O sabah diğer tüm sabahlardan daha farklıydı. Daha sıcaktı mesela. Daha sakin, daha huzurlu... Sanki dünya o odada dönmeyi bırakmış, zaman onlar için saygıyla kenara çekilmişti. Kuşlar bile nefesini tutmuş gibi hiç ses yoktu.
O sabaha ilk uyanan Aspen oldu. Aynı gece yattıkları gibi uyanmıştı. Kolu Orenda'nın belini kavrıyordu ve vücutları beraberdi. Aspen ilk defa bir sabaha yanında bir kızla uyanıyordu. Sıradan bir kız da değildi, yıllarca aradığı ve hiç ummadığı anda bulduğu bir kızdı yanında yatan. Burnunu Orenda'nın kısa saçlarına gömüp bir nefes çekti. Hayat ne kadar ilginçti. Yıllar önce kaybettiğini sandığı şey, yıllar sonra birden önüne çıkabiliyordu. Onca badirenin ardından her şey olması gerektiğine dönüyordu.
Aspen önceki geceyi düşündü. Orenda sonunda bir şeyler hatırlamıştı. Önemli şeyler. Aspen'de o gece yaşananları ilk defa duymuş oldu böylece. Aslında olan her şeyden haberdardı. Nasıl olmayacaktı ki? O gece ülkenin işgale uğradığı ve halkın bir gecede esir edildiği gündü. O şehre komutan olarak giren kendisiydi. Şehrin hatta koca ülkenin askeri savunma hattını kıran planlar ona aitti. Ama Orenda'ya olanlarla en ufak bir ilgisi yoktu. Suçu da tam olarak buradaydı, o gece yanına zamanında yetişememişti. Belki o gece kendini kazandığı zaferin sarhoşluğuna kaptırmasaydı, baskından önce oraya yetişebilseydi o yılların hiçbiri yaşanmayacaktı. Kendini suçlarken Orenda'nın dedikleri aklına geldi. Olması gereken şeyler olmuştu. Kimse bunu değiştiremezdi. Yine de Aspen kendini teselli etmeye yeltenmedi. Buna hakkı olduğunu düşünmüyordu.
Doğan güneşin ışıkları odanın karanlığını yararak geriye mavi bir ton bıraktılar. Mavi renk yavaş yavaş aydınlanmaya devam ediyordu. Çok geçmeyecek gece tamamen son bulacaktı. Aspen kalkmak için geç bile kalmıştı ama Orenda'yı bırakıp bir yere gitmek de istemiyordu. Uyandığında onu yanında göremezse tekrardan panik yapacağından endişeleniyordu. Zihni şu iki gündür çok kırılgandı. Aspen onun daha fazla zarar görmesini istemiyordu. O ailesinin içinde bunu en son hak eden insandı. Eğer illa da bir suçu olacaksa o kadının kızı olması olurdu ki bunu değiştirebilecek hiçbir şey yoktu.
O kadın... Orenda'ya çok benzeyen ama onunla alakası olmayan o kadın. Aspen Orenda'yı ilk defa bu odada gördüğünde resmen çarpılmışa dönmüştü. Bir an karşısında duranın Orenda değil annesi olduğunu sanmıştı. O kadar benziyorlardı ki... Bu yüzden Aspen onu bir kafese kapattığında sadistçe bir zevk duymuştu. Asıl aradığı kişi Orenda değildi, annesiydi ama Orenda'yı bulmak da bir ilerlemeydi. Aspen bunun kaderin işi olduğundan emindi. Sonuçta Orenda annesinin nerede saklandığını biliyor olmalıydı. Hatırlamıyor olsa da kafasının içinde bir yerlerdeydi. Aspen bundan emindi. Bu yüzden onu bu kadar zorlamıştı. Ama zaman geçtikçe onun annesinden ne kadar farklı olduğunu da gördü. Evet benzer yanları vardı. İnatları mesela. Dik kafalı ve özgürlüğe düşkün olmaları. Ama ikisi bunları tamamen farklı şeyler için kullanıyordu. Annesi bunu insanları manipüle etmek için kullanırken Orenda'nın tek istediği özgürlüktü. Sadece kendisi için değil, arkadaşları içinde. Annesinin şeytan olduğu kadar bir melekti o. Bu yüzden Aspen bir anda kendini ona çekilirken buldu. İtiraf etmek istemiyordu ama hep öyle olmuştu zaten. Eskiden ne zaman buluşacak olsalar kendine ona karşı sert olmasını söylerdi ama bir bakardı ki ona kapılmış gidiyordu.
Aspen bir dirseğinin üstünde doğrulup kafasını eline yasladı. Orenda'ya başının üstünden bakıyordu şimdi. Kirpikleri aynı hatırladığı gibi uzundu. Ama belki sadece onlar hatırladığı gibiydi. Yüzü çok değişmişti. Annesine benzemesi ona göre hiç de iyi bir şey değildi ama şu bir gerçekti ki, annesi kadar güzelleşmişti. Hatta onu solda sıfır bırakabilirdi bile. Sadece çok zayıflamıştı. Birazcık kilo alacak olsa tüm güzelliği ortaya çıkardı. Yine de bu halinin küçüklüğüyle pek bir alakası yoktu. Aspen seneler önce bu surata bakarken onun böyle bir değişim geçireceğini hiç düşünmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANARYA
Fantasy"Kanaryam" diyordu bana. Beni bir kafese kapatmıştı. Gerçek, parmaklıklardan duvarları olan bir kafese. Ve benden şarkı söylememi istiyordu. Halkımın katili olan bu adama nasıl şarkı söyleyebilirim ki?