Yine başka bir gün batımı Orenda'nın kapatıldığı odanın perceresinden görülebiliyordu. Kırmızı, turuncu ve morun tonlarının boyadığı gökyüzü su üstünde süzülen ebru boyaları gibi karışık ama kendi içinde bir ahenk barındırıyordu. Orenda pencere kenarına yerleştirilmiş koltuklardan birine oturmuş dizlerini karnına çekerek çenesini dizlerinin tepesine yaslamıştı. Dalgın dalgın gün batımını izliyordu. Ve ilginç bir şekilde kendini hiç olmadığı kadar yorgun hissediyordu. Kampta kalırken bile böyle hissetmemişti. Ne ateşler içinde yanarken, ne açlıktan ölme sınırındayken ne de kırbaçlanırken. Hayır, o zamanlarda ruhunda cayır cayır yanan bir savaşçı ateşi vardı. O ateş Orenda'yı her zaman diri tutmuştu. Her zorluğu aşıp bugünlere canlı ulaşmasını sağlayan şey o ateşti. O anda ise Orenda hiçbir sıcaklık hissetmiyordu. Sanki içi bir kova buzlu suyla ıslatılmış gibi soğuktu. Neredeyse yaşamaya hali kalmayacaktı.
Dalgın dalgın gün batımını izlerken kapının açıldığını duydu. Ama bakmak için dönmedi. Zaten gelenin kim olduğunu biliyordu ve eninde sonunda görüş alanına girip dikkatini çekmeyi başaracaktı. Ama Orenda kendini bilmecelerle dolu başka bir sohbet için hazır hissetmiyordu. Tek istediği bir süre her şeyi unutmaktı; özgürlüğü, kampı, arkadaşlarını... Sonuncusundan emin değildi, onları seviyordu. Uzun bir süre onlarla beraber yaşayacağı dere kenarında bir evin hayalini kurmuştu. Son zamanlarda aklına bile gelmemesine şaşırdı bu hayalin. Artık özgürlüğünden ümidini kesiyor olmalıydı.
Orenda gün batımını izlerken Aspen'de bir süre onun başının arkasını izledi. Onunla daha iki gündür beraberlerdi ama gayet konuşkan bir kızdı. Buna rağmen hiçbir soru sormayınca hatta Aspen'e dönüp bakmayınca onu rahatsız etmemeye karar verdi. İçten içe geçmişi hakkında bir şeyleri hatırladığını umuyordu. Ayakta durmaktan sıkılınca yavaşça pencereye yaklaşıp boş olan koltuğa oturdu. Orenda yine bakmamıştı ona. Batan güneşi izlemeyi sürdürdü. Bu güneşin son ışığı da gökyüzünden silininceye kadar devam etti. Sonrasında ilk dediği şey,
''Arkadaşlarım nasıl?'' oldu. ''İyiler mi?'' Yine Aspen'e bakmıyordu. Sanki yüzünde kocaman, çirkin bir yara vardı da onu saklamaya çalışıyordu.
Aspen cevap vermeden önce uzanıp Orenda'nın çenesini nazikçe tuttu ve kendine çevirdi. Gölgelenmiş yüz hatları yorgun gözüküyordu.
''Saçların güzel olmuş.'' dedi soruyu duymazdan gelerek. ''Biraz daha uzarlarsa daha güzel olacaklarından eminim. Aynı eskiden olduğu gibi...''
''Arkadaşlarım.'' diye ısrar etti Orenda. Onun oyunlarını oynayacak hali yoktu.Aspen elini Orenda'nın yüzünden çekmeden bir süre gözleriyle yüzünü okşadı. Orenda ise tüm bu süre boyunca Aspen'e duygusuzca bakmayı sürdürdü. En sonunda pes eden Aspen oldu. Orenda'yı bırakıp ayağa kalktı ve yatağın yanına giderek üstüne serilmiş olan elbiseyi eline aldı. Yumuşacık ipek kumaş tekrar ellerinden kayarak yatağa düştü.
''Sana arkadaşlarının nasıl olduğunu söylerim. Ama tek bir şartla.''
Orenda bu sefer başını çevirip Aspen'e baktı.
''Bu elbiseyi giyeceksin.''
Orenda'nın cevabı kesindi. ''Hayır.''
''O zaman arkadaşlarının nasıl olduğunu merak etmeye devam edersin.''
''Hayır...'' dedi Orenda tekrar. '' O elbiseyi sadece arkadaşlarımın nasıl olduğunu öğrenmek için giymem.''
''Demek ki senin için o kadar önemli değiller.'' dedi Aspen onu kışkırtmaya çalışarak.
Orenda ise onu duymamış gibi devam etti.
''Eğer o elbiseyi giymemi istiyorsan beni arkadaşlarımla görüştürmen gerek. Sadece onların nasıl olduğunu söylemen yetmez.''
Aspen sırıttı. Bu kıza bakarken gerçekten kim olduğunu görebiliyordu. O bilmese bile. Bu gerçek onun damalarında akıyordu.
''Seni benimle pazarlık edebileceğine inandıran şey nedir?'' diye sordu kibirle.
''Her istek beraberinde bir fedakarlık gerektirir. İsteğini başarıyla gerçekleştirmiş olan insan o fedakarlığı yapan kişidir.' Bu senin bana verdiğin kitapta yazıyordu. Madem benden bir şey yapmamı istiyorsun, o zaman bu fedakarlığı da yap.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANARYA
Fantasy"Kanaryam" diyordu bana. Beni bir kafese kapatmıştı. Gerçek, parmaklıklardan duvarları olan bir kafese. Ve benden şarkı söylememi istiyordu. Halkımın katili olan bu adama nasıl şarkı söyleyebilirim ki?