çalışırken, zehir mi? Ben böyle bir şey hatırlamıyordum. '' Panzehirin etkisini göstermesi sayesinde gözlerinizi açtınız ama ani hareketler yapamazsınız bünyeniz daha toparlanmadı..''

''Sana nişanlım—''

''Nişanlınız karnından vurulmuş..'' dedi diğer sağlık görevlisi konuşmaya başlarken, ikisinin de ses tonu adeta beni sakinleştirmek için bir çocukla konuşurcasına şefkatli çıkıyordu '' Hayati bir tehlikesi yok, şimdi hastaneye kaldırılacak. Eğer yerinizde beş dakika durmayı başarırsanız peşinden biz de gideceğiz ama böyle ani hareketler yaparsanız vücudunuz daha çok zorluk çıkaracak bize o yüzden sevdiğiniz kadını bırakın arkadaşlarımız yaşatsın, siz de sadece beş dakika durun!'' evet sesi şefkatli başlamış ama sonun da bir anne edasıyla sonlanmıştı.

Sonradan Gelen Bela: 2.KITAP 🐍✨️🦋🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin