Kılıç bir çınlama sesi çıkararak Aspen'in elinden savruldu. Ona çarpan ok da yön değiştirerek başka yola döüp en sonunda bir ağaca çarparak yere düştü. Aspen bir az önce bir ılıç olan eline bir ORenda'ya baktı. Gözlerini tam önüne dikmiş sanki az önce ölmek üzere değilmiş gibi gülümsüyordu. Hayır, onu canlı bırakmayaaktı. Ölecek olsa bile onu da götürecekti. Kılıçtan boşalan eliyle Orenda'nın boğazına sarıldı. O kadar inceydi ki bir eliyle bile neredeyse tüm boğazını sarabilirdi. Tüm kuvvetiyle boğazına abandı. Orenda'nın gülümsemesi yüzünden sinilmiş olsa da hala önüne bakmayı sürdürüyordu.
"bana bak!" diye bağırdı. Ama ORenda onu duymamış gibiydi. Öyle olunca daha da hırslandı. Orenda'nın gittikçe cılızlaşan kalp atışlarını avuçlarında hissedebiliyordu. Ama onun nefesini tamamen kesemeden başının arkasına inen darbeyle savrularak yere düştü.
"Kızıma dokunmayacaktın."
Aryan bir de tekme indirdi tam karnına. Zayıf bedenine rağmen öyle şiddetli vurmuştu ki Aspen'in ağzından kan geldi. Sonra da Orenda'ya elini uzattı. Orenda boğazını ovuştururken kendine uzatilan ele baktı. Gözlerinde yaşlar birikti. ELini tutarak ayağa kaltı. Bu yetmezdi, ona sımsıkı sarılmak istiyordu ama her şey bittiğinde.Aspen güç bela ayağa kalktı. Bir eliyle de karnını tutuyordu. Kan revan içinde insanlıktan çıkmış görünüyordu. Sanki içindeki canavar dışına taşmıştı. kafasını öne eğip boğa gibi onlara koşmaya başladı. İki kadın da yana çekilince ortalarından geçti ve ağaca çarparak durdu. Delirmişti. Orenda ona bakınca gördüğü buydu. Yıllardır içinde taşıdığı öfke ve nefret sonunda onu delirtmişti. Tekrar ayağa kalktı. Ağaca tutunarak zar zor duruyordu.
"Bu burada bitmedi." dedi. Çok gülünç görünüyordu.
"O zaman bitirelim."
Aryan hançerini çekince Orenda onu durdurdu. Bunu kendi halletmek istiyordu. Aralarına güvenli bir mesafe bırakana kadar yaklaştı.
"Aspen..." dedi yumuşak bir sesle, "...bitti artık."
"Hayır, hayır bitmedi."
Ağacı bırakıp ona yaklaşmak istedi ama Orenda geri çekilince tekrar yere düştü.
"Bitti Aspen, senin için de, bizim için de. Son bu. Bizden önceki hikayenin sonu. Doğduğumuzdan beri başkalarının masallarını yaşıyoruz. Kendi serüvenimizi yazmamızın zamanı geldi."
"Çocuk gibi konuşuyorsun."
"Bazen bizen daha akıllı olduklarını düşünüyorum."
Aspen tekrar ayağa kalktı. Biraz uğraşarak dengede durdu ve sırtını olabildiğince dikleştirdi.
"Belki de haklısın." dedi Orenda'yı şaşırtarak.
Sonra arkasını dönüp sarayın kenarına kurulduğu uçuruma doğru birkaç adım attı. Orenda'da birkaç adım arkasından onu takip etti. Geldiklerinden beri bakma fırsatları olmamıştı. Manzara nefes kesiciydi. Birbiri ardından dizilmiş dağlar sonsuzluğa uzanıyordu sanki. Biraz daha uzansalar gökyüzüne değeceklerdi. Belki de çoktan oralardı?
"Bu oyun çok fazla uzadı." dedi engin dağ denizine bakarak. "Epey uğraştırdı da. Yoruldum."
İlk defa bu kadar açık konuşuyordu.
"Artık vargeçme zamanı geldi." dedi Orenda.
Aspen ona doğru döndü.
"Haklısın."
Yüzünde bir kabulleniş vardı. Tekrar sendeleyince Orenda onun uçurumdan düşmesinden korkarak kollarından tuttu. Derin yaraları yoktu ama usul usul kanayarak çok kan kaybetmiş olmalıydı. Bir an önce tedavi edilmesi gerekiyordu.
"Gel hadi..." dedi Orenda. "...yaralarını tedavi edelim."
"Onu sarayıma sokamazsın Orenda!"
"Anne..."
Aryan bu lafı duyunca yumuşadı. Kaç yıl hayal etmişti tekrar ona böyle seslenmesini? Umut etmeyi ne kadar zaman önce bırakmıştı? Ama işte karşısındaydı. Sadece tek bir pürüzleri kalmıştı.
"Onu bırak da gel Orenda."
"Önce yaralarını tedavi etmeliyiz ama. Yoksa ölecek."
"Zaten ölecek Orenda. Yaşarsa peşimizi bırakmaz."
"Bırakacak. Kendi dedi."
"Sen de ona inandın mı?"
ORenda ilk sarılmalarından önce ilk kavgalarını etmek istemiyordu.
"Evet anne. İnanmak istiyorum."
Aryan bir şey demese de Orenda onunla aynı fikirde olmadığını biliyordu. Ama dediği gibi işte, herkesin ikinci şansı hakettiğine inanmak istiyordu. Aspen'e baktı. İyiden iyiye sararmıştı.
"Hadi seni götürelim."
Orenda Spen'i çekti ama gelmeyince durup ona baktı. Gözleri yerdeydi.
"Bir şey mi oldu?"
"Orenda..." başını yavaşça kaldırıp gözlerine baktı. Orenda bu bakışı biliyordu. "Çok safsın."
Orenda aynı anda karnında yakıcı bir acı hissetti. KArnından tüm bedenine elektrik dalgası gibi yayıldı. Sen bile çıkaramadı. Arkadan Annesinin ve arkadaşlarının ona bağırdığını duyuyordu ama onlara dönüp bakamadı.
"Sana bu yüzden öleceksin demiştim."
Aspen bıçağı geri çıkarınca Orenda daha fazla ayakta duramayarak dizlerini üzerine düştü. Nefes almakta çok zorlanıyordu. İlk ona ulaşan annesi oldu. Telaşla bir şeyler söyledi ama Orenda onların ne olduğunu anlayamıyordu. Sonra hançerini kaldırıp ASpen'e fırtattı ama ASpen bıçak ona ulaşmadan kendini dağların boşluğuna bırakmıştı bile. Düşerken yüzünde boş bir ifade vardı. Orenda onu izlerken her şeyin böyle son bulacağını düşünmediğini fark etti. Ama en azından herkes babasına gidecekti, hak ettiği yere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANARYA
Fantasy"Kanaryam" diyordu bana. Beni bir kafese kapatmıştı. Gerçek, parmaklıklardan duvarları olan bir kafese. Ve benden şarkı söylememi istiyordu. Halkımın katili olan bu adama nasıl şarkı söyleyebilirim ki?