Orenda eteklerine sıçrayan kana baktı. Bir insanın kafasını kesmenin ortalığı böyle batıracağını düşünmezdi.Ama üzgün hissetmiyordu. Yada korkmuş, midesi bulanmış... Bu kan düşmanının kanıydı ve o artık nefes alamayacaktı. Orenda hala elinde baltasıyla duran Tara'ya baktı. Yaptığına inanamıyor gibi cesete bakıyordu. Ama gözlerinde pişmanlık yoktu. Orenda onun da üstünün başının kan olmasına aldırış etmeden cesetin etrafından dolaşarak ona sımsıkı sarıldı.
"Yaşıyorsun ve buradasın."
Tara ona sarılmak için baltayı elinden bırakmak zorunda kaldı.
"Sen de."
ORenda geri çekilince " Rem nerede?" diye sordu.
Tara başıyla büyük bir ağacı işaret etti.
"Yaralandı. Onu oraya sakladım."
"İyi olacak mı?"
"Bıcak omzuna isabet etmiş. İyiyleşecek."
Orenda rahat bir nefes aldı. Bu bitmişti. Şimdi geriye kalan tek bir şey vardı. Arkasını dönüp hala savaşan annesine ve Aspen'e baktı. İkisi de yorgun düşmüştü. İkisi de yaralıydı. Savaş sona yaklaşıyordu.
Orenda derin bir nefes alıp tüm gücüyle "Aspen!" diye bağırdı.
Sesi o kadar yüksekti ki bir ordu çarpışıyor olsa bile duyulurdu. O ikisi de durdu. Savunma pozisyonlarını bırakmadan başlarını Orenda'ya çevirdiler.
"Bitti!" diye bağırdı Orenda Aspen'in ona baktığından emin olduktan sonra.
Aspen bir ona bir de yerde yatan başsız cesete baktı. Onun kim olduğuu anlayınca gözlerinden bir karartı geçti. Tek kalmıştı. O sırada Rem'de çalıların arkasından çıkıp geldi. SAğlam eliyle yaralı omzunu tutuyordu ama iyi gönüyordu.
"Kaybettin."
"Daha ölmedim."
"Ölmene gerek yok Aspen. Baban yüzünden daha fazla insanın ölmesine gerek yok."
"Anne babamı öldürdü!"
"Baban da anneni! hala böyle bir adamın intimanı almaya mı çalışıyorsun?"
Aspen cevap vermeden önce duraksadı. Orenda bir ümit kılıcını bırakır diye düşündü.
Ama Aspen'in dediği tek şey şu oldu; "O haketti."
Kılıcını tekrar kaldırıp Aryan'a salladı. Aryan hançeri kaldırmakta geç kalınca kılıç omzunu kesmiş oldu.
"Anne!"
Orenda hiç düşünmeden yerdeki kanlı baltayı kapıp Aspen'e doğru koşmaya başladı. Onun geldiğini gören Aspen Aryan'ı öldürmek için kaldırdığı kılıcı Orenda'ya doğru salladı. Orenda bu darbeden geri çekilerek kaçtıktan sonra balta ile Aspen'in bacaklarını hedefledi. Neredeyse deyiyordu ama bu hamle boşa çıktı. Ama o da tam zamanında çekilememişti ve Aspen'İn yumruğu suratına geldi. Orenda elindeki baltayı düşürüp sırtüstü yere kapaklandı. Şimdi savunmasızdı. Tepesinden bir yerden onun adını haykırdıklarını duyuyordu ama Nereden geldiğini anlayamacak kadar sersemdi. Sonra kafasının üstüne bir karaltı düştü. Aspen başına diz çökmüştü.
"Hiçbir zaman benim dengim olmadığını anlamadın. Beni yenemezsin. Sana annenin ölümünü izletirim diyordum ama sanırım o seninkini izleyecek."
Kılıcını kaldırıp zaten yaralı olan boğazına inidrmek için kaldırdı. ORenda bu sefer gözlerini kapamadı. SOnanı bile olsa pes etmeyecekti. Düm düz, kılıca, celladına bakıyordu. Bu sondu.
Kılıcın ona doğru yaklaşmasını ziledi. Her şeşyin anlamsızlaşıp yavaşladığı o an işte. Ağızda acı bir tat bırakıyordu. Yaklaştıkça ve yaklaştıkça Orenda'nın aklındaki tüm düşünceler bi bir silindi. Aklında sadece babası kalana kadar. Oradaydı ve ona gülümsüyordu.
"Baba..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANARYA
Fantasia"Kanaryam" diyordu bana. Beni bir kafese kapatmıştı. Gerçek, parmaklıklardan duvarları olan bir kafese. Ve benden şarkı söylememi istiyordu. Halkımın katili olan bu adama nasıl şarkı söyleyebilirim ki?