KANATLARIM OLMADAN

121 3 0
                                    

O gün Aspen'in keyfi yerindeydi. Nasıl olmayacaktı ki? Önceki gece Orenda ile aralarındaki tüm problemleri çözmüş üstüne ondan bir öpücük almayı başarmıştı. Bir asır gibi gelen iki kapkara sabahın ardından o sabah Orenda'nın gülümsemesiyle güne başlamıştı. Düşündükçe yüzünde kendini şapşal gibi hissettiren bir gülümseme oluşuyordu. Neyse ki sadece yalnız kaldığı zamanlarda. Komutasındaki askerlere böyle bir durumda yakalanmak istemezdi. Zaten onların hakkında yeterince konuşuyorlardı. 

Yine de ciddi olmak lazımdı. Orenda'yla arasını bozmaması gerektiğini öğrenmişti. Ama kendi intikamını da unutacak değildi. Sadece dikkatli hareket edecekti. Orenda'nın gönlünü hoş tutarken adım adım kendi zaferine yaklaşacaktı. Kulağa zalim bir plan gibi gelebilirdi. Sonuçta Orenda'yı kullanacaktı. Ama Orenda'da onu kullanıyordu zaten. Adil bir anlaşmaydı. 

Masasının üzerine yayılı olan kağıtlara baktı. Kampta yaptığı tüm yeni düzenlemelerin raporlarıydı bunlar. Buraya geleli sadece iki hafta olmuştu ama çok şey değişmişti. Kamp başta başa yeniden yapılmıştı sanki. Sadece esirler için değil askerler için de. Onlar da eskisinden daha rahat daha mutluydular. Yine de Aspen'i sevmiyorlardı. Aspen'in bunu dert ettiği de yoktu. O hiç bir yerde sevilmezdi. Sertti, kuralcıydı, ketumdu. Tam olarak da bunlar sayesinde kazanıyordu. İlk defa sevilmemenin acısını Orenda'yla tatmıştı ve hiç hoşuna gitmemişti. Bir daha deneyimlemeye hiç niyeti yoktu. Ama durup bir düşününce bunun olması kaçınılmaz görünüyordu. Sonuçta hangi kız annesine yapacakları şeylerden sonra onu sevebilirdi ki? 

Orenda bunu hiç sormamıştı, annesini bulduktan sonra ne yapacağını. Ona güvendiğinden mi yoksa aklına gelmediğinden mi bilmiyordu. Ama çok geçmez, sorardı. Aspen onu tanıyordu. Zeki bir kızdı o, bu gözünden kaçmazdı. O zaman Aspen ona ne diyeceğini bilmiyordu işte. Artık susmak da işine yaramazdı. Ama yapacaklarını söyleyemezdi. Her yorulduğunda, pes etmenin sınırına geldiğinde onu toparlayan şeyin annesine yapacakları tüm o eziyetleri hayal etmek olduğunu söyleyemezdi. Eninde sonunda Orenda kendisinden nefret edecekti. Bunu daha öne çekmek istemiyordu. Bir aldatmaca olduğunu bilse bile onun o naif sevgisini tatmaya devam etmek istiyordu. O zaman kendini insan gibi hissediyordu, sıradan, normal bir insan. Ama bunun bir bedeli vardı. Artık Aspen ne zaman Aryan'ı düşünecek olsa o sahneye Oreda'da giriyordu. Aryan Aspen'in ellerinden kanlı bedeninin kurtarmak için çırpınırken Orenda sadece durup kenardan ona bakıyordu. Tiksinti dolu, zehirli gözlerle, dünyadaki tüm nefretle... Ve Aspen son darbeyi indiremiyordu. İşte bu bir problemdi. Büyük bir problem. Aryan'ın boğazını sıcak kadar ona yaklaştığı anda Orenda'nın onu durdurabilecek olması büyük problemdi. Ya o anda Oredna'nın feryatlarını bile duymayacak kadar öfkeden kör olmuş olması gerekiyordu yada... Yada Orenda'dan daha öncesinde kurtulmalıydı. 

Sessizce küfretti. Boğazına kadar boka batmış hissediyordu. Bu işin bu kadar zorlu olacağını düşünmemişti. Orenda'yı bulması tamamen şanstı. Şimdi de evren onun niyetinde samimi olup olmadığını sınıyordu. Önünde olan şey son bir sınavdı. Her şey bunu kazanıp kazanmamasına bağlıydı ve Aspen daha önce hiç kendinden bu kadar çok şüphe etmemişti. 

Uzunca bir nefes verip koltuğunda doğruldu ve masasının yüzeyini işgal eden belgeleri toplamaya başladı. İşleri büyük oranda düzene sokmuştu. Yapması gereken birkaç şey vardı. Bir iki güne onları da bitirdikten sonra burada daha fazla işi kalmayacaktı. Dolaysıyla burada kalmanın da bir anlamı olmayacaktı. Geri dönmeli ve ordudaki yerini geri almalıydı. Sadece iki hafta ordudan uzak kalmıştı ama onun yokluğunda düzeni değiştirdiklerinden emindi. Zaten bunu rahatça yapabilmek için onu göndermişlerdi. Aptallar, orduyu daha fazla bölmek ve daha fazla askeri komutan yapmak gücü bölmekten başka ne işe yarayacaktı ki? Yıllar öncesinde krallığa yardım etmek mantıklı görünmüştü ama şimdi kararını sorgulamıyor değildi. En azından halk daha rahattı. Ama günün birinde bu değişecek olursa, o zaman onların da karşısında durmaktan hiç çekinmeyecekti. 

KANARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin