Sessizce yukarı çıktılar. Tek ses adım atarken yere vuran ayakların sesiydi. Az kalsın duvarlardaki oyuklarda yanan ateşlerin sesi duyulacaktı. Piyano başındaki sohbetlerinden sonra ikisi de orada çok kalmamıştı. Önce Orenda ardından da Aspen odaya dönmüştü. Orenda odaya girdikten sonra direk kafese yöneldi. Zaten illa oraya girecekse kolundan tutulup oraya tıkılmak istemiyordu. Kafese girip kapıyı da arkasından kapattı. Salıncağına oturup sırtını zincire dayadı. Aspen de ardından odaya girip bu manzarayı görünce şaşırmadan edemedi. Küçük kuşu esaretine alışmış olmalıydı.
" Geceyi orada mı geçirmeyi düşünüyorsun?" dedi kapıda durarak.
" Nerede geçireyim? Yatağında mı?"
Aspen'in yüzünün kenarında bir gülümseme oluşunca Orenda cevabıyla kendi topuğuna sıktığını anlamıştı ama geç olmuştu.
" Neden olmasın?"
" Sana bunun için milyon tane sebep sayabilirim."
Aspen odanın ortasında doğru yürüdü.
" Sana dokunmayacağımı biliyorsun değil mi?" dedi Orenda'nın en büyük korkusunu gözlerinden okuyarak.
" Buna neden inanayım?"
" Şimdiye kadar dokunmamamın sebebi sence buna gücüm olmadığı için miydi?"
Orenda cevap vermedi.
Aspen kafese yaklaşıp kapalı kapıyı açtı ve içeri girdi. Dar kafeste ikisi de birbirine değiyordu şimdi.
" Ne o?" dedi Orenda Aspen'i küçümseyerek. " Fantezinin nasıl hissettirdiğini mi görmek istedin?"
Bir yandan da Aspen'in yapabileceklerinden kokuyordu.
Aspen gözleriyle sırıttı.
" Bir yılanı kuşun kafesine fantezi olsun diye mi koyarsın?"
Orenda kanının donduğunu göstermemeye çalıştı.
" Kendine yılan diyorsun yani?"
Bakınca görünüşü de tam oturuyordu bu tarife; beyaz saçlar, buz gibi bakışlar.
" Kuşlar, yılanlar... Bu sana hiç bir şey ifade etmiyor mu?"
" Bıkmadım mı sürekli aynı şeyi ima etmekten? Ne zaman yanlış insan olduğuma ikna olacaksın?"
" Hayır, küçük kuş, ben doğru insanı yakaladım. Asıl sen ne zaman bunu kabul edeceksin?"
Cümlesini bitirince Orenda'ya onu öpecek gibi yaklaştı ama son anda durdu.
" Eğer yakın zamanda hatırlamazsan sana başka türlü yardımcı olmaya çalışacağım."
Aspen geri çekilip kafesten çıkınca, Orenda ancak o zaman tuttuğu nefesini bırakabildi. Kafesin kapısı hala açıktı.
" İstersen yatakta yatabilirsin." dedi Aspen sanki çok normalmiş gibi. Bir yandan da yatmaya hazırlanıyordu.
" Senin yanına mı?" dedi Orenda neredeyse tiksinerek. " Sana güvenmiyorum."
" Bana güvenmeni istemedim zaten. Sadece bir gece daha o rahatsız yerde kalmama şansın var. Ve bu arada, eğer sana gerçekten bir şey yapmak isteseydim, bunu daha önce de yapabilirdim di mi?"
" ..."
Aspen sakince üstünü çıkarıp yatağa girdi. Sırtını Orenda'ya dönüp yatağın yanında yanan mumu söndürdü. Oda zifiri karanlığa bürünmüştü. Orenda Aspen'in ona şarkı söylemesini emredeceğini bekleyerek kendini başka bir kavgaya daha hazırladı. Ama Aspen hiçbir şey söylemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANARYA
Fantasy"Kanaryam" diyordu bana. Beni bir kafese kapatmıştı. Gerçek, parmaklıklardan duvarları olan bir kafese. Ve benden şarkı söylememi istiyordu. Halkımın katili olan bu adama nasıl şarkı söyleyebilirim ki?