Orenda gözlerini açtığında hiçbir şey göremedi. her taraf karanlığa gömülmüştü. O karanlıkta biraz uzanıp anılarının kendine geri dönmesini bekledi. En son yaşadığı şeyler tekrar belleğine yüklenirken bunları hatırlamamış olmayı diledi ama çok geçti. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlıyordu. Sıkıntıyla bir nefes üfledi. Yaşadığı kötü olayların da bu nefesle birlikte havaya karışarak milyonlarca moleküle ayrılmasını diledi ama bu gerçekleşmedi. Aksine içi iyice sıkılınca kalkmak istedi. Kalkmalı ve temiz hava almalıydı. Ama dirseklerinin üstünde birazcık doğrulduğu anda beline sarılı bir kol onu kendine çekti. O kadar ani olmuştu ki Orenda'nın dudakları arasından bir çığlık kaçtı. O sabah yaşadığı paniği bedeninde tekrar hissetti. Can hıraş bir şekilde kendini o koldan kurtarmak için tepinmeye başladı. O kadar korkmuştu ki Aspen'in kendine seslendiğini duymuyordu bile.
O öyle çırpınırken kendini saran koldan kurtuldu ama hemen ardından da yataktan yere düştü. Keskin bir sancı omzu boyunca yayılınca acıyla inledi. Tam da o sabah bardağın denk geldiği yere düşmüştü. Can acısıyla yerde uzanırken oda loş bir ışıkla aydınlandı. İçinde kafesinin olduğu tanıdık odanın ayrıntıları gün yüzüne çıktı. Orenda bu tanıdık yeri görünce biraz sakinleşti. Yine de hala tetikteydi. Ta ki Aspen'in endişeli yüzünü görene kadar. Yatağın üstünde elinde bir gaz lambası ile durmuş yerde yatan Orenda'ya bakıyordu.
''Orenda, iyi misin?''
Orenda iyiydi. Onu görünce sakinleşmişti. Biliyordu, Aspen onu koruyacaktı.
''İyiyim. Sadece belimin üstüne düştüğüm için sırtım acıyor.''Aspen elindeki lambayı yatağın kenarındaki komidine bırakıp Orenda'nın yanına indi. Onu omuzlarından destekleyerek yavaşça oturur pozisyona getirdi.
''Ayağa kalkabilecek misin?''
''Kalkabilirim.''
Orenda Aspen'in ellerini tutarak yavaşça ayağa kalktı. Sırtı da onun göğsüne dayanıyordu. Aspen onu kırılmasından korktuğu narin bir kristal gibi tutarak yavaşça yatağa oturttu. Kendisi de hemen yanına oturdu. Yüzünü iki elinin arasına alıp ona baktı. Önce morarmış alnına sonra patlamış dudağına. Orenda ses çıkarmadan ona bakıyordu. Aspen onun bu mahzun ve yaralı halini görünce ona bunları yapan adamı hatırlayarak hiddetlendi ama herhangi bir tepki vermeden kendini sakinleştirdi. Orenda'nın şimdi ihtiyacı olan son şey buydu. Onu kendine çekip göğsüne yatırdı ve saçlarını okşamaya başladı. Hem çok sinirli hem de üzgündü. Yıllardır sahip olduğundan şüphe duyduğu pek çok duyguyu en derininden yaşıyordu. Böyle bir şeyin olmasına nasıl izin vermişti! O iğrenç herifin ona elini sürmesine, ona dehşeti yaşatmasına? Kendine kızıyordu. Onu koruyamamasının hiçbir haklı bahanesi olamazdı. Küçük kanaryası...Göğsünden bir kıkırdama sesi gelince daldığı düşüncelerden çıktı ve Orenda'ya baktı. Orenda halinden pek memnun görünüyordu.
''Neden güldün?'' diye sordu Aspen merakla.
''Hiç... Sadece... Benden daha çok acı çekiyor gibi görünüyordun. Kendimi tutamadım .''
Aspen duygularının bu denli yüzüne yansıdığını fark etmemişti bile.
''Özür dilerim.'' dedi usulca. Hayatında birinden özür dilediği ikinci seferi falandı. Ağzına çok yabancı geliyordu bu kelimeler. Yine de bunu ona borçluydu.
''Ne için?'' diye sordu Orenda.
''Seni koruyamadım. Bunları yaşamaman gerekiyordu.''
''Neye göre bunları yaşamamam gerekiyordu tam olarak? Öyle bir şey mi varmış? O zaman bu hayatta başıma gelen hiçbir kötü şeyi yaşamamam gerekiyordu. Mesela kampa hiç gelmemem, ailemi hiç kaybetmemem. Ama gerçek şu; cennette yaşamıyoruz. Her ne kadar bu gerçeği ben de sevmesem de başımıza gelenler sadece başımıza gelen şeyler. Hem ben iyiyim, bak, bana bir şey yapamadı. Kurtuldum.''Aspen Orenda'nın ne demek istediğini anlıyordu ama hala suçluluk hissediyordu. Onu tekrar kendine bastırıp sıkıca sarıldı. Bunların hiç yaşanmamış olmasını diliyordu bir yandan.
''Aspen, beni bu kadar sıkma, belim acıyor.''
Aspen hemen kollarını gevşetti.
''Özür dilerim.''
''Bu kadar fazla özür dileyip durma, garip hissettiriyor. Dedim ya ben iyiyim. En azından şuan iyiyim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANARYA
Fantasy"Kanaryam" diyordu bana. Beni bir kafese kapatmıştı. Gerçek, parmaklıklardan duvarları olan bir kafese. Ve benden şarkı söylememi istiyordu. Halkımın katili olan bu adama nasıl şarkı söyleyebilirim ki?