Feda Mı? Kurban mı?(4×43) 🍃

106 10 13
                                    

4. Sezon / 43.Bölüm/158.Bölüm

#FinaleSon7.Bölüm

🍃

-5 GÜN SONRA-

-ASİYE-

Ben ben değildim artık. Aynaya baktığım da gördüğüm görüntü bana ait değildi, zayıflamıştım, her geçen günüm daha da acı ile geçiyordu. İlaçlar beni iyileştireceği yerde, kemoterapi beni tedavi edeceği yerde daha da çok bitiriyordu sanki. Ama bitmeyecektim. Azrail'e yenilecek bile olsam Aybike ve Berk'e hazırladığım düğünü görecektim. Ama şimdi atlatmam gereken şey doktorum ile olan konuşmaydı.

Ben mi daha çok gergindim yoksa Doruk mu bilemiyorum. Ben yatakta oturur vaziyete gelmiş, başıma bağladığım bandanam ile Doruğun elini tutarken Doruk'ta yanımda ki koltuğa oturmuş elimi sıkı sıkı tutuyordu. O bana güç ben ona güç oluyordum. Doktorum yavaşça odaya girip nasıl olduğumu sorduktan sonra karşıma geçti. Başlıyoruz.

''Şimdi size söyleyeceklerimden sonra yıkılmanızı veya pes etmenizi istemiyorum Asiye Hanım..'' dedi doktorum güven vermeye çalışan bir sesle ben ise yüzüme en sahici gülümsememi takmaya çalıştım. '' İlaçlar ve kemoterapi maalesef işe yaramıyor..''

''Ama başka bir yol var değil mi?'' diye sordu Doruk yerinden kıpırdanırken korkusunu saklamaya çalışsa da elimi sıkışı bunu saklayamıyordu. '' Ameliyat demiştiniz?''

''Evet o konu hakkında konuşmaya geldim..'' dedi doktorum gülümseyerek '' Öncelikle anlamanız gereken şey şu Asiye Hanım siz bir mucizesiniz, ben dahil hiçbir doktor arkadaşım sizin doğumu atlatmanızı veya.. bu güne kadar gelmenizi beklemiyordu..''

''Çoktan ölmem gerekiyordu..'' dedim acıyla gülümseyerek. Çoktan buradan gitmem gerekiyordu.

''Maalesef öyle..'' durup derin bir nefes aldı '' Şimdi önümüz de tek seçenek ameliyat kaldı..'' ardından ameliyatın bana ne yapacağını tıbbi bir dinle anlattı '' Fakat bunun işe yaraması çok düşük bir ihtimal kalbiniz buna dayanamayabilir-''

''Dayanacak!'' dedi Doruk yerinden kıpırdanırken '' Kendiniz dediniz benim eşim bir mucize diye..''

''Evet bu yüzden bir karar vermeniz gerek..'' ve bakışları Doruğa döndü. Bu bakışı biliyordum; birinin omzuna hayatının en büyük kararını yükleyecek bir bakıştı. '' Ameliyata girerse kurtulma ihtimali çok düşük eğer ameliyat olmazsa.. en iyi ihtimalle bir hafta en kötü ihtimalle bir iki gün daha yaşayabilir..''

Ne demek istediği belliydi değil mi? İki gün veya bir hafta geçirebilirdik. Bu lanet hastaneden çıkıp yapabileceğim gücümün yettiği son şeyleri yapabilirdim. Çocuklarımla uyuyabilir, son kez şarkı söyleyebilir belki dans bile edebilirdim. Sevdiklerimle vedalaşabilirdim. Ama ameliyat olursam.. o masada kalabilir ve bu ihtimallerim yok olurdu.

Doruk hızla ağzını açsa da sustu. Sanırım sonun da tam anlamıyla büyümüştü. Bundan on beş gün öncesi olsa benim kararımı umursamaz adıma karar verirdi. Ama şimdi kararı bana bırakıyordu. Sanki karar verebilirmişim gibi. Doruğun yerime karar vermesini istemediğim zamanlar da karar veren adam, karar vermesini istediğim zaman bana bırakıyordu. Hayatın işleyişini sikeyim.

Neyi seçebilirdim ki? Bir mucizeyi daha başarabileceğime mi inanmalıydım? Son günlerimi hastanede mucizeyi başarmaya çalışarak mı kaybetmeliydim? Yoksa buradan çıkıp ölümümü kucaklamalıydım? Güneşi göremedim daha, yüzüme ışıldayan güneşi göremedim. Güneşin batışını izleyemedim. Doğuşuna tanıklık edemedim. Çok uzun zaman önce yapmıştım bunları.

Sonradan Gelen Bela: 2.KITAP 🐍✨️🦋🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin