ÖZGÜR OLMAK İÇİN

90 3 0
                                    

Yolculuk... Değişimi ifade etmek için kullanılan başka bir kavram. Fransa'ya yolculuk, marsa yolculuk, kitaba yolculuk, iç dünyamıza yolculuk... Bizi değiştiren şey yolculuktur çoğu zaman. Bir yola çıkmadığımız yolculuklar. Zamanda yaptığımız yolculuklar. Yolculuk... Hayat?

Orenda kendi yolculuğuna çoktan başlamıştı. Sadece bunun o sabah uyanınca başlayacağını düşündüğü için o gece uykuları bölük pörçük olmuştu heyecandan. Neredeyse saat başı uyanmış, hey uyuduğunda da kabus diyemeyeceği huzursuz rüyalar görmüştü. Rüyalarında ya yüzü olmayan şeyler tarafından kovalanıyor yada ne olduğunu bilmediği şeylere yetişmek için koşuyordu. O yüzden o sabah uyandığında sanki rüyada değil de gerçekten koşmuş gibi yorgundu. Aspen ise onun aksine bir gün boyunca aralıksız uyumuş gibi enerjikti. Yolculuğa çıkmadan önceki son kontrolleri yaparken fırtına gibi odayı turluyordu. Bakışlarında Orenda'nın görebildiği bir heyecan, canlılık vardı. Arada sırada durup Orenda'ya bakıyor ve ona gülücük gönderiyordu. Orenda'da ona geri gülümsedikten sonra yaptığı şeye geri dönüyordu.

Orenda o işlerini bitirene kadar yatağın kenarında oturup onu izledi. Ona yardım etmek istedi ama o halsizlikle sadece elinin ayağına dolaşırım diye düşünerek vazgeçti. Çok geçmeden de Aspen'in işi bitti ve Orenda'nın yanına oturup kolunu beline doladı. Orenda'da başını onun omzuna yasladı. 
''Hala tedirgin misin?''
''Biraz.''
''Her şey güzel olacak. Yanında ben olacağım.''
Orenda belli belirsiz kafa salladı. Sonra başını kaldırıp Aspen'in yüzüne baktı.
''Gitmeden önce Tara ve Rem ile konuşmalıyım. Onlara bunu açıklamam gerek. Öylece ortadan kaybolamam.''
''Tamam. Ben komutanlarla konuşurken sen de onlarla konuş. İşim bitince seni alırım ve yola çıkarız.'' 
''Tamam.'' 

Bir süre daha birbirlerinin kollarında oyalandılar. Sonra ikisi de kalkıp kendi yollarına gittiler. Biri son toplantı için çalışma odasına, diğeri bir daha görüp görmeyeceğinden emin olmadığı arkadaşlarına. 

Orenda yol boyunca çok gergindi. Tara ve Rem'in ne tepki vereceğini az çok tahmin edebiliyordu. Bu fikirden hiç hoşlanmayacaklardı. En başından beri istememişlerdi zaten. Ama bu bambaşka bir boyuttu. Aspen Orenda'yı onlardan ayıracaktı.

Orenda onların ne tepki vereceğini düşünerek sıkıntıyla ellerini ovuşturuyordu. Bundan kaçmasının bir yolu yoktu. Sadece bir mektupla veda edecek olsa aralarında onulmaz yaralar açardı. Orenda bunu göze alamayacak kadar seviyordu onları. 

İçindeki sıkıntıyla kampa vardığında insanların madene gitmek için meydanda toplandığını gördü. Orenda onlara biraz daha yaklaşıp parmak uçlarına yükselerek kalabalığın arasında onları görmeye çalıştı. İlk gözüne çarpan etrafındaki insanlara el kol hareketleriyle bir şeyler anlatarak insanları güldüren Tara oldu. Her ne anlatıyorsa o insanlar o kadar gülüyordu ki Orenda bile kendi sıkıntısını unutup gülümsedi. Ama Rem'in onun yanında olmadığını fark edince gözleri bir kez daha kalabalığı taramaya başladı. İkisinin beraber olmamasına şaşırmıştı. Daha da şaşırdığı Rem'in kalabalığın arasında olmayışıydı. Acaba hasta mı oldu yada başına kötü bir şey mi geldi diye düşünürken omzunda hissettiği bir elle irkildi. 
''Beni mi arıyordun?'' 
Orenda elin sahibinin Rem olduğunu görünce içinde çalan alarm zilleri sustu.
''Evet.''
Birbirlerine gülümsedikten sonra hala bir şeyler anlatmaya devam eden Tara'ya döndüler. 
''Bu kadar hararetli ne anlatıyor öyle?'' diye sordu Orenda.
Rem omuz silkti.
''Bilmem. Dinlemedim.''
Orenda ona kaşlarını çatarak baktı.
''Sizin aranızda bir şey mi oldu?''
''Hayır.''
''Emin misin? Siz ayrılmazdınız. Şimdiyse, sen biraz... mesafeli görünüyorsun. Hatta sinirli. Aranızda bir şey mi oldu?''
Rem tekrar omuz silkti. Gözleri ise Tara'nın üstündeydi. 
Tara üstündeki bu bakışları hissetmiş olacak ki gözleri bir anda onların olduğu yere kaydı. Onların kim olduğunu anladığı anda heyecanla elini sallamaya başladı ve anlattığı şeyi yarım bırakarak etrafındakilerin hoşnutsuz bakışları altında onlara doğru koşar adım ilerledi. Orenda bir yandan ona el sallarken bir yandan da yan gözle Rem'e bakıyordu. Tara yaklaştıkça Rem daha da öfkeleniyordu sanki. 

KANARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin